Ege Sözün bittiği yer!

Sözün bittiği yer!

23.02.2022 - 00:01 | Son Güncellenme:

Spor Toto Süper Lig’de Göztepe, öne geçmesine rağmen Galatasaray’a evinde kaybetmenin üzüntüsünü yaşadı. Sarı kırmızılıları değerlendiren yazarlarımız, “Göremediler, yapamadılar, algılayamadılar çoğu şeyi. Yine tehlikeli bir sürecin tam da merkezine düştüler. Üzgünüz” dedi.

Sözün bittiği yer

Bülent Buda: Bu maçı oynayanlar değil kenar yönetimi kaybetti. Yani Maestro ve arkadaşları. Dakika 82. Takım önde. Oyundan 9 numara çıkıyor, 9 numara giriyor. Orta alanın canı çıkmış. Savunma sallanıyor. Kulübede onca genç, zinde, savaşçı futbolcu beklerken hamleler sadece saçmalık ve de resmen akıl dağılması. Galatasaray bir şey oynasa diyecek söz olmaz. Bu skor bütünüyle stratejik ve de oyunu doğru okuyamamanın oluşturduğu bir tür depremdir. Maç sonrası Maestro’nun neler diyeceğini bekledim. Sonuç düş kırıklığı. Bir şey söyleyemedi. Neden? ‘Pardon bende hatalar var’ diyemedi. ‘Oyuncuları taktiksel anlamda iyi hazırlayamadığımız gözlemlendi’ diyemedi. ‘Oyuna hamlelerde yanlış seçimler yaptık’ diyemedi. Yani bizim Egeli özdeyişine göre ne dedi? Kısa keselim Aydın havası olsun. Tamam takım erken geriye düştü. Saldırdı, bastırdı, iki penaltıyla öne geçti. O süreçte farkı açmak da olasıydı. Göremediler, yapamadılar, algılayamadılar çok şeyi. Durum tatsız. Yine tehlikeli bir sürecin tam da merkezine düştüler. Yazık. Çok üzgünüz.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Göztepe’nin Galatasaray maçını orta hakemden çok VAR hakeminin idare ettiğini söyleyebiliriz. Galatasaray erken attığı gol sonrası alanına çekildi. Sahada etkili oynayan, gol arayan bir Göztepe vardı. Taylan’ın net bir biçimde eline çarptığı pozisyonda VAR dakikalarca pozisyonu izledi. Sonrası Ndiaye beraberlik golünü attı. İkinci yarıda da Ömer Bayram’ın yine eline çarpan top sonrası Ndiaye’nin penaltıdan attığı ikinci golle Göztepe öne geçti. 106 dakika oynanan maçta top oyunda ancak 42 dakika kaldı. Sahada VAR’a gidip gelmekten yorulan hakemin yönetimi, seyircileri adeta çileden çıkardı. İnanılmaz bir gerginlik oluştu. Gomis’in de iki penaltı golüyle maçı 3-2 Galatasaray kazandı. Üçüncü gol öncesi Emre’nin düşürülmesi sonrası dakikalar sonra verilen penaltının ardından gerilim en üste tırmandı. Sonuçta Göztepe, çok rahat kazanabileceği maçı kaybetti. Hakemin kötü yönetimi maça damgasını vurdu. Ancak Maestro’nun bu maçta yaptığı ve hiçbir faydasının olmadığı değişikleri de gözden kaçırmak mümkün değil. Onun da bu maçtan çıkaracağı derslerin olduğunu unutmaması gerekir.

Haberin Devamı

Mehmet Demirtaş: Futbol tarihinin taze geçmişinde böylesine bir maçın olduğunu sanmıyorum. Her anı heyecan dolu bir randevuydu. Belki eşi benzeri zor olan bir 90 dakikayı geride bıraktık ancak futboldaki en önemli maddeyi atlamamak lazım. Çünkü günümüzde çokça bizi selamlıyor bu husus. Bir fark her zaman risklidir! İlk dakikalarda geriye düşmelerine rağmen ilk 45’in kuşkusuz tek hakimi Göztepe. Rakibi istatistiksel anlamda bu kadar aşağıda tutmak bir başarıydı. Eşitlik golüyle perde kapandı. İkincisinde de yine topla oynamada, pas akışında, pozisyon üretiminde, şut denemelerinde ev sahibi üstün. Öne geçecek golü de buluyor. Fakat bu skorun üstüne yatıyor! Bul üçüncüyü. Bırak hakemi, rakibi, kaosu! Özellikle bu sezon geneline baktığımızda hakemlere isyan etmeyen çok nadir kulüpler var. Herkesin ortak sorunu Türk futbolundaki hakem hataları. Sonuç değişiyor mu? Hayır! O zaman çıkacaksınız aslanlar gibi mücadelenizi vereceksiniz.

Haberin Devamı

Bu ligde tutunmak istiyorsanız, Türkiye’de bir örneğine daha rastlamanın güç olduğu yürekli taraftar önünde kimseye bir puan bile vermeyeceksiniz! Gerekirse kemik kemiğe çarpışıp o topu üç direk arasında görmeyeceksiniz! Koşulsuz, şartsız arkanızda itici güç olan bu taraftar önünde siz kaybettikçe belki de sezon elden gidiyor, haberiniz yok.

Sözün bittiği yer

‘Utanç duyuyoruz’

Spor Toto Süper Lig’de alt sıraları yakından ilgilendiren maçta Gürsel Aksel Stadı’nda Galatasaray’a son dakika penaltısıyla 3-2 yenilen Göztepe, isyan bayrağını açtı. Teknik Direktör Nestor El Maestro, “Göztepe’nin hocası olduğum için mutluyum ama bazı noktalarda utanç duydum. Türk futbolunda da aynı şeyi hissettim” dedi. Başkan Mehmet Sepil ise, “Arda Kardeşler ile olan problemimiz yıllardır biliniyor. Maçı orta hakem değil VAR yönetti. Gerçekten Türk futboluna yazık” dedi.

Ekmekçioğlu TFF’ye gidiyor

Spor Toto Süper Lig’de Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, hakem hataları konusunda kulübün haklarını savunmak için Türkiye Futbol Federasyonu’nun kapısını çalacak. Başkan Ekmekçioğlu, TFF Başkanı Nihat Özdemir’den randevu talebinde bulundu. Özdemir’e hakem hatalarından canlarının yandığını dile getirecek Özgür Ekmekçioğlu, lige tutunma mücadelesi verecekleri kalan 12 maç öncesi Merkez Hakem Kurulu’ndan hakem atamaları konusunda dikkatli olmalarını talep edecek.

Haberin Devamı

Sözün bittiği yer

Bu takımı ligde tutun!

Spor Toto Süper Lig’de Beşiktaş’a tek golle teslim olan Altay, Teknik Direktör Serkan Özbalta yönetimindeki ilk yenilgisini tattı. Siyah beyazlıları değerlendiren yazarlarımız, “Karşı kaleye daha çok sık ve korkmadan gidebilmeliler. Hedefleri öncelikle gol yememek yerine gol atmak olmalı” dedi

Bülent Buda: Yarışan, savaşan bir takım olmak, önemli. Takımın en iyisi Lis. Gol öncesi bir adım önde olsa, Vida’nın gollük kafasına engel olabilirdi. Gol sonrası yapılan baskılardaki istek elbette geriye düşmenin oluşturduğu bir dışa vurum. Tam da o evrede ileri uçlardaki değişiklik seçimleri gol öncesinde yapılamaz mıydı? Söz gelimi oyuna önce Bamba mı, Marco mu katılmalıydı? Ya da savaşçı Poko, 75’te mi anımsanıyor? Altay’ın bu evrede çok değerli kazancı Kazımcan. Takır takır, korkmadan, dimdik oynuyor. Söz gelimi Poko, Bamba, Rodriguez hatta Naderi kulübede. Sadece merak. Eleştiri değil. Seçimler, tercihler Serkan Özbalta ile arkadaşlarının. Zaten dibe çökmüşüm ne yapmalıyım? Benim yanıtım, karşı kaleye daha çok, sık, korkmadan gidebilen, geriye yaslanmayan, önce gol yemeyeyim anlayışının yerine önce gol atmalıyım eylemine dönüştürebilecek bir dizilişi yeğlerim. Bir de bitime doğru penaltı tartışması var. Onu da VAR’a sormak lazım herhalde.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Her maç sonrası sadece saha içini, taktikleri ve oyuncuların performanslarını konuşacağız diyoruz. Ama olmuyor. Altay doğru bir oyun anlayışıyla puan almak adına gittiği Beşiktaş deplasmanında sahada üst düzey performans sergiledi. Elbette Beşiktaş etkiliydi. Ama Kappel’in direkten dönen şutu, Kazımcan’ın ortasında yine Kappel’in şutunun direğe temas edip dışarı çıkması ve son 15 dakikada mağlubiyetten kurtulmak adına geliştirilen ataklar, kaçan goller ve verilmeyen penaltı. TRT’de Nihat Kahveci’nin de katıldığı programda büyüteçle net bir biçimde gösterdiği gibi sağ bek Kerem eliyle oynuyor. Futbolla ilişkisi olan, futbolun ruhuyla ilgisi olan herkes o topun yön değiştirmesinden ne olduğunu anlar. Olan Altay’ın bir puanına oldu. 

Mehmet Demirtaş: Cumartesi akşamı, Dolmabahçe’de kıyasıya bir mücadeleye şahit olduk. İki takımın orta sahasının çabuk düşmesiyle bol pozisyonlu geçen 90 dakika vardı. Beşiktaş, etkili oyuncularıyla kurduğu baskı neticesinde Altay’ı bunaltıp topun bir an önce kendisine geçmesi için çabalarken, Altay ise topu rakibine verip geçiş hücumlarıyla akınlar yaratmaya çalıştı. İstanbul seferlerinden puan almayı bilen, verdiği yürekli mücadele sonucu alkış toplayan Altay, yine ilk 1 saat diri durdu. Bu bölümde Lis’in kurtarışlarını, Kazımcan’ın hamlelerini ve Thaciano’nun top dağıtma becerisini çok beğendim. Fakat ileri uçların bu denli sessiz kalışıyla bitiricilikte çok eksikler. Onların iyi oyun yerine acilen puan almaya ihtiyacı var. Belki siyah beyazlı armaya gönül vermiş en vefakar taraftar bile maçı izlerken iç çekiyor ancak tabeladaki sonuç daha mühim.