Akgerman: Yerelin avantajını kullanarak fark yaratabiliriz

TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ile İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliğiyle hazırlanan ‘Kent-Bölge: Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler-Türkiye’nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi’ne’ raporu yerel tanıtım toplantılarının ilki BASİFED’in ev sahipliğinde İzmir’de yapıldı.

Kentler bağlamında Türkiye’nin iktisadi ve idari sorunları üzerinde çalışmak ve çözüm üretmek amacıyla hazırlanan raporun ilk fazında 12 şehrin kent-bölge oluşumunun dinamikleri ve potansiyelleri incelendi.
Ulusal kalkınma programlarının, bölgesel bakış yerine kentler temelinde bir yaklaşımla hazırlanması gerektiğini belirten TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Kişi başı gelirin 14 bin doların üzerinde olduğu İzmir’in potansiyeli düşünüldüğünde tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde gerçekleştirilecek dönüşüm ve strateji eylem planları önemli bir ekonomik rol model yaratabilir” dedi.

İlk çalışma

Günümüzde fark yaratmanın yolunun yerelin avantajlarını kullanmasından geçtiğini vurgulayan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akgerman, İzmir’in Ege Bölgesi ihracatının yüzde 50’sinden fazlasını, ülke ihracatının ise yüzde 6’ya yakınını gerçekleştirdiğine dikkat çekiyor.

Adana-Mersin, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Van gibi 12 şehrin, kent-bölge oluşumunun dinamiklerini ve potansiyellerini inceleyen rapor, söz konusu kentlerin küresel üretim, tüketim ve dolaşım ilişkilerinden nasıl etkilendiği analiz ediyor.

Kentlerin potansiyel imkânları ile kısıtları arasındaki makasın nasıl daralacağına ilişkin çözümler sunan rapor, Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Forumu’nun ilk çalışması olma özelliğini taşıyor.

‘İzmİr’e yol harİtası’

İzmir’in bir yol haritasına ihtiyacı olduğunu belirten Tarkan Kadooğlu, şu vurguları yaptı: “İzmir’in bütüncül bir yerel ve bölgesel kalkınma planı ile potansiyellerini, güçlü yanlarını harekete geçirecek bir yol haritasına ihtiyacı var. Kent koalisyonu kurulmalı. O kentte yaşayanlar, iş dünyası, üniversiteler, STK’lar, meslek örgütü ve odalar birlikte hareket etmeli.”