Ege Severek ayrılanlar buluştu

Severek ayrılanlar buluştu

27.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Trabzonspor yenilgisi sonrası Teknik Direktör Kemal Özdeş ile yollarını ayıran ve Tamer Tuna ile tekrardan anlaşmaya varan sarı kırmızılıları değerlendiren usta kalemlerimiz “Göz Göz’de her şey yeniden başlıyor. Şimdi daha fazla kenetlenme zamanı” dedi

Severek ayrılanlar buluştu

Bülent Buda: Oyun alanında işler doğru gitmiyorsa tutkulu tribün coşkusu da bir yere kadar. Ne denli topa daha çok sahip olan, daha fazla atak yapan, rakibe baskı yaparak hataya zorlayan bir takım olsanız da; etkili pas akışıyla pozisyon üretip gole dönüştüremiyorsanız, alandan tatsız; sevimsiz duygularla ayrılırsınız. Trabzon atakları sayıca daha azdı ama olgun ve etkiliydi. Göztepe kalesi önünde geniş alanlar buldular, kaleyi karşılarına aldılar, şutladılar, gollere ulaştılar. Göztepeli futbolcular alanı dengeli ve orantılı paylaşamadılar. Basarken karşı ataklarla sorun yaşadılar, golü yediler. Takımın hırsını, kazanma isteğini elbette gözlüyor, görüyoruz. Lakin yanlış olan şeyler basit değil, yaşamsal. Geçtiğimiz hafta “Aman dikkat! Tehlike geliyor!” gibilerinden bir uyarımız vardı. Şimdi o tehlike çok açık ortada. O nedenle Göztepe bundan sonraki haftalarda ligde kalabilme savaşını verecek.
Fatih Tanfer: Göztepe’nin Trabzonspor karşısında aldığı mağlubiyet sonrası 25 puanla, puan cetvelindeki yerini görmek gerçekten sevenleri ve bizler için hayal kırıklığı yarattı.

Haberin Devamı

- Maçın 15. dakikasında, maçı beraber seyrettiğim Süavi Yardımoğluyla takım boyunun ne kadar uzadığını, 3 pas yapılamadığını, sadece yumuşak ve teknik özellikleri öne çıkan oyuncularla maçın kazanılamayacağı gerçeğinin tespitini yaptık. Maalesef gerçekleşti.

- Göztepe, rakibi bezdiren pres ve mücadele anlayışını Trabzon’a devretmişti. Hücumlarını ve kenar oyuncularını preste kullandı. Soso ve Yusuf en rahat maçlarını oynadılar. Öyle ki ilk yarının sonuna doğru Soso havadan gelen topu kontrol etmek isterken 2 metre uzaklaştı. Baktı ki Göztepe’den gelen yok, tekrar topa sahip oldu. Göztepe’nin hali buydu.

- Göztepe’nin bildiğimiz sert ve sahada mücadeleci karakterini sergileyen oyun anlayışı olsa Trabzon bu kadar rahat oynayıp galip gelebilir miydi?

Haberin Devamı

- Defansın sağında oynayan Gassama ilk golde, Kadu ise ikinci golde olduğu gibi skoru etkileyen hatalar yaptı. Takımın kötü oynamasının diğer bir nedeni de inisiyatif, yani sorumluluk alamayan oyunculardı. Bazıları da performanslarının çok altında oynadılar.

- En önemlisi, takım olarak bir psikolojik çöküntü var. İnanıyorum ki Tamer Hoca geri döndü. Öncelikle hayırlı olsun. Geçtiğimiz yılın başındaki gibi, heyecan ve coşkusu üst düzeyde olan bir Göztepe sahaya çıkaracaktır. Bilgisiyle birlikte, gerektiğinde risk almasını bilen bir teknik adam olarak; arzulanan Göztepe’yi oluşturup hızla tehlike bölgesinden uzaklaştıracaktır. Son sözüm de Göztepe’yi sevenlere; takımın kritik ve zor günlerinde her zamankinden fazla destek ve sevginize ihtiyacı olduğu lütfen unutulmasın.

Mehmet Demirtaş: Geçtiğimiz sezon göstermiş olduğu performansı mumla aratan Göztepe, evinde ağırladığı Trabzonspor karşısında yine hayal kırıklığı yaşattı. Rakibin 4 yıldızından mahrum, sadece 16 futbolcusuyla puan ikram etmeye geliyor ancak özellikle bal yapmayan arı Jerome, Yasin, Kadu ve de onların formsuzluğuna eklenen oyuncu grubuyla fırsatı elinin tersiyle itiyorsun. Daha lig bitmedi, fikstür avantajı da Göztepe’den yana ancak başarı için en önemlisi sahada verilecek olan mücadele. Tamer Hoca yuvaya geri döndü. Geçtiğimiz sezon Avrupa hayalleri bile kurdurtan Tamer Hoca’nın elinde sihirli değnek yok. Kadroda ortada ancak moral, motivasyon en önemlisi mental destek ve taraftarın gücüyle pes etmeyen Göztepe’yi izleyeceğimize, korku dolu günlerden uzaklaşacağımıza inanıyorum.

Haberin Devamı

Daha Akhisar bitti demedi

Bülent Buda: Lukac için üzüldüm. Uzun aradan sonra geçtiği ve devleştiği kalede takımın en iyilerindendi. Zeki’nin maçın bitiminde gökyüzüne bakarak isyanına canım sıkıldı. Kısıtlı olanaklarla oyun alanına çıktılar. Maçın bitimine kadar olağanüstü bir direniş gösterdiler. O koşullarda daha iyisi olabilir miydi? Belki. Böyle bir günde yakaladığınız Galatasaray’ın kalesine etkili, bilinçli ataklarla ve arayışlarla gidilse, skora ulaşmak olası değil miydi? Bu takım altı yıl Manisa’ya taşınarak ligin tozunu attı. Harika stadına geçti. İstikrar bozuldu. Haliyle soruyorsunuz. Neden acaba?
Fatih Tanfer: Futbol böylesi bir şey. Son saniye son top. Akhisar’ın harika kurtarışlar yapan kalecisi Lukac bir hata yapıyor ve bütün emekler boşa gidiyor. Takım olarak iyi organize olmuş, güçlü ve kararlı savunma anlayışının merkezinde olan Caner ve Cocolic, bütün hava toplarını toplamışlardı. Kendilerine eşlik eden Zeki Yavru ile Kadir, diri ve sertti. Savunma anlamında adam ve alan savunmasıyla kendi sahasından onlarca pozisyon bulan Galatasaray’a karşı iyi direndiler. Takımda çok önemli 4 eksiğe rağmen orta alanda Sissoko, Aykut ve Rotman istekli ve enerjik oyun anlayışlarıyla güçlerinin son noktasına kadar mücadele ettiler. Alınacak 1 puan Akhisar’a moral olacaktı. Ama olmadı. Geriye kalan 11 maç ve 33 puan var. Akhisar ne zor günlerden geçmiş, ne kurtuluş mücadelelerini kazanmış bir takımdır. Bu hafta Alanyaspor maçından başlayarak alınacak galibiyetler Süper Lig’deki son düdüğe kadar mücadelenin devam etmesini sağlayacaktır.
Mehmet Demirtaş: Son 7 yılın en kötü sezonunu yaşayan Akhisar, Galatasaray karşısında 90 dakika eksik oyuncularına rağmen iyi direndi ancak haftalar sonra kaleyi devralan Lukac’ın yaptığı hata Akhisar’a pahalıya mal oldu. Zeki, Sissoko ve Cocalic iyi oynadılar. Manu bireysel futbolundan vazgeçmeli. Cem Hoca değişikliklerde geç kaldı. Aykut en son çıkması gereken isimdi. Ancak daha hiçbir şey bitmedi. Daha 11 maç ve alınabilecek 33 puan var. Bir bakıma fikstür avantajı da Akhisar’ın elinde. Çıkmadık candan umut kesilmezmiş. Pes etmeden, vazgeçmeden savaşa devam Akigo.

Haberin Devamı

Skor değil oyun üzdü

Haberin Devamı

Bülent Buda: Nadiren tanıklık ettiğimiz kötü günlerden biriydi. Pas oyunu yetersiz, haliyle pozisyon üretimi de öyleydi. Yani anlayacağınız örgütlü oyun anlayışı Adana’da yoktu. Rakip daha hızlı, daha sert, daha istekli. Öyle ya da böyle pozisyon üretiyor, golleri sıralıyor. Bu sezon ilk kez oluyor. Ligin havasını özümseyerek olgunlaşması gereken oyuncular var. Yani en az Berkay kadar diğerleri de terlemeli ya da canları acımalı. Adana’da öyle değildi. Öyle olduğu için de kazandılar, uzun haftalar boyunca yenilmediler.
Fatih Tanfer: Altınordu Adana deplasmanında bu sezonun en etkisiz oyununu oynadı. Bu oyunun karşılığı da maalesef 3-0’lık mağlubiyet oldu. Oyunun başından itibaren oyunun kontrolünü Adana Demirspor’a kaptırdı. Defansta Hasan Hatipoğlu başta olmak üzere bariz hatalar yaptılar. Kademe anlayışı son derece kötüydü. Olgunlaşması gereken oyuncular var. Ancak bir de olgunlaştığını zannedip koşmayan ve takım oyunundan kopanlar var. Bu kadar başarılı bir takımı bir mağlubiyet sonrası yok edemeyiz. Ne diyelim? “Uzun lig maratonunda böyle kazalar olur” diyerek bu ligin en iyi takımlarından biri olan Hatayspor maçının öneminin Play Off mücadelesi için daha da arttığını belirtmekte yarar var.
Mehmet Demirtaş: Adana deplasmanında, hep gururlandığımız Altınordu’yu tanıyamadım. Yenilmezlik serisinin vermiş olduğu rehavet gözlerden kaçmadı. Ancak her şeye rağmen lig devam ediyor. Süper Lig’i çok arzulayan Hüseyin Hoca gerekli tedbirleri alacaktır. Hedefe uzanan yolda böyle kazalar olur. Bu gençlerin yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Daha önlerinde alınacak çok puanlar var.

Altay Play Off’a göz kırpıyor

Bülent Buda: Ressamın fırçasından çıkmış, sanat eseri gibi bir gol. Helder’in ayıp ötesi oyun dışı kalışı. 10 kişilik takım, aklını sergiliyor alanda. Marco bölgesinden geriye geliyor, topu alıyor, başını kaldırıyor, o an rakip savunma arkasına koşusunu başlatmış Kappel’i görüyor. Sağ ayağının dışıyla kusursuz bir pas gönderiyor. Kappel topla buluşuyor, kaleciyi karşısına alıyor sağ ayağıyla nefis plaseyi uzak köşeye yolluyor. Birinci sınıf bir gol. Geriye düşen Giresun, 10 kişilik Altay’a özellikle geriye yaslandığında basıyor. Lakin siyah beyazlılar örgütlü, fiziksel ve zihinsel olarak üst düzey bir gün yaşıyorlar. Kalede Aydın, önündeki savunma bölgesini orantısal olarak kusursuz bir şekilde paylaşıyorlar. İkinci gol, yine harika bir karşı atak, yine akıl ve bilinç üretimi. Marco günü bir asist ve bir golle taçlandırıyor. Kazanılan 3 puan Altay’ın bundan böyle gerçek kimliğini sergileyebilmesi için değerli bir kazanım. Kutlarız.
Fatih Tanfer: Gazetemizin 90+3 köşesinde sezonun ilk yarı değerlendirmesinde bu takımın en büyük sorununun orta sahada olduğunu belirtmiştik. Devre arasında Altay yönetimi Putsila, Patos, Tavares gibi 3 etkili orta saha oyuncusunu kadrosuna dahil edip bu sorunu ortadan kaldırdı. Giresun maçında da gördük. Kalede Aydın, güven verirken, Gencer’in yanında ülkemizde sıkıntısı çekilen sol stoper pozisyonunda Ulaş çok doğru işler yapıyor. Yeteneklerini ve süratini her geçen gün geliştiren Kappel ve Marco gibi bir usta. İşte Altay’ın geldiği nokta. Burada bu başarının en önemli etkenlerinden bir tanesi de 90 dakika maçtan kopmayan, disiplinden taviz vermeyen bir Altay izlememizdir. Altay bu trendle giderse son düdüğe kadar Play Off yarışını kovalar.
Mehmet Demirtaş: Öncelikle Sait Hoca’yı kutluyorum. Oyun aklı ve de tercihleri ile Altay’ı adeta kanatlandırdı. Giresunspor maçı hayati önem taşıyordu. 10 kişi kalmasına rağmen kazanma arzusu ve de hırsı ile pes etmediler, hakları olanı aldılar. Kırmızı kartlar son haftalarda biraz fazla. Bu hafta Ege derbisinde Balıkesir ile karşılaşacaklar. Ardından zirveyi isteyen Gençlerbirliği ile. Kısaca Altay bundan sonra hem kendi hemde ligin kaderini belirleyecek maçlara çıkacak. Rehavete kapılmadan alınacak puanlarla Play Off hayal değil. Yeter ki istesinler.

Vazgeçmek yok Denizlispor

Bülent Buda: Her şeyin Osman Özköylü’nün istediği, beklediği, tasarladığı doğrultuda gelişerek sonuçlandığını söylersek gerçekçi oluruz. İkinci yarıda Burak’ın net kaçırdığı, uzatmalarda Ziya, kaleci ardından direk; evet bunlar da vardı. Diyeceğimiz yok. Lakin tüketilen, hiç bir olumlu rakibi oyundan düşürücü, hataya zorlamayan, baskı altında tutulması gereken bir ilk 45 gerçeği de var. Bu oyunda 45 koy üstüne, ikinci yarının büyük bölümünün çok büyük zaman dilimini, bence yine tekrar tekrar hiçbir şey yapamadan tükettiler. Bu bağlamda Osman Özköylü ile oyuncularını kutlamalıyız. Öylesine planlı, stratejik, disiplini oynadılar ki bir yandan süreyi tüketirken öte yandan özellikle ikinci yarıda kurdukları baskılı oyun tarzıyla, gol arayışlarıyla bir tür taktik dersi verdiler yeşil siyahlılara. Evet artık 3 takım birden 47 puanda. Bundan sonrası için büyük bir savaşım yaşanacak haftalara tanıklık edeceğiz.
Fatih Tanfer: Haftalardır aldığı başarılı sonuçlarla liderlik koltuğuna oturan Denizlispor dramatik bir şekilde evinde Osmanlıspor’a mağlup oldu. Futbolun içinde bunlar var. Yeter ki ders alınsın. Bülent Abim teknik analizi yaptı, tekrara gerek yok. Fikstür önümde. Denizli’nin Elazığ ve Afyon deplasman, Ümraniyespor ile içeride maçı var. Alın, 9 puan Osmanlı ve Gençlerbirliği maçlarının sonucunda nerelerde oluyorsunuz?
Mehmet Demirtaş: Denizlispor aldığı yenilgiyle büyük bir avantaj kaybetti ancak ondan daha kötüsü sanki bu maçı değil de Süper Lig’i kaybetmiş bir havaya büründüler. Daha önlerinde 11 maç var. Şimdi daha fazla kenetlenme zamanı. Takımıyla çıktığı 15 maçta ilk kez yenilgi alan Yücel Hoca gerekli tedbirleri alacaktır.

Bal Kes köşeyi döndü

Bülent Buda: Balıkesirspor köşeyi döndü. 30 puanı aşan takımlar için yapıyorum bu nitelemeyi. Alt sıralarla işleri kalmıyor. Belec gol orucuna son verdi. Gerçi onu da atamasaydı dayak yerdi. Nizamettin’in pası lokum gibiydi. Bu arada ıskalamayalım ilk golde de Belec’in asisti vardı. Bu ara Vukovic’te de bir miktar gerileme var. Formsuz. Afyon, Balıkesir’i ciddi bir biçimde zorladı ve yordu. Hele uzatmalarda kaçırdıkları net gollük pozisyondu. Bu aşamadan sonra Giray Hoca alt yapı gençlerine umarız daha uzun süreler verir. Her takımın düzenli forma giyme boyutuna ulaşması gereken gençlere ihtiyacı var.
Fatih Tanfer: Futbolu iyi bildiğine inandığım bir dostum geçen haftaki Balıkesirspor yazım sonrası “90+3 ekibi olarak Balıkesir’e ligde çok üst sıralarda olmamasına rağmen övgüler yağdırıyorsunuz.” dedi. Biraz da ileri gitti ve ardından ekledi, “Sempatiniz var galiba”. Evet bizim övgümüz sempatimiz terinin son damlasına kadar mücadele eden oyunculara ve bu takımın mimarı Giray Bulak ile arkadaşlarınadır. Futbolda düzgün insanları, düzgün futbolcuları, düzgün yöneticileri desteklemek bir görevdir. Futbolda da en çok hasret kaldığımız konulardan bir tanesi düzgün karakterlerdir. Böyle oldukları için, bu zor şartlarda kolayı seçip terketmeyip mücadelelerine devam ettikleri için Balıkesir’in daima yanındayız.

Yazarlar