Ege Fayton atlarını bize versinler

Fayton atlarını bize versinler

18.07.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Kemalpaşa’da 3 yıldır hizmet veren kurtarılmış hayvan barınağı Angel’s Farm Sanctuary’nin kurucusu Sibel Çakır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e seslendi, “Fayton atlarına biz bakalım” dedi

Fayton atlarını bize versinler

Kemalpaşa’nın Vişneli Köyü’nde kurulan ülkemizin ilk ve tek kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağı Angel’s Farm Sanctuary’deyiz. Belediyenin iş makineleri yol ve çevre düzenlemesi yapıyor. Bir yandan da ahır, su kuyusu ve sulama inşaatları sürüyor.
İçeri adım atıyoruz önümüzden Şaşkın geçiyor. Barınak kurucusu Sibel Çakır, bu sevimli köpeği 10 yıl önce Ereğli’den alıp getirmiş. Belini kırmışlar tedavi ile ancak bu kadar düzelebilmiş. Bir diğer köşede ise Aydın’da geçirdiği trafik kazasında bacağını kaybeden Duygu isimli at bulunuyor. Buradaki hayvanların ya bacakları yok, ya da gözleri, kulakları ve kuyrukları...

Haberin Devamı

Ferdinand baba oldu

Hatırlarsınız, geçen Kurban Bayramı’nda kesilmemek için Rize İyidere’de kaçarak denize atlayan ve bayramın son günü Trabzon Sürmene’de yüzerken bulunan dana Ferdinand da burada. Babalar Günü’nde oğlu Ferdi doğdu. Ferdi’nin annesi inek Yıldız, Ferdinand ile aynı tarihlerde çiftliğe giriş yapmış. Kelebek hastalığını yenen Yıldız’ın 45 ay sonra da gebe olduğu anlaşılmış.

‘Galiba deliriyorum...’

Biraz ileride Çakır’ın 3 yıl önce hasta hayvanları almak için gittiği mezbahada kesilmekten kurtardığı Patrick’i görüyoruz. Çakır, “Mezbahaya gittiğimde biri bana ‘Sibel’ diye bağırıyor sandım. Arkadaşıma ‘Sen de duyuyor musun? Herhalde gerçekten deliriyorum’ dedim. Baktık Patrick’i gördük. Boynu demir zincirden dolayı kan içindeydi. ‘Kaç lira?’ dedim. 21 bin lira istediler. Bulamadım tabii o an parayı. Eve gittim, yurtdışındaki arkadaşımı aradım. Para gönderdi, pazarlıkla 18 bin 500 liraya aldık. Biz gittikten sonra Patrick’i kesmek istemişler ama ağırlığı nedeniyle taşıyıcı demir aksam kırılmış. Şans işte! İsmini de arkadaşımın eşinin adını, Patrick’i koydum” diyor.
Sibel Çakır, hayvanları kurtarmaya karar verdiği o ilk günü ve aradan geçen 28 yılda neler yaptığını Milliyet Ege’ye anlattı...

Haberin Devamı

- Koruma çiftliğini kurma fikri nasıl oluştu?

Yaralı hayvanlarla ilişkim çocukluk yıllarıma uzanıyor. Ailem Kurban Bayramı’nda kesmek amacıyla bir kuzu almıştı. Ben onu 1 yıl besledim büyüttüm. Gözümün önünde kesildiği gün büyük üzüntü yaşadım. O gün, hayvanları korumak için kendi kendime söz verdim. Ardından bir bir kurtarmaya başladım. İlk koruma barınağını ise 25 yıl önce Ankara’da kurduk. Ancak bulunduğumuz arazi kamulaştırılınca, 3 yıl önce Kemalpaşa’ya taşındık.

- Asıl mesleğiniz ne?

Aslında anne-bebek sağlığı alanında çalışıyordum. Bir süre önce de emekli oldum.

- Çiftlikte kaç hayvan var?

34 ayrı türden toplam 1300 hayvan bulunuyor. Çoğunun adı, hikayesi var.

- Günlük masrafınız ne kadar?

Ortalama 1500 lira harcıyoruz. Çiftlikten elde edilen sebze ve meyve satışının yanı sıra gelen cüzzi bağışlarla ayakta kalmaya çabalıyoruz.

Haberin Devamı

Ayda 5 bin liralık yem dokunmaz

- Zorlanmıyor musunuz?

Zorlanıyoruz elbette! Bakın buraya yaralı hayvanlar geliyor. Sadece günlük medikal kullanımımız 250 lira. Oysa ülkemizde çok büyük yem fabrikaları var.
Aylık gönderecekleri 5 bin liralık yem onlara dokunmaz belki ama bize nefes aldırır.
- Çiftlikte veteriner var mı?

2 veterinerimiz var, düzenli kontrol yapıyorlar. Biz belediyelerden hayvan kabul etmiyoruz. Sadece başının çaresine bakamayan terk edilmiş, imkanımızı aşmayacak olan hayvanları kabul ediyoruz. Tedavisini yapamayacağımız hayvanı getirmenin anlamı yok.

Ya sermaye ya da yemek

- Bir kızınız var değil mi?

Evet. 4 yaşındaki kızımla birlikte çiftlikte yaşıyorum.

- Siz deli misiniz, neden bu kadar yükün altına giriyorsunuz?
Köy halkı dahil birçok kişi bana deli gözüyle bakıyor. (Gülüyoruz) Burada şu an 350 bin lira değerinde hayvan var. Tesisi saymıyorum bile. 20-30 bin liralık hayvanımız ölüyor. Hastalıktan öldüyse kireçleyip gömüyoruz, ölmediyse dağda yaban hayvanlarına bırakıyoruz. “Kessene murdar olmasın” diyorlar. Beslediğimiz hayvanlar bazı insanlar için sermaye, bazıları için de ne yazık ki yemek oluyor.
Sorunuza gelirsem, bize her şeyi sunan doğaya bir borcumuz olduğunu düşündüğüm için buradayım. Bir şekilde o borcu ödememiz lazım. Ben hayvanlar konusunda destek veriyorum.
Kışın yaban domuzlarına yem bırakıyorum. Geçen yılan yakaladım, doğaya geri bıraktım. Ömrüm yettikçe de onlara bakmaya devam edeceğim.

Haberin Devamı

- Ülkemizde hayvan sevgisi ne düzeyde sizce?

Türkiye’de hayvan sevgisi deyince sadece kedi-köpek anlaşılıyor ne yazık ki. Sokaktaki gariban hayvanın yüzüne bakanlar çok az.
Özellikle annelerimizin çocuklarını hayvan sevgisi konusunda bilinçlendirmesi gerekiyor.

- Çiftlik ziyaretçilere açık mı?

Ziyaretçiler geliyor evet. Ama bazıları buraya hayvanat bahçesi muamelesi yapıyor. Biz hayattan dökülmüş hayvanları topluyoruz. Burada bakımlı hayvanlar göremezsin ki! Son evrelerinde geliyorlar. Aslında bu yüzden ziyaretçilere kapılarımı kapatmak istiyorum.
“Neden sinek var?”, “Burası gübre kokuyor” diyenler var. Tarım alanı, hayvanlar var elbette olacak. Vatikan Sarayı’na mı geldin arkadaş!

Haberin Devamı

Başkan Soyer’e de ilettik

- Yeni projeleriniz olacak mı?

42 dönümlük alanda hizmet veriyoruz. Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı bizi ziyaret etti, yol ve çevre düzenlemelerimizi üstlendi. Belediyeye ait olan yakınımızdaki bir arsayı kiralamak için kendileriyle görüşeceğiz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de ilettik, faytonların kaldırılmasının ardından o atların sokağa atılmasını istemiyoruz. Verirlerse bakımını biz üstleneceğiz.

- Sanatçılar da destek oluyor mu?

Evet. Son olarak şarkıcı Ceylan Ertem de geldi. Üç bacaklı danamız Yunus’un platformu için destekte bulundu. Bu arada, gönüllü çalışmak isteyenler bize Instagram’dan ulaşabilir.