Zümrüt taşının rüzgarla yarışan gençleri

Van Gölü, 3 bin 713 km2’lik yüzölçümü ile deniz gibi ferahlık verir insana. Ortalama derinliği 171 metre olan doğa harikasının en derin noktası 451 metredir. Nemrut’un sarsıcı patlamalarıyla iki bin yıl önce oluşan volkanik göl, tuzlu ve sodalı suyunun yanı sıra nesli koruma altında olan inci kefali ve ona canlılık katan yelkencileriyle ünlüdür. Güzelsu, Karasu, Zilan ve Bend-i Mahi nehirleriyle beslenen Van Gölü’nün çevresi bereketli topraklarla doludur. Onu cazip kılan bir diğer özelliği doğusunda bulunan Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuşadaları’dır.

Meslek yaşantımda birçok kez ziyaret etme şansı bulduğum Van, şahane kedileri ve kahvaltılarıyla da haklı bir şöhrete sahip. Benim “Doğu Anadolu’nun zümrüt taşı” olarak adlandırdığım kent, esas adı Kemal Sadık Gökçeli olan merhum Yaşar Kemal’in şahane sözcükleriyle tanımladığı Van Gölü sayesinde mavi yürekli yelkencilerimize kucak açıyor. 2003 yılında kurulan Van Yelken Kulübü’nde optimist, laser ve rüzgar sörfü branşlarında 40 öğrenciye eğitim veriliyor. Yörede yelken sporunu sevdirmeyi ve yaygınlaştırmayı amaçlayan kulüp, takip botuna ihtiyaç duyuyor. Bağış yapmak isteyen firmalar dilekçeyle Türkiye Yelken Federasyonu’na başvurup gereken onayı aldıktan sonra Van Yelken Kulübü ile iletişime geçebilir. VYK’da öğrencilere ilk önce yüzme öğretiliyor, daha sonra yelkenli eğitimin tüm aşamaları belirli bir program çerçevesinde veriliyor. Fazla söze gerek yok. Onların çabalarını alkışlıyor ve destekliyorum. Gelecek yıllarda milli sporcular yetiştireceklerine yürekten inanıyorum. Başta kulüp yöneticileri ve antrenörleri olmak üzere A’dan Z’ye hepsinin yolu açık olsun.

Lezzet

Van’a yolu düşenler için kahvaltı mekanları : Bak Hele Bak, Sütçü Fevzi, Sütçü Kenan ve Süphan. Ayrıca öğle veya akşam yemeklerinizde kişniş katılmış kavurmalı uşgun ekşisi ve ciğer köfte deneyebilirsiniz. Yörenin otlu peynirini, sütlerini ve tereyağını denemeden kentten ayrılmayın.

Nerelere gidilebilir?

Van İskele’den hareket ettikten sonra Çarpanak Adası yaklaşık 3 saat mesafede. Demirde kalıp IX. ya da XI. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Saint Jean’a adanmış manastırı keyifle seyredip acı bir kahve içebilirsiniz. Vaktiniz varsa kentte birkaç gün konaklayın. Çarpanak Adası’ndan sonra Ağon, Bağmeşe ve Altınsaç başta olmak üzere keşfedebileceğiniz birçok koy olduğunu göreceksiniz. Doğa, fotoğraf tutkunları için tüm cömertliğini sunuyor. Son bir not. Van Gölü’nde hakim rüzgarlar genellikle karayel, lodos ve keşişleme. Sonbahar ve ilkbahar aylarında daha şiddetli esiyor. Yaz ortasında 10-15 knot arasında değişiyor. Tıpkı denizde olduğu gibi bütün emniyet önlemlerini almadan kesinlikle vira bismillah demeyin.

Öneriyorum…

Van Gölü’nde ilkel sayılabilecek küçük tekneler dışında yelkenli görmek maalesef mümkün değil. Ulaşım motorlu taşıtlarla gerçekleştiriliyor. Türkiye Yelken Federasyonu, Van Gölü’nde 8-10 metrelik yelkenli ve kamaralı teknelerin suyla buluşmasına öncülük ederse harika bir sosyal sorumluluk projesine imza atmış olur. Hava şartlarının uygun olacağı zamanlarda yapılacak konaklamalı tekne turları yöreye ayrı bir canlılık kazandıracaktır. Van Gölü kıyısında demli çaylarınızı yudumlarken karşınızda süzülen yelkenlileri görmek emin olun büyük bir keyif olur. İtalya, İsviçre, ABD, Kanada, Almanya başta olmak üzere birçok ülke göllerini adeta deniz gibi kullanıyor. Ülkemiz de buna uygun. Geldim yazımın sonuna. Aklım bir kez daha Van Gölü’nün maviliğinde kaldı. Burada yelken açmanın keyfini sürmek için kollarınızı sıvayın. Yelken Federasyonu ve Valilikten gelecek müjdeli haberleri bekliyorum.