06.06.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Dış Haberler Servisi
Suudi Arabistan ile ilişkiler konusunda oldukça farklı tutum sergileyen Donald Trump yönetimi ve ABD Kongresi, yine fikir ayrılığı yaşıyor. Kongre daha önce Suudi Arabistan’a Yemen’deki savaşta verilen desteğin bitirilmesi yönünde karar almış ve bu ülkeye silah satışının durdurulması için adım atmıştı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı ülkelere silah satışlarında Kongre onayını devreden çıkaran acil durum yetkisini kullanmaya karar vermişti. Dün hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat senatörler, Trump’ın Kongre’yi baypas etmesini engellemek adına 22 ayrı ortak önerge sunacaklarını açıkladı. Demokrat Senatör Bob Menendez, “Başkan ya da Dışişleri Bakanı’nın, silah satışı konusunda Kongre’nin yetkisini hiçe saymasına müsaade etmeyeceğimizi göstermek için bu adımı atıyoruz” dedi. Önergelerin arkasındaki bir diğer isim olan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise, “Suudi Arabistan’ın stratejik bir müttefik olduğunu anlasam da, Muhammed bin Selman’ın davranışları göz ardı edilemez. Suudi Arabistan’la normalde olduğu gibi iş yapma vakti değil” ifadelerini kullandı.
Nükleer bilgiler
Öte yandan ABD yönetiminin, Cemal Kaşıkçı cinayetinin hemen ardından bazı ABD firmalarına, Suudi Arabistan’la hassas nükleer bilgileri paylaşma izni verdiği ortaya çıktı. Demokrat Virginia Senatörü Tim Kaine’in, Trump yönetiminin Suudi Arabistan’a verdiği önemli nükleer bilgilerle ilgili açıklaması kamuoyunda ilgi çekti. Kaine, Kaşıkçı cinayetinden sadece 16 gün sonra, 18 Ekim 2018’de Trump yönetiminin “bazı Amerikan firmalarına Suudi Arabistan’a hassas nükleer bilgileri paylaşma izni verdiğini” gösteren belgeleri gördüğünü açıkladı. Senatör, tüm dünyada yankı uyandıran ve Riyad yönetimini olduğu kadar Washington’ı da baskı altına alan cinayetten kısa süre sonra ABD yönetiminin Suudilere verdiği bu imtiyazı “çok rahatsız edici” bulduğunu vurguladı.
Washington’un 18 Şubat 2019’da Riyad’a nükleer konusunda bir imtiyaz daha verdiğini kaydeden Kaine, bu sürecin kamuoyunun bilgisine açılması gerektiğini belirtti.
ABD ile Suudi Arabistan arasında 2017’den bu yana süren “nükleer güç görüşmeleri” kapsamında Amerikan firmalarına şu ana kadar 7 yetki verildiği ve bu kapsamda iki ülke arasında nükleer bilgi paylaşımı yapıldığı biliniyor. Suudilerin ilk iki nükleer reaktörünü inşa etmesi sürecinde ABD’den aldıkları bilgi ve teknolojik imkanların önemine dikkat çekilirken, ABD Enerji Bakanlığı bugüne kadar söz konusu iş birliğinin detaylarını açıklamaktan kaçındı. Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki başkonsolosluğunda 2 Ekim 2018’de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesi dünyanın gündemine oturmuş, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı cinayetin dışında kabul eden Trump yönetimi ülke içinde ve uluslararası kamuoyunda çok tepki toplamıştı.
‘Savaş ihtimali hep var’
İngiltere’ye resmi ziyaret gerçekleştiren ABD Başkanı Donald Trump, ITV televizyonuna yaptığı açıklamada, İran’a yüklendi. Bir yandan İran’la ön şartsız müzakereye hazır olduğundan söz eden Trump, diğer yandan savaş ihtimalini her zaman olduğunu ifade etti. Trump, “Ben göreve geldiğimde İran aşırı derecede hasmane bir yerdi. O sırada dünyadaki bir numaralı terörist ülkeydi ve muhtemelen bugün hala öyleler” diyen Trump, İran’a yönelik askeri seçenek ihtimaliyle ilgili “Her zaman böyle bir şans var” diye konuştu. “Ben istiyor muyum? Hayır. Bana kalsa istemem. Ama her zaman böyle bir şans var” diyen Trump, kendisinin tercihinin Ruhani ile görüşmek olduğunu dile getirdi.
Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de, ülkesinin bölge ülkeleriyle ve büyük güçlerle çatışmadan yana olmadığını söyledi. Ruhani, “İran, bölge ülkeleriyle ve büyük güçlerle çatışmadan yana değildir. Eğer onlar akıl dışı bir adım atarsa, hiç tereddütsüz kesin ve pişman edici bir cevapla karşılaşırlar” ifadelerini kullandı.
Normandiya’yı andılar...
ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere ziyaretinin üçüncü gününde Normandiya Çıkarmasının 75. yıldönümünü kutlamak için dünya liderleriyle birlikte Portsmouth kentindeydi. İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ve Başbakan Theresa May’in ev sahipliğinde düzenlenen anma etkinliğine Trump dışında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve Avustralya Başbakanı Scott Morrison’in yanı sıra 10 farklı ülkeden liderler ve üst düzey isimler katıldı. Trump, “D-Day” olarak anılan Normandiya Çıkarması için, “Dünyanın savaş zamanında gördüğü en büyük ittifak. 75 yıl önce cesur Amerikalılar ve İngiliz vatanseverler bu adada dünya tarihinin en önemli savaşına doğru yola çıktılar” dedi.
Protestolar ‘yalan haber’!
ABD Başkanı Donald Trump, Londra’da on binlerce kişi kendisini protesto etmesine rağmen 20’yi bulmayan destekçilerinin
“asıl kalabalık” olduğunu söyledi.
Ziyareti sırasında sürekli kendine karşı büyük gösteriler olacağını duyduğunu kaydeden Trump, twitter üzerinden paylaştığı mesajda, “Ama tam tersi oldu. Yozlaşmış medyanın göstermekten nefret ettiği büyük kalabalıklar, ABD ve beni desteklemek için toplananlardan oluşuyordu. Organize fiyaskoların (göstericiler) aksine çok ve coşkululardı” dedi. İngiltere Başbakanı Theresa May ile ortak basın toplantısında da gösterileri, “çok çok küçük” olarak niteleyen Trump, protesto haberlerinin de yalan olduğunu öne sürdü. Ancak Trump’ın bu iddiasının aksine Londra’da yapılan Trump karşıtı gösteriye on binlerce kişinin katıldığı görüldü.