Altay coştu Göztepe eriyor

Bülent Buda: Yıldızın parladığı anlar. Yıllar sonra fantastik Altay. Üç oyun dokuz puan. TFF 1. Lig’de takımın çok şeyiydi Marco. Süper Lig’de Bamba bu konuma aday.

Maçın tümünde oyunun içinde. Atıyor, attırıyor. Kappel’in sağı solu belli değil. Maçlar, oyunlar, skorlar, siyah beyazlılarda takım olma bilincini geliştiriyor.

Cebrail iyi oyunun özverisini otomatiğe bağladı. Müthiş bir kimlik, kişilik. Lis üç direk önünde heybetli, gösterişli duruyor. Öz disiplini ile önündeki savunmaya güven aşılıyor. Björkander önce gole neden oldu, ardından sol beke çekildiğinde takımının ilk golü öncesi Bamba’ya topu kazandıran adam oldu. Kappel’le eşitlik golü geliyor.

Bir hatayla oyundan kopmamak, içinde kalmak çok değerli dışa vurumlar. Taraftarın önünde iyi takım, kazanan takım olma yolculuğunda çok önemli gelişmeler, sunuşlar yaşıyorlar, yaşatıyorlar. 

Fatih Tanfer: Altay Teknik Direktörü Mustafa Denizli yönetiminde taraftarlarını her geçen gün mutlu ediyor. Altay’ın en büyük gücü yüksek performansı ve rakibe alan bırakmayan oyun anlayışıydı.

Kaleci Lis’ten başlayıp Bamba’ya kadar ayırmaksızın hepsi sahaya yüreklerini koydular. En önemlisi kaybettikleri topları inanılmaz kısa sürede kazandılar.

Ve futbol akılları üst düzeydeydi. 1-0 yenik duruma düşmelerine rağmen asla yılmadan maçın büyük bölümünde etkiliydiler. Tempoyu yükselttiler. Orta alandan da hücuma destek gelince Beşiktaş kalesinde çoğaldılar ve istedikleri pozisyonları buldular. Futbol adına bütün doğrular yapılınca sonuçta kazanan Altay oldu. Altay hakikaten gurur veriyor.

Mehmet Demirtaş: Bir takım düşünün 18 yıllık hasreti dindirmek adına tabandan tavana harika bir yolculuk yapıyor. Bir takım düşünün o özleme 6 haftada liderlikle yanıt veriyor. Bir takım düşünün takımın sembolü olan bir isme emanet ettiği koltuğa büyük saygı duyuyor. Bir takım düşünün şımarmadan, çok açılmadan, kendi bütçesini gözeterek nokta transferlere kontrat imzalatıyor. Bir takım düşünün Süper Lig’de sadece puan ya da puanlar için gelecek paralara tamah etmeden güzel oyun sunuyor. Bir takım düşünün köklerindeki manevi değerlerini gözeterek sahada taşıdığı formayı ve armayı göklere çıkarıyor.

Bir başkan düşünün ki Türkiye’ye örnek oluyor. Bir başkan düşünün ki senelerce 1 kulübün kasasına 2 kendime zihniyetinden arınmış bir şekilde kulübün marka değerine değer katıyor.

Bir başkan düşünün ki sabırla, tutkuyla, bağlılıkla devraldığı camiaya neredeyse her sene bir şampiyonluk armağan ediyor. Bir takım düşünün ki Altay’ın 25 yılını daha rahat geçirmesi adına Çırağan Sarayı’nda camiasını temsil ediyor. Bir başkan düşünün ki yaptığı anlaşmayla 60 saatlik zaman diliminde kulübüne 20 milyondan fazla ciro yaptırıyor. Bir başkan düşünün ki yense de kaybetse de futbolun kirli çarkına çanak tutmayıp bağırmıyor, çağırmıyor. Ve daha niceleri… işte bu yüzden büyüksün Altay!

Atın artık üzerinizdeki ölü toprağını!

Bülent Buda: Önce iyi bir insan sonra iyi bir sporcu Muslera. Ülkemiz futbolunda derin, anlamlı ve anımsanacak izler bırakacak. Hemen konuya girelim. Galatasaray bir şey oynamıyor. Fatih Terim’in verdiği gazla yönünü bilmeden koşuyor. Göztepe’nin golü de ikram. Lakin orada Halil’in kurnazlığı, Ndiaye’nin nitelikli vuruş tekniği ile aklını ıskalamayalım. Alın Galatasaray taraftarlarını tribünlerden, Göztepe tek golle kalmaz üçler bu takımı. Bakıyorum alana, deliler gibi koşan, yarışan 22 futbolcu. Tüm oyun süresinde, ‘Vay be ne etkili atak. Ne fantastik eylemler, vuruşlar’ diyebileceğimiz pozisyon yok. Kalecinin uzanamayacağı bölgelere kalitesi yüksek vuruşlar, dokunuşlar… Sonuç, evet istek vardı. Ama beceri ile yaratıcılık bayağı eksikti.

Fatih Tanfer: Göztepe, 1-0 öne geçtiği Galatasaray karşısında maalesef bireysel hatalar yüzünden 2-1 mağlup oldu. Galatasaray maçı kaleci İrfan Can için hakikaten şanssız bir maçtı. Göztepe ikinci yarıda golü erken yiyince Galatasaray elbette büyük baskı yaptı. Göztepe rakibine karşı zorlandı. Geriden istenilen oyunu kuramadı. Halil’le Ndiaye hücumda ellerinden geleni yaptılar ancak Galatasaray adına da son derece önemli bir müsabakaydı. Göztepe, Morutan’ın attığı golle sahadan puansız ayrıldı. Göztepe’nin artık dikkat etmesi, gücünü artırması ve en önemlisi bu hafta sahasında oynayacağı Giresunspor maçını kazanması şarttır. Bu işin şakası yok.

Mehmet Demirtaş: Göztepe adına ayağa ve atağa kalkmak için daha iyi bir fırsat yoktu İstanbul’da. Üstelik maçta öne geçen taraf olmuşken. Yani şu görüntüdeki İstanbul temsilcisine bu şekilde kaybetmek burkuyor içimizi. Bireysel hatalar nedeniyle kaçan puanlar bir hayli üzücü. Başa baş giden oyunda Obinna ve Arslanagic başka oynadılar. Eski Halil’i, Jahovic’i, Atınç’ı arıyor gözler.

Fotoğraf arşivine düşüp İzmir’de ve de deplasmanda söylenen İsyan Marşı’nı duyup tüylerin diken diken olduğu anlara gidesi geliyor insanın. Şu an gelinen noktada hedefsiz ve sistemsiz 11 futbolcu var. Nestor El Maestro’nun video kliplerine bakınca kenarda heyecandan benchlere çıkan 12. adam profilini izledik imza öncesi.

O sevinçleri Gürsel Aksel’de yaşaması ve yaşatması için daha aktif bir kenar yönetimine ihtiyaç var. Artık taraftar, yönetim, futbolcuların üzerlerindeki ölü toprağını atıp yaşanan tüm sorunları ve sıkıntıları bir köşeye bırakıp tek vücut olarak savaşım vermesi ön şart. Yönetimden saha içine, kenardan tribüne bu takımı yeniden şaşaalı günlerine döndürmek bir borç oldu.

Enis Destan sessiz kaldı

TFF 1. Lig ekiplerinden Altınordu’da geçen sezon attığı 13 golle Play Off finali oynayan kırmızı lacivertli takımın en skorer ismi olan Enis Destan, bu sezon gol yollarında sessiz kaldı. Son 2 haftada oynanan Denizlispor ve Royal Hastanesi Bandırmaspor (D) karşılaşmalarında yedek soyunan genç santrfor, görev aldığı 5 maçta 209 dakika sahada kalıp skora katkı sağlayamadı.