04.10.2020 - 00:05 | Son Güncellenme:
“Seni görmek gibi bir kaygım var, görsem; sevgimden öleceğim, görmesem hasretinden...”
(Cemal Süreya)
"Hadi gel inşaat malzemeleri satan bir iş yeri açalım ortak olalım" dedi. Düşünmeden “Evet” dedim. Şaşkın bakkalda Noter Sokak’ın girişinde briç-bilardo oynadığımız Kasım Ağabey’in alt katı güzel, uygun bir yer kiraladık. Konuşuyoruz. “Mağazanın ismi ne olacak?” dedi. Biraz düşündüm. “Bilko” dedim. “Açılımı, Bilge’nin -bili ile kolektifin -ko’su. Yakışır!”. Gülümsedi. Hoşlanmıştı, “Peki” dedi. Bilge Tarhan, inşaat mühendisi futbolcuydu! İstanbulspor’da birlikte oynuyorduk.
Başkanımız Hayri Aydıner, binalar için döküm banyo malzemeleri üreten Dökümay firmasının sahibiydi. Bu işe girişmemizde payı büyüktü. İş yükü Bilge’nin omuzlarındaydı. Müthiş çalışkan, hiç yakınmadan üreten, paylaşan bir dünya güzeliydi. Futbol yaşamı boyunca İstanbulspor’un sarı-siyahlı formasının rengini hiç değiştirmedi. Milli takım forması dışında. Mükemmel bir evliliği vardı. Eşi sevgili Reyhan’a tapardı. Takılır sorardım ara ara, hiç gizlemezdi Reyhan Hanım’a aşkını. Kıskanırdım bu güzel adamın sağlam karakterini, tutarlılığını, insan, yaşam sevgisini. Bilge benim için büyük ikramiyeydi. Ama ne var ki değerini bilemedim. Kötü oynamaya başlamıştım. Kulüpte işler iyi gitmiyordu. Düzeltmek için de fazladan bir çaba göstermedim.
Akılsızlık işte. Bilge’ye, “Ben İzmir’e döneceğim. Hiçbir isteğim yok. İş sana kalsın” dedim. “Yapma” dedi. Çok ısrar etti. Başaramadı. Döndüm İzmir’e. 1971 yılı futbol sezonuydu. Benim profesyonellikte 11, Bilge’nin 12. yılıydı. İstanbulspor, Bursa’da Bursaspor’la oynuyor bir hafta sonu, lig maçı. Ertesi gün gazetelerin spor sayfalarında tatsız bir haber. İstanbulsporlu Bilge, maçta Bursasporlu rakibiyle çarpıştı, beyin sarsıntısı geçirdi. Çok üzücü bir olaydı. Ancak pes etmedi, direndi, savaştı, sağlığına ulaştı Bilge. Ama futbolu genç sayılabilecek yaşta bıraktı. O, sarı siyahlı formaya, İstanbulspor kulübüne büyük bir aşkla bağlıydı. Kendisinin yaşam gerekçesi saydığı o muhteşem iyilik dolu ortamdan hiç uzaklaşmadı. Yaşamı süresince o güzel kurumun içinde kaldı.
Tanıdığım, birlikte yaşamı paylaşma şansını yakaladığım en güzel, en büyük İstanbulsporlu’ydu Bilge Tarhan. 9 Ekim 2020 günü onu yitirişimizin 4. yılı olacak. Unutulmamak, anılmak ne güzel şey değil mi? Değil!!! Yitip giden bilmiyor ki anıldığını! O nedenle insanlar yaşarken anılmalıdır.
Esen kalın. İyi pazarlar.
Bilge Tarhan
Kilise tarafından diri diri yakılarak öldürülen Giordano Bruno’nun “İki Şey Öğretisi” (1)
“İki şey” çözümsüz görülen problemleri bile çözer.
1-Bakış açısını değiştirmek.
2-Karşındakinin yerine kendini koyabilmek.
“İki şey” yanlış yapmanı engeller.
1-Kişi, olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek.
2-Hak yememek.
“İki şey” kişiyi gözden düşürür.
1-Demagoji(Laf kalabalığı)
2-Kendini ağıra satmak (Övmek, vazgeçilmez göstermek)
“İki şey” insanı nitelikli yapar
1-İradeye hakim olmak.
2-Uyumlu olmak.
“İki şey” fazladan değer katar
1-Hitabet, diksiyon eğitimi almak
2-Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek
“İki şey” geri bırakır
1-Kararsızlık
2-Cesaretsizlik
“İki şey” kaşif yapar
1-Nitelikli çevre
2-Biraz delilik
“İki şey” ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar
1-Baskın yeteneği bulmak
2-Sevdiğin işi yapmak
Altın sözler
“Her şey önceden söylendi. Ancak kimse dinlemediği için her şeye yeniden başlamak gerekiyor.” (Andre Gide)
“Toplumun kalitesi ve dayanıklılığı yaşlı yurttaşlarına gösterilen özen ve saygıyla ölçülür.” (Toynbee)
“Düş kurabilirsiniz ve düşleriniz gerçekleşebilir. Unutmayın her şey bir fareyle başladı.” (Walt Disney)
Yaşlı adam
Zaman geçip gidiyor ve bu hikaye anlatılıyor
Birçok soru sordum
Karşılaştığım akıllı adamlara
Bütün cevapları henüz kimse bulamamış
Hatırlanacak günler olacak
Gözyaşı ve kahkahalarla dolu
Yazdan sonra kış gelir
Yıllar böylece geçer
Öyleyse dostum gel beraber müzik yapalım
Sen bana yenisini söylerken
Ben eskisini çalacağım
Zamanla senin gençlik günlerin geçerken
Zamanını seninle paylaşanlar olacak
Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum
Fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmiyorsun.
(Orson Welles)