Ege Paramparça

Paramparça

25.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Paramparça

İzmirli vekillerin çoğunluğu genel başkana desteklerini, CHPyi dış güçlerin kuşatmasına karşı bir mücadele olarak kamuoyuna duyurdular. Bir süredir zaten uysa da uymasa da, Baykala bağlılıklarını bu gerekçeyle açıklıyorlar. Yani sizin anlayacağınız antiemperyalist bir mücadele veriyorlar. Sokakta, çarşıda ve pazarda karşılaştığım CHPli dostlardan farklı tepkiler alıyorum. Çoğunluğunda parti içi oligarşiden bıkkınlık var. Hatta bıkkınlıktan öte öfkenin izlerine rastlıyorum. CHPnin kaderinin şu anki delegelerin elinde olması onları kahrediyor.Ellerinden bir şeyin gelmemesinden kaynaklanan çaresizlik duygusuna sahipler. Bu psikoloji, çoğunluğunu "Baykal gitsin de kim olursa, olsun" anlayışına taşıyor. Sarıgülün içlerine yeterice sindiği söylenemez. Ancak parti içi oligarşiye karşı "Artık yeter!" duygusunu sesli olarak dillendiren ve taşları yerinden oynatan kişi olarak Sarıgül, bir heyecan yaratmış durumda.* * * "İnadına Baykalcılar", "Denize düşüp Sarıgüle sarılanlar" ve "Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" sıkıntısı yaşayanlar şeklinde, ayrımlaşmanın ideolojik temelli bir ayrılma olmadığını daha önce de yazmıştık. Aşırı profesyonel ve halktan kopuk kadroların ağırlığı, ideolojik bir mücadelenin önünü kapıyor. Kongrelerde ve kurultaylarda karşı karşıya gelen gruplar arasında siyaset anlayışı, sosyal demokrasiye ve Türkiyenin temel sorunlarına bakış açısından farklılıklar olduğuna ilişkin herhangi bir belirti yok ortada.Baykal ve Sarıgülü destekleyenlerin listesine bakınca bu durumu açıkça görürsünüz. Baykala desteğini açıklayan Kemal Anadol, A.Rıza Bodur ve Ahmet Ersin ile Sarıgülle birlikte hareket eden Muharrem Toprak, Sabri Ergül, Ahmet Sarışın ve Semra Aksakalın tartışmalarında ne gibi ideolojik bir fark bulunmaktadır? Antiemperyalizm veya parti içi demokrasi söylemleri, bu tartışmalarında bir grubu diğeri karşısında haklı çıkarabilecek iddialar mıdır?* * * Az çok tanıdığım ve kişisel dostluklarım da olan başka isimler vereyim. Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin ile eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkını, Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ile Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgürü bir araya getirip, samimi bir ortamda konuştursanız, Türkiyenin sorunları, sosyal demokrasinin anlamı ve CHPden beklentiler konusunda farklı görüşler ileri süreceklerini zannetmiyorum.İşte çözüm bulunması gereken sorun budur. Nasıl oluyor da benzer düşüncelere sahip olanlar birbirlerine karşıt gruplar içerisinde yer alabiliyor veya farklı görüşlerde olanlar aynı gruplar içerisinde yan yana olabiliyorlar?Bir öneri: Teomanın şarkısı "Paramparça" bu kurultayın şarkısı olsun. Ama şarkıyı Teoman değil, Müslüm Baba söylesin. ege@milliyet.com.tr Bu hafta sonu yeni bir kurultay veya genel başkanlık kapışması yaşayacak olan CHP, gerçekten de paramparça.