Cumartesi Yeni bir politikacı üniforması yarattı

Yeni bir politikacı üniforması yarattı

21.06.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Obama ne giyiyor da acımasız moda otoritelerini etkileyebiliyor? Aslında ne giydiğinden çok ne giymediğine bakmak gerek...

Yeni bir politikacı üniforması yarattı

Demokratların ABD Başkan adayı Barack Obama son bir yıl içinde süpermodeller kadar, belki daha da fazla dergiye kapak oldu, bunlara Men’s Vogue da dahil.
Harper’s Bazaar dergisinin yayın yönetmeni Lucy Yeomans onu “ince ve tarz sahibi” diye tanımladı. GQ dergisinin editörlerinden Charlie Porter, “Obama kendini gençlere ilham veren bir adama çevirmeyi ve bunu ağırbaşlı giysiler içinde yapmayı başardı” dedi. Esquire‘ın yayın yönetmeni Jeremy Langmead, Obama’nın takım elbiselerinin şu sıralar erkek giyiminde öne çıkan “ince siluet” akımıyla örtüştüğünü söyledi: “Obama, Amerikan modasında ilk Thom Browne ve şimdi de Tom Ford tarafından teşvik edilen yeni havayı yakalayan sayılı tanınmış kişilerden biri.”
Seçimleriyle puan kazanıyor
New York Times yazarlarından Guy Trebay, Obama’nın kıyafet seçimleriyle puan kazandığının altını çizdi.
Glamour dergisinin moda editörü
Suze Yalof Schwartz ise “Obama’ların stiline dair söyleyecek olumsuz bir şey bulamıyorum” dedi.
Peki Obama ne giyiyor da moda otoritelerini böylesine etkileyebiliyor?
Aslında ne giydiğinden çok ne giymediği önemli burada.
Obama, hele de bir ABD Başkan adayı olarak, vatanperverlik ve politika sembollerini üzerinde taşımamasıyla dikkat çekiyor.
Yakasına bayraklı iğneler takmıyor; politikacıların favorisi olan kırmızı kravattan uzak duruyor. İlle de kırmızı kravat takılması beklenen bir yerdeyse (örneğin ekrandaki bir tartışma programında) kravatı tam kırmızı olmuyor, olsa olsa bordo gibi bir renk seçiyor. Onun favorisi açık mavi kravatlar; resmi etkinliklere giderken bu kravatları takıyor.
Ortalıkta olduğundan beri Obama’yı Washington’ın tipik üniformasıyla pek görmedik. Men’s Vogue dergisinin 2006 Eylül sayısında Obama geleneksel politikacı giysileriyle karşımıza çıkmıyor.
Şık ama daha az resmi görünmeyi istediği yerlerde, koyu renk takım elbise ve beyaz gömlek giyiyor, gömleğin yakasındaki bir-iki düğme açık oluyor.
Obama karşıtları ona saldırırken bu kıyafetini de çokça eleştiriyor. Onlara göre dünyada kravatsız takım elbise giyen iki adam var. Bunlardan biri Barack Obama, diğeri de İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad. Bu kişiler aslında Obama’nın kravat takmamasına değil de Müslüman olmasına takılıyor.
Obama halkın huzuruna çıktığında ise genellikle “khaki” pantolonlar giyiyor. Azıcık ABD ile ilginiz varsa khaki pantolonların bu milletin üniforması gibi bir şey olduğunu biliyorsunuzdur; hatta GAP’in de “spesiyaliteleri” arasındadır. E yani, Obama, bu kostümüyle halka yakın duruyor.
Cem Uzan gibi kolları sıvıyor
Yine halk huzurunda gömlek-pantolon ikilisini tercih ettiyse gömleği beyaz, kolları sıvanmış oluyor. Bu resim de aklınıza yakından tanıdığımız bir ismi getirecek. Hatırlarsanız Cem Uzan seçim kampanyalarında kitlelere seslenirken aynı kıyafeti tercih ediyordu.
Beğenin ya da beğenmeyin, Obama, hele de ABD gibi şekilci bir toplumun huzurunda, yeni bir politikacı üniforması yarattı.
Takım elbisenin katı bir geleneği yansıtmak zorunda olmadığını; otoriter, uygun ama esnek bir imaj yaratacak şeye dönüştürülebileceğini gösterdi.
Ki bu tarzı Ahmedinecad’ın veya AKP’lilerin kravatsız takım kültürüyle karıştırmamak lazım. Obama’nın kıyafetleri üzerinde asla sakil durmuyor; bilakis, erkek moda dergisinden fırlamış gibi görünüyor. 

Pijama değil! Erkeklerin ideal ev giysisi
Durumu şöyle izah edeyim...
Portekiz-Türkiye maçı için Cenevre’deyim. Herkes H&M’e girip alışveriş ediyor. Ben alışveriş rejiminde olduğum için kendime bir şey almıyorum, gittiğim yerlerden kocama alışveriş yapıyorum. İkidir de ona H&M’den aynı şeyi alıyorum.
Bu kez de öyle yaptım.
Sonra çoğunluğu erkek olan arkadaşlarla buluştum. Elimde H&M torbasını görünce “Ne o? Alışveriş mi yaptın yoksa?” diye sordular. “Yok, kocama aldım” dedim. “Ne aldın?” diye detay sorulara geçiş yaptılar, “Pijama altı gibi bir şey işte” diye geçiştirdim. Vay, sen misin pijama altı diyen. İki gün makara olduk kocasına pijama alan kadın diye. Torbadan çıkarıp gösterdim de ama “E pijama işte” diyerek ikna olmadılar.
Sizin dünyadan haberiniz yoksa ben ne yapayım?
Şimdi bir kere bu, pijama değil. Erkeklerin evde, hatta eğer düz renkli penye kumaştan falan ise dışarıda bile giyebileceği bir alt giysisi bu. GAP’ten Ralph Lauren’e kadar birçok marka yapıyor bunlardan. Bu fotoğraftakiler GAP etiketli mesela.
Evde donla veya şortla gezmek istemeyen erkekler için ideal. Erkek olsam giyerim.

Virüs süratle yayılıyor
Hatırlarsanız geçen haftalarda Bağdat Caddesi gençliğini vuran virüsten söz etmiştim. Virüsün adı ADICOYS (Adidas Converse Yetmezliği Sendromu) idi. Yanımdan geçen her üç kişiden birinde yandan çizgili Adidas eşofman altlarına rastlandığımdan söz etmiş, virüsün kısa zamanda başka semtlerde başka insanları pençesine alacağından duyduğum endişeyi dile getirmiştim.
Ve beklenen oldu.
Hatta virüs Boğaz Köprüsü yoluyla kıtalararası seyahat ederek Nişantaşı ve Levent sokaklarına yayıldı. Pazara ve seyyar satıcıların tezgahlarına düşen virüs korkarım müthiş bir hızla hareket ediyor.
Kimi zaman arabaların bagajlarında halkın seyrine sunulan Adidas eşofmanlar ise orijinal virüsü taşımıyor, onların genetiği değiştirilmiş. Ama bunlar orijinal virüslere de benzemez. İyice tehlikeliler.
Dikkatli olun...