Dünya AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’yi neler bekliyor?

AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’yi neler bekliyor?

28.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, 10-11 Aralık’ta gerçekleştirilecek AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’yi neyin beklediği konusunda kritik değerlendirmeler yaptı. Kaymakcı, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda AB ile 15 Temmuz 2016 sonrasında bir güven krizi yaşandığını, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’de haklarını kararlı şekilde savunması üzerine, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile son dönemde de Fransa’nın, AB’yi ülkemize karşı kötü niyetle kullanmaya başladıklarını kaydetti.

AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’yi neler bekliyor

Türkiye-AB ilişkilerinin olmaması gereken bir düzeyde seyrettiğini belirten Kaymakcı, “AB, katılım müzakerelerini durma noktasına getirdi, gümrük birliği güncellemesine başlanmasını siyasi koşula bağladı. Vize serbestisi diyaloğunda da her ne kadar Türkiye’nin son altı kriteri yerine getirmesi gerekse de karşı taraftan da olumlu işaretler almıyoruz. Şu anda pandemiyi de gerekçe göstererek vizesi olanlar dahi seyahat edemiyor. Böyle bir ortamdayız” değerlendirmesini yaptı.

10-11 Aralık’taki AB Liderler Zirvesi’nde karar süreci yaşanacağını belirten Kaymakcı, Türkiye’ye yönelik olası yaptırımların ne olabileceği konusunda şu görüşleri dile getirdi:

“AB’nin alabileceği çeşitli kararlar var; müzakereleri resmen sonlandırması. Böyle bir şeyin yapılabileceğine inanmıyorum. Müzakerelerin resmen askıya alınması. Bu da kolay bir karar değil. Zaten müzakereler şu anda maalesef durma noktasına getirildi AB tarafından. Bu yönde bir karar çıkabilir mi? Sanmıyorum. IPA fonları… Türkiye’ye verilen mali yardımlarda kesinti yapabilirler veya tamamen askıya alabilirler. Bu da Türkiye’yi çok olumsuz etkilemez ama Türkiye-AB diyaloğunu, sivil toplum kuruluşlarımızı, parlamenter diyaloğu, öğrencilerimizi, değişim programlarını olumsuz etkileyebilir. Onun dışında, sondaj çalışmalarına dâhil olan üst düzey bürokratlarımıza seyahat yasağı getirilebilir. Bunun dışında, mevcut gümrük birliğinin askıya alınması diye bir şey söz konusu. Bu da bence gerçekçi değil, çünkü Türkiye ekonomisi ve Avrupa ekonomisi iç içe. Seçenekler bunlar.” Kaymakcı, bu sıkıntılı süreçten çıkış yoluna ilişkin de şöyle konuştu: “Çıkış yolu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konferansı önerisine cevap verilmesi. En azından ortamı yumuşatsın ve Kıbrıs Türklerinin de içinde olduğu bir Doğu Akdeniz konferansında özellikle Kıbrıs adasındaki enerji, hidrokarbon konusu ve gelir paylaşımı konusu da yavaş yavaş ele alınsın.