Ege Barış

Barış

09.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

.

Barış

İnsanların kullanabileceği en güçlü ilaç kelimelerdir.

Haberin Devamı

Rudyard Kipling

İnsanın doyumsuzluğunda evren zorlanıyor. Bir yanda öldürüyor insan insanı. Öte yanda ağıt yakıyor. İkiyüzlülük! Sevgi sözleri cılız ve de riyakâr. İkiyüzlülük, tiyatro sahnelerine fark atıyor. İnsan üretiyor ve de öte yandan yine insana kıyıyor. Ardından dalga geçer gibi bir araya geliyorlar. Ne konuşuyorlar, nasıl konuşabiliyorlar ölümcül silahlara ‘vur’ emrini verebilenler? (Yannis Ritsot-Yunan şair)
1909 doğumlu. Ölümü 1991. Uzun yaşamış sayılır. Dünyayı kıyıma taşıyan büyük savaşları yaşıyor ve nihayetinde yazıyor ağıt yakar gibi.
“Çocuğun gördüğü düştür barış
Ananın gördüğü düştür barış
Ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir barış
Gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir gülümseme
Elinde yemiş dolu bir zembil ve alnındaki ter tomurcukları
Pencerede suyu soğutan testideki damlalar gibi
Akşam üstü eve dönen
Babadır
Barış.”
Çok uzun. Okudukça insanı saran, kuşatan uzun dizelerle sürüp gidiyor kült şiir ‘Barış’. İndirin internetten. Geçirin defter sayfalarına. Her gün uyanınca okuyun birkaç satır. Sevgiyle buluşma adresi bu muhteşem dizeler.

Haberin Devamı

Duvardaki çivili kertenkele

Akın Alıcı’nın derlediği ‘Hayata Yön Veren Öyküler’ kitabından bir alıntı bu kez, “Duvardaki Çivili Kertenkele”. Öykü, gerçek sevginin yaşama tutunma, tutundurma çabasındaki payı. Kendini tüm alanlarda üstün gören insanın, içine düştüğü açmaz. Hadi okuyalım birlikte. Sonuç insancıl değil. Hayvancıl!
Japon mimarlardan biri, evini baştan aşağı yeniliyordu. Tamirat esnasında söktüğü kapılardan birinin duvarla irtibatlı bölümünde, iç kısmında iki tahta arasında sıkışıp kalmış bir kertenkele buldu. Biraz daha dikkatle bakınca kertenkelenin canlı olduğunu fark etti. Onu oradan kurtarmaya çalışırken bu kez kertenkelenin bir ayağından duvara çivilenmiş olduğunu gördü. “10 yıl önce yapılan eve kapısı takılırken dışarıdan çakılan bir çivi, o an kapıyla duvar arasında bulunan kertenkelenin ayağına isabet etmiş olmalı” diye düşündü Japon mimar. Peki, nasıl olmuştu da bu kertenkele, bir santim boyu bile kıpırdayamadığı bu karanlık duvar boşluğunda 10 yıldır canlı kalmayı başarmıştı? Mimar, tamirat işlerini bir kenara bırakarak kertenkeleyi izlemeye başladı. Bu kertenkelenin sadece havayla beslenmediğine göre, bunca yıl yaşamını nasıl sürdürebildiğini merak ediyordu. Bir süre sonra duvar boşluğunda bir hareket oldu. Japon mimar, nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkelenin geldiğini gördü. Gelen kertenkele, yerinden kıpırdayamayacak halde olana, ağzında yiyecek taşıyordu. Bu kertenkele, diğerinin belki annesiydi, belki eşi, belki de arkadaşı... Kim bilir? Ama bilinen bir şey var ki, aralarındaki güçlü sevgi, birinin bıkıp usanmadan, hayatta tutabilmek için diğerine yiyecek taşımasına neden olmuştu.
Esen kalın. Aydınlık günler.