EgeRessam olacaktım siyasetçi oldum

Ressam olacaktım siyasetçi oldum

03.03.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

“Anne tarafım CHP’li, baba tarafım DP’li. Babam 27 Mayıs ihtilalı sonrası siyasete küsmüş. Bana siyaseti hiç tavsiye etmedi. Hep doktor ya da mühendis ol derdi. Şimdi mühendisim, ama aynı zamanda da siyasetçi...”

Ressam olacaktım siyasetçi oldum

AKP, Bayraklı Belediye Başkan adayı Selim Gökdemir, meclis üyesiyken adı AKP’nin Büyükşehir adayları arasında geçti. Aslında Gökdemir, İzmir’de adını gökdelen projeleriyle, inşaatlarıyla duyurmuş bir işadamı. Siyaset dünyasında her ne kadar yeni de olsa, Gökdemir dededen, babadan siyasetçi... Ama o gençliğinde de hep uzak durmuş. Ressam olmak istemiş, babası ‘olmaz’ demiş.
Gökdemir, İzmir’deki seçim atmosferine de renkli bir giriş yaptı. Bayraklı’ya kurduğu bin kişilik çadır her gün dolup taşıyor. Bugün İzmir’e gelecek olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, Gökdemir’in yeni ilçe Bayraklı’ya kurduğu seçim çadırının konuğu olacak.
Herkes seçim bürosunda çalışmaları yürütürken, gece-gündüz çalıştığı çadırda yeni ilçe Bayraklı’yı konuştuk Gökdemir’le...

Anne tarafım CHP’li

Sizi geçen dönemki belediye meclis üyeliğinden biliyoruz. Siyasete girişinizin daha eski bir hikayesi var mı?
- Herkesin bir yaşam planı vardır. Ama benim böyle bir planım yoktu. İnsanların siyasi tercihi, doğduğu evin tercihidir aslında. Birçok insan bunun farkında değildir. Anne tarafım Cumhuriyet Halk Partili. Annemin babası, dedem, 1924-26 arasında Kelkit’te Cumhuriyet’imizin kurulduğu yıllarda belediye başkanıymış. 1876’da da baba tarafımdan büyük dedemin büyük dedesi de meclis üyesiydi. Baba tarafım hep Demokrat Partili. Babam, DP’nin kuruluş yıllarında faaliyet göstermiş. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra ise siyasete küsmüş. Babam bana siyaseti tavsiye etmezdi.
Alman Başbakanı’nı örnek aldı

Üniversite öğrencilik hayatınızda var mıydı?
- Yoktu. Aslında ressam olmak istiyordum. Rahmetli babam buna sıcak bakmadı. ‘Oğlum adam gibi meslek sahibi ol dedi. Ya doktor ol, ya mühendis’ derdi. Ben de mühendis oldum. 1960 doğumluyum. Liseden mezun olduğum yıllar, Türkiye’de yoğun ideolojik tartışmaların yaşandığı yıllardı. Atatürk Lisesi mezunuyum. O zaman ben şunu düşünürdüm: “Ben genç bir adamım. Tartışılan fikirler benim fikrim değil. Birilerinin empoze ettiği fikirler.” 17 yaşındayken bunu derdim. Herhangi bir fikre yakın hissetmedim kendimi. Ama etkilendiğim fikirler oldu. Mesala Almanya’da üniversite öğrencilik yıllarımda Sosyal Demokrat Parti’den Almanya Başbakanı Helmut Schmidt vardı. Ondan etkilenmiştim. Geçtiğimiz günlerde televizyonda birkaç saatlik röportajını izledim. 92 yaşında ve hala muhteşem. Almanlar ondan hala umut bekliyor. O da Hamburg Belediye Başkanı iken siyasete planlı girmemiş. Sel baskını oluyor. Aslında görev alanına girmediği halde yetki kullanıyor. Krizi koordine ediyor. Binlerce kişinin hayatını kurtarıyor. Ondan sonra siyasi kariyeri başlıyor. O zamanlar ‘Türkiye’de ne zaman böyle devlet adamları olacak’ derdim.

Sizi siyasete girmek için teşvik eden ya da destekleyenler mi oldu?
- Bundan 5 yıl önce meclis üyeliği konusunda AK Parti Konak İlçe yönetimindeki bir arkadaşımdan geldi öneri. Elektronik mühendisiyim ama baba mesliği inşaatçılığı yapıyorum. İzmir’de iş yapmak çok zor. İzmir’i seven, İzmir’e yatırım yapan bir iş adamıydım. Girişimler konusunda sıra dışı işler yapmak istediğinizde, engeller önünüze çıkıyor. O zamanlar da böyle bir teklif gelince dedim ki ‘Birinin elini taşın altına koyması gerekiyor.’ İş dünyasında da siyasette bir çekinginlik var. Siyasetin zor olduğu da biliniyor. Ama memnun da oldum. Beş yılı geride bıraktım. Meclis nasıl çalışır, deneyim kazandım.

Altınyol, yeraltından geçecek

Bayraklı, İzmir’in yeni ilçelerinden... Burada yapılacak porjeler önemli. Nereden başlayacaksınız?
- Önem verdiğimiz birkaç projemiz var. Bayraklı’yı incelediğinizde en önemli potansiyeli denize kıyısı olması. Bayraklı’nın, takriben 4.5 kilometrelik sahili var. Alsancak Birinci Kordon’a bir buçuk kilometre... Alsancak, İzmir’in en lüks semtlerinden biri. Birinci Kordon da İzmir’in simgesi, zenginlik kaynağı. İzmir deyince akla Kordon geliyor. O yüzden en önemli projemiz raylı sistemi Altınyol’da yer altına alınarak denizle Bayraklı’nın kavuşturulması olacak. Seçildiğimiz takdirde hemen çalışmalara başlayacağız. Şehir plancıları ve mimarlardan oluşan bir ekip kurduk. Bayraklı’yı analiz ettikten sonra bu projeye karar verdik. Benim haberim yoktu ama Başbakanlık’ta da bir ekip kurulmuş, bundan haberim yoktu benim. Onların yaptığı çalışmada aynı sonuca varılmış. Hem Bayraklı’nın hem İzmir’in gelişimi açısından, raylı sistemin mutlaka Altınyol’un altına alınması lazım. Projelerimiz arasında bir de sahil bandının ve Smyrna’nın Tepekule’nin kazılarla ortaya çıkarılması var. Orada bir kanal var. O kanal genişletirelerek turistlerin gezmeleri sağlanabilinir.


Bayraklı, Toscana gibi olacak
Bayraklılıların en çok sıkıntılı olduğu, başlıklar, sorunlar neler?
- Bir numaralı konu işsizlik. Altyapı sorunu var. Ama evlerinden memnunlar. Manzaraları güzel. ‘Kentsel dönüşüm’ deyince bir duruyorlar. Bir korku var. Çözüm, dünyada kabul gören model. TOKİ gibi kışla düzeninde kent yenileme değil. Farklı ev modelleri geliştireceğiz. Şehir estetiğini böyle yakalayabiliriz. Renkleri de sınırlamak istiyoruz. İtalya’daki Toscana gibi... Kırmızı çatılı, toprak rengi evler... Vatandaşın en büyük sorunu, plan ve projelerin yapılması ve izinlerin alınması. Biz diyoruz ki meslek odalarıyla anlaşalım. Projelerini biz hazırlayalım. Buradaki amaçımız şu; hem kaçak yapılaşmayı önlemek hem de mevcut yapı stoğunun yenilenmesi için bu tip projelerle çok kısa sürede çok düşük maliyetlerle ruhsat vereceğiz. Bir de kaba inşaatla ilgili nasıl bir destek verebiliriz diye bir model üzerinde çalışıyoruz. AB fonlarından yararlanmayı düşünüyoruz. Aslında yeni ilçe olmak bir avantaj. Karşıyaka’dan ve Bornova’dan gelen kısmı ele aldığımızda... Karşıyaka’da insanların görebileceği bir sahil, bir çarşı var. Ama Bayraklı’ya dahil olan yerler geri planda kaldığı için gözden uzak kalıyor. Gözden uzak olan gönülden ırak olur misali. İlçe olmakla şans yakaladık.

Ressam olacaktım siyasetçi oldum



30 bin kişiye iş fırsatı
Meclis üyeliğinizde gördüğünüz eksiklerin, başkan adaylığınızda etkisi oldu mu?
- Belki kaderin garip bir çilvesi. Yeni Kent Merkezi planları yapılırken Bayraklı diye bir ilçe yoktu. Ben o zaman büyükşehir meclis üyesiyim... İmar komisyonu üyesim. Başkan Sayın Aziz Kocaoğlu’na ‘Bu tarihi bir fırsat. Mutlaka raylı sistemi yer altına alalım’ dedim. ‘Bornova’yı denizle bağlayalım’ diye de ifade etmiştim birkaç kez. Bana hep yüksek maliyetler gerekçe gösterildi. Ama Çiğli’de raylı sistem yeraltına alındı, Buca’da alındı. Bu stratejik bir karar. Ekonomi, insanların verdiği kararda önemli. Bir şeyin maliyetini dikkate almaları gerekli. Ama hayatta öyle kararlar var ki olmazsa olmaz. Bu böyle bir karar Bayraklı açısından. Bayraklı, gelişebilmek için mutlaka denizle kavuşabilmeli. Yayaların, yaşlıların çocukların, engellilerin, bisikletlilerin rahatlıkla ulaşabileceği bir ortamın sağlanması lazım. Bunu yaptığımız takdirde 4 buçuk kilometrelik sahilin 3 kilometrelik kısmını Birinci Kordon’da olduğu gibi kafe, restoranlardan ve mağazalardan oluşan eğlence şehri gibi yapabiliyoruz. Bunun yıllık kira geliri 50 milyon lira. Beş bin kişilik istihdam da sağlayacak. Yüz bin metrekarelik alan, bir anda ekonomik olarak canlanacak. Daha çok otele, alışveriş merkezlerine, hastanelere ihtiyacımız var. Hastane yapılmasını istiyoruz ama bu bölge şu anki haliyle çöküntü bölgesi. Denizle kavuştuğu takdirde böyle bir sahil şeridi olduğu takdirde bir anlamda yatırımların önünü açıyoruz. Orada hesapladığımız istihdam da 25 bin kişi. Bu Bayraklı açısından hayati önem taşıyor.

Yeni ilçe olmanın getireceği zorluklar da var. Bornova’dan kopan mahallelerle bütünleşmek gibi. Örneğin belediye binası yok. Bunlar için neler yapmayı düşünüyorsunuz?
- Bayraklı, 23 mahalleden oluşan bir alan. Ortada, ilçeyi ikiye bölen bir tepe var. Belediye binasını konumlandıracak yer yok. Her mahalleye semt evleri kuracağız. Belediye hizmetlerini buralarda vereceğiz. Network sistemiyle hepsi birbirine bağlanacak. Her mahallede 10 temsilci belirleyip, onları kadroya alacağız ve eğiteceğiz. Semt evlerinde görevli olacaklar. En hızlı ve kaliteli şekilde hizmet verip, düzenli rapor tutacaklar. Bayraklı’nın temel sorunu işsizlik. Bu da ancak eğitimle aşılabilecek bir konu. Belediyenin öncülük etmesi gerekiyor. Bayraklı’yı bu konuda merkez haline getirmeyi planlıyoruz. Bayraklı’yı gezdikçe üzülüyorum. İnsanlar çok ihmal edilmiş, kentle bütünleşememiş, karamsarlığa kapılmış. Bu durumu kader kabul etmişler. Bunun artık değişmeyeceğini sanıyorlar. Birçok vatandaşımız küskün.


Çadır kaynaştırdı
Siz ilk kez seçim çadırı açtınız. Nereden aklınıza geldi? Burada neler yapılıyor?
- Proje insanıyım. Çadır bana ait bir düşünce. Duyduğuma göre genel merkez de örnek model olarak alabilirmiş. Burada sabah kahvaltısıyla güne başlıyoruz. Öğle ve akşam yemekleri de yeniyor. Akşamları tiyatro, konser gibi aktiviteler oluyor. Her mahalleden bir görevli var. Kayıtlar alınıyor, kart veriliyor, anket yapılıyor. Biz de burada projelerimizi anlatıyoruz. Bugüne kadar 4 bine yakın kayıt aldık. Hedefimiz 25 bin. Çadırı kurmamızın sebeplerinden biri de kaynaşmayı sağlamak.