Büyükşehir taşınabilir mi?

Uzun zamandır yazmayı planladığım, hatta Ahmet Piriştina ile de sık sık tartıştığımız bir konu...Konaktaki büyükşehir binası yıkılarak, kentin bir başka yerine taşınabilir mi?Hatta hemen yanındaki Merkez Bankası ve Sümerbank binaları da bu operasyona dahil edilip, bana göre "çürük diş" gibi duran ve kentin siluetini bozan bu binalardan kurtulmak mümkün mü?Piriştina başkanlığının birinci döneminde çok daha büyük sorunların üzerine gittiği için bu tür projeleri ikinci döneme bırakmıştı.Seçim öncesinde tüm Türkiyeyi dolaşan "Milliyet TIRı" Konak Meydanına park etmiş; yazarlarımızla Piriştina sohbet ederken bu konu yine açılmıştı.Mehmet Y. Yılmaz, Can Dündar, Hasan Cemal, Ece Temelkuran; "Başkan sen bu işi yaparsın..." dediklerinde; Piriştina o bilinen gülümsemesiyle "Beni izlemeye devam edin..." dercesine hepimize bakmıştı.Kısmet olmadı; Piriştina seçildikten üç ay sonra aramızdan ayrıldı ve kafasının bir kenarında her zaman olan "büyükşehir binasını bir başka yere taşıma" fikri de; belki de bir daha açılmamak üzere kapanmış oldu.***Biliyorum...O koskoca binayı yıkmak, yerine yenisini yapmak hiç de kolay değil.Yine birçok kişi, "Bu kadar masrafa değer mi; iki yüz, üç yüz metre yeşil alan için milyon dolarlar çöpe atılmaz..." diyecek.Olsun...Ben yine düşüncemde ısrarlıyım.İzmir gibi bir kentin göbeğinde hiçbir mimari özelliği olmayan, üçüncü dünya ülkelerindeki kamu binalarını andıran yan yana üç bina buraya hiç yakışmıyor.Peki ne yapılmalı?İzmirin bugün hala bir nazım imar planı bulunmuyor.1973 yılında tamamlanan ama uygulanmayan plan, günün koşullarına göre yeniden şekillendirilmeli ve zaman kaybedilmeden uygulamaya geçilmelidir.İzmir için nasıl bir büyüme planı isteniyorsa, buna uygun stratejiler geliştirilmeli ve uluslar arası yarışmalarla kimliğe ve dokuya uygun yeni bir kent yaratılabilir.***Bu söylediklerim hiç de zor değil.İnanıyorum ki; bölgedeki odalar, dernekler, sivil toplum örgütleri seve seve bu çalışmalara katılır ve kaynak da aktarır.Yeter ki, büyük düşünülsün; elli yıl sonrasının İzmiri hayal edilsin.Büyükşehir binası bir sembol olduğu için söylüyorum; bunun gibi İzmirde olmaması gereken çok yapı bulunuyor.Bu kent bütçesine büyük bir maliyet getirse de, uzun vadede yine bizler kazanacağız.Türkiyede "plan mı, pilav mı" tartışmalarını hatırlayın.Günü kurtarmaya kalkarsanız; ülkenizi de, yaşadığınız şehirleri de yok edersiniz.Gelişmiş bir ülkede fizibilite, plan, proje ve buna uygun strateji geliştirmeden yola çıkabilir misiniz?Çıkamazsınız...Bir insanın, bir kentin ya da bir ülkenin hayatında radikal kararlar ne zaman alınır?Gerektiğinde... dsipahi@milliyet.com.tr Bu kent için gerektiğinde radikal kararlar almaktan çekinmemek gerekiyor.