01.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Dünden Bugüne / Sabri Yetkin
Karşıyaka sözcüğü, ilk anda İzmir'in kuzey yerleşim birimindeki en büyük ilçelerden birinin adı olarak dikkatinizi çekebilir. Ancak yazımın başlığına özel bir vurgu yaparak, Körfez'in iki yakasını tanımlamak istedim. Körfez etrafındaki yerleşimlerinden dolayı, İzmir'in birbirine "karşı" olan yakaları vardır. Ancak "karşı" sözcüğü, birbirine muhalif, yok etmeye çalışan, acımasız bir anlayışla değerlendirilmemeli.
Kavga değil, tatlı bir rekabet
Bu yazının yayınlanmasından birkaç gün sonra, Körfez'in karşı kıyılarına ait iki spor kulübümüzün futbol takımları arasında bir karşılaşma gerçekleşecek. Bu iki kulübümüz arasında tatlı bir rekabet ve heyecan her daim yaşanmıştır. Ancak sezon başındaki Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası maçları sırasında iki kulübümüzün taraftarları arasında hiç istenmedik olaylar yaşandı. Kan döküldü ve "karşı - yakalı" kulüplerimiz basına istenmeyen biçimde konu oldu.
Ben de bu yazımı, "karşı - yakalı" kulüplerin birbirleriyle dostluğunu pekiştirmesi ve hoşgörülerini yeniden yakalayabilmeleri için tarihin soğukkanlılığından yararlanmak istedim.
Gazi'ye ortak tezahürat
"Karşı - yakalılar" tanımı için, Ulu Önder Mustafa Kemal'in 1925 yılında yaptığı bir konuşmadan esinlendim. İzmir'i çok sık ziyaret eden Gazi, 1925 yılında İzmir'e gelir ve Kordon'daki Naim Palas'a yerleşir.
Gazi'yi görmek isteyen Karşıyakalılar ve Göztepeliler, kiraladıkları hususi vapurlarla Kordon'a gelerek, Naim Palas'ın önünde tezahürat yaparlar. Bunun üzerine Gazi, Naim Palas'ın balkonuna çıkarak; "İzmir'in Karşıyakalılar'ı; sizi derin muhabbetle selamlarım" biçimindeki giriş cümlesiyle başlayan bir konuşma yapar.
19'uncu Yüzyıl'da sayfiyeydi
Körfez'in karşı - yakalarındaki yerleşim, 19'uncu Yüzyıl'ın sonlarına doğru, özellikle ulaşım sorunlarının çözülmesiyle başlamış ve coğrafi avantajları nedeniyle yoğun bir nüfusu çekmeye başlamıştır. Her iki yaka, kuruluş dönemlerindeki resmi kayıtlarda şehrin sayfiye yeri olarak tanımlanmıştır.
Bilindiği üzere, Kadifekale sırtlarında yoğunlaşan yerleşimin yeterli gelmemesi üzerine şehir, güneyden Göztepe, kuzeyden de Karşıyaka yönünde büyümeye başlamıştır.
Aşıklar Tepesi'nden Göztepe'ye
Günümüzdeki Mithat Paşa Caddesi'nin 1881'de açılması, ardından bu caddede tramvay ve son olarak Körfez vapurlarının işlemesiyle, Göztepe istikametinde yerleşim yoğunlaşmıştı. 1891 tarihli Vilayet Yıllığı, Göztepe'de 514 erkek, 413 kadın olmak üzere 927 nüfusun yaşadığını, doğal güzelliği ve havasının yumuşaklığı nedeniyle halkın itibar ettiği sayfiye yeri haline geldiğini yazıyor.
Zaman içinde Göztepe ve civarına gösterişli köşkler, konaklar, deniz banyoları yapılmıştır.
Göztepe, ismini civarında kurulduğu tepeden almaktaydı. Semte ismini veren tepenin, bulunduğu bölge yeşillik ve bağlık olmasına rağmen, tepe buranın tam zıddı çorak, çıplak bir yerdi. Ayrıca bu tepede ve eteklerinde sevgililer buluştuğu için buraya "Aşıklar Tepesi" de denirdi.
Kordelyo'dan Karşıyaka'ya
Göztepe'nin karşı yakasındaki yerleşim de 1870'li yıllarda gelişmeye başlamıştır. Karşıyaka, Yamanlar Dağı'nın eteği ile deniz arasında kalan, "Kordelyo" adıyla kumsallık bir kıyıda yer almaktaydı. Burası 1870'li yıllarda bile İzmirli avcıların çulluk avladıkları bir yerdi.
Karşıyaka'nın büyüyüp gelişmesini sağlayan en önemli unsur, İzmir - Kasaba Kumpanyası'na ait demiryolu hattının Karşıyaka'dan geçmiş olmasıdır. 1883'de Körfez vapurları Karşıyaka'ya da işlemeye başlayınca, önemli bir gelişme sağlanmıştı. 1892 tarihli nüfus varakasına göre Karşıyaka'da 2 bin 998 nüfus yaşamaktaydı.
Kıyı boyunca yalı caddesinin açılması ve ardından tramvay işlemesiyle, Karşıyaka sıçrama yapmış, güzel yalılar, köşkler, deniz banyoları inşa edilmiş, nüfusunda büyük artış yaşanmış ve 1910 yılında 13.000'e ulaşmıştı.
Karşıyakalarda yaşayanlar, spor ihtiyaçlarını gidermek için kulüpler kurmaya başlamışlardı. 1912 yılında Karşıyaka'da İzmir'in ilk Türk Spor Kulübü kuruluyordu. Karşıyakalı birkaç genç, semtin ünlü sahası "Omiron'un Tarlasında" bir araya gelmişler, sonra da Bahariye Sokağı'nda yaptıkları bir toplantıda kulübün kurulmasını kararlaştırmışlar ve Karşıyaka İdman Ocağı adıyla faaliyete geçmişlerdi.
Kulüp, 1912 yılında Alaybey'deki Rum takımlarıyla ilk futbol maçını yapmış ve o tarihten günümüze Türk spor tarihinde önemli bir yer edinmiştir.
Savaşlar döneminde faaliyetine ara veren kulüp, kurtuluşun hemen ardından Karşıyaka Gençler Birliği adıyla yeniden canlanmıştır.
Göztepe, Altay'dan doğdu
Göztepe semtinin spor kulübüne kavuşması, 1925 yılında gerçekleşmiştir.
Göztepe, 1914 yılında Hilal İdman Yurdu adıyla kurulan ve daha sonra Altay kulübü adını alan kuruluşun içinden doğmuştur.
1925 yılında Altay takımının Aydın'a yaptığı bir seyahat sırasında çıkan anlaşmazlık sonucu kulüpten ayrılan bazı gençler, sarı kırmızı renklere sahip Göztepe'yi kurmuşlar ve o günden bugüne bir çok başarıya imza atmışlardır.
Dostluk birleşmeye kadar vardı
İzmir mahalli amatör liginde 1925'den beri karşı karşıya gelen Karşıyaka ile Göztepe arasında her zaman tatlı bir rekabet yaşanmıştır.
İki kulüp arasında rekabet olmasına rağmen, birbirleriyle sıcak ilişkiler kurulmuş, hatta 1929 yılında iki kulübün birleşmesi gündeme gelmiş, birleşme sonrasında kulübün renklerinin sarı kırmızı, adının ise Karşıyaka olması İzmir spor basınının gündemini meşgul etmişti.
Yaklaşık bir yüzyıla yaklaşan tarihleri ile İzmir'in bu iki köklü kulübü bir çok başarıya imza atmış, Türk spor tarihinin iki önemli kulübüdür. Bu iki gözde kulübümüz, Türk spor kamuoyunda fanatizm ve şiddet ile isimlerini duyuracakları yerde, köklü ve tarihsel zenginlikleriyle, dostluklarıyla ve başarılarıyla isimlerini duyurmak zorunda olduklarını hatırlatmak isterim.
EGE