Dünya AP mayınlı araziye döndü

AP mayınlı araziye döndü

09.06.2009 - 00:59 | Son Güncellenme:

Son seçimlerle Avrupa Parlamentosu’na Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemeyen sağ ve aşırı sağ bir zihniyet hâkim oldu. Güç kazanan AB karşıtlarının, Birlik parlamentosu içinde ‘Truva Atı’ olmasından da korkuluyor. Türkiye’yi ve AB’yi zorlu bir süreç bekliyor

AP mayınlı araziye döndü

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 736 üyesini belirlemek üzere yapılan seçimler önümüzdeki 5 yılın hem Avrupa Birliği (AB) hem de Türkiye için zorlu geçeceğinin işaretlerini verdi. Türkiye’yi üye olarak görmek istemeyen bir zihniyetin hâkim olduğu Hıristiyan Demokratlar’ın gücünü koruması, aşırı sağ partilerin önemli kazanımları ve “Truva atı” rolü oynayacak olan Avrupa karşıtlarının sayısının çokluğu AP’yi Ankara açısından adeta mayın tarlasına çevirdi.
AP seçimleri 736 koltuktan 263’ünü almayı başaran Hıristiyan Demokratlar (EPP-ED) açısından önemli bir zaferle sonuçlandı. Kriz ortamına rağmen bir kez daha AP’nin en büyük siyasi grubu olmayı başaran EPP, bu dönemde de Türkiye’ye soğuk bakan tavrını sürdürecek. Özellikle aşırı sağın oylarını toplama amaçlı söylemleriyle dikkat çeken Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin partisi UMP’nin ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in partisi CDU’nun seçimlerden güçlü çıkması Türkiye’ye imtiyazlı ortaklık öneren ve çoğu zaman yersiz çıkışlar yapan zihniyetin elini güçlendirdi. 

Önemli kazanımlar
AP açısından en önemli gelişmelerden birini aşırı sağın ve Avrupa’ya şüpheyle bakan kesimlerin bu çatı altındaki kazanımları oluşturuyor. Aşırı sağ yüzde olarak çok büyük patlama yapmasa da elde ettiği kazanımlar küçümsenemeyecek kadar önemli. İslam düşmanı ve Türkiye karşıtı Geert Wilders’in partisinin 4 koltuk birden kazanması, yabancı düşmanı İngiliz Ulusal Partisi’nin 2 sandalyeyle, Macaristan’daki aşırı sağcı parti Jobbik’in 3 sandalyeyle ilk kez AP’ye girmesi, AB açısından işlerin çok iyi gitmediğinin önemli bir göstergesi. Fransa, Belçika, Avusturya, Slovakya, İtalya, Bulgaristan ve Danimarka’daki aşırı sağ eğilimlerin AP’de yer bulduklarının altının çizilmesi gerekiyor.

Yükselen değer
Seçim sonuçları Avrupa’da Avrupa Birliği karşıtlığının revaçta olduğunu ortaya koydu. Söylemleriyle açık bir şekilde Avrupa entegrasyonuna karşı olduklarını ve AB’nin her ilkesini paylaşmadıklarını net bir şekilde ortaya koyan eğilimler güçlerini artırdı. Bu eğilimin en önemli temsilcilerinden biri İngiltere Bağımsızlık Partisi (UKIP).
İngiltere’nin AB’den ayrılmasını talep eden UKIP, iktidardaki İşçi Partisi’ni geride bıraktı. Diğer AB ülkelerinden gelen ve UKIP benzeri yaklaşımlar sergileyen eğilimler, AB’yi içeriden vurma taktiği izleyecekler. Türkiye, hem aşırı sağın hem de Avrupa karşıtlarının bu dönemdeki en gözde tartışma malzemelerinden biri olacak.

AB halka inemiyor
Bu tür eğilimlerin güçlenmesinde, ekonomik sıkıntılar kadar oy kullanmama oranının rekor seviyede olması da etkili oldu. Slovakya’da oy kullanma oranı yüzde 19.6’da kalırken, AB genelinde bu oran yüzde 43 olarak belirlendi. Seçmenlerin sandığa bu kadar ilgisiz kalmasında AB konularının çoğu kişiye sıkıcı gelmesi, karmaşık olması ve Brüksel’in halka inmekte zorlanması önemli rol oynuyor. Avrupa seçimlerinde ulusal konuların ön planda tutulması ve siyasilerin ulusal kimliklerinden sıyrılıp AB gömleği giymekte zorlanmaları ilgisizliği artırdı.

Haberin Devamı

AP mayınlı araziye döndü

(Saat yönünde) Aşırı sağcı İngiltere Ulusal Partisi lideri  Nick Griffin, Hollandalı yabancı düşmanı Geert Wilders ve Macaristan’ın aşırı sağcı   partisi Jobbik  taraftarı bir Macar.

AP mayınlı araziye döndü

NOTLAR
Korsanlar parlamentoda!

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin en önemli sürprizlerinden birini İsveç’teki Korsan Partisi yaptı. İnternetin özgürlüğünü savunan ve dosya indirilmesinin kısıtlanmasına karşı çıkan parti AP’de tek sandalyeyle temsil edilecek.
- ”Gerçek Finlandiyalılar”: Seçimlerin bir yeniliğini de “Gerçek Finlandiyalılar” adlı Avrupa karşıtı parti oluşturdu. Timo Soini liderliğindeki parti, 2004’te yüzde 0.5 olan oy oranını yüzde 10 düzeyine yükseltti. AP’de bu dönem bir “Gerçek Finlandiyalı” olacak.
- Skandallara rağmen: Son dönemde hakkında çıkan ve çoğu skandal olarak değerlendirilen haberlere rağmen koltuğu sallanmayan liderlerin başını İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi çekti. Berlusconi’nin partisi rakiplerine fark attı.
- Kızıl, yeşil ve süperstar: Fransa’da 1968 hareketinin en önemli isimlerinden olan Daniel Cohn-Bendit o dönemde “Kızıl Danny” olarak anılıyordu. Daha sonra “Yeşil Danny” olarak adlandırılan Alman vatandaşı Cohn-Bendit, AP seçimlerinde aldığı oy oranıyla “Süperstar Danny” mertebesine yükselmiş durumda. Yeşiller, Fransa’nın 3. büyük siyasi gücü oldu.
- Kızıp komünist lidere oy verdiler: Letonya’da tepki oyları ilginç bir durumun ortaya çıkmasına neden oldu. Ülkenin Sovyetler Birliği dönemindeki son lideri olan Alfreds Rubiks, AP’ye seçildi. Yerel ve genel seçimlere girmesi yasak olan Rubiks, demokratik hükümeti devirme girişiminde bulunma suçlamasıyla 3 yıl hapis cezası almıştı.
- Biri yüzde 91 diğeri yüzde 19: AP seçimlerinin en önemli boyutlarından birini katılım düzeyinin rekor ölçüde düşük olması oluşturdu. AB’de oy kullanma oranı yüzde 43’te kalırken, Slovakya’da bu oran yüzde 19’larda kaldı. AB’nin göğsünü kabartan iki ülke ise yüzde 90.39’la Belçika ve yüzde 91’le Lüksemburg oldu. Bu rakamlar mecburi oy sisteminin AB’ye faydasını bir kez daha gösterir nitelikte...  
- Karpatların Hilton’u: Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu’nun kızı Elena Basescu da seçilmeyi başardı. Siyasetle büyüyen ancak siyasetle pek ilgili olmayan Elena Basescu, “Karpatların Paris Hilton’u”      olarak da adlandırılıyor. Basescu, AP’nin en renkli simalarından biri olmaya aday.