Süper Lig sizi çağırıyor

Kadrosunda yabancı bulundurmayan ve Türkiye’nin futbolcu fabrikası hedefine emin adımlarla yürüyen Altınordu, kendi adından olumlu söz ettirmeye devam ediyor. Özellikle son zamanlarda Avrupa’ya ve Süper Lig kulüplerine yolladığı öz evlatları ile kendinden sıkça söz ettiren Şeytanların yeni sezon öncesi transfer sürecini ve hazırlık sürecini Spor Müdürümüz Mehmet Demirtaş sordu, yazarlarımız Bülent Buda ve Fatih Tanfer cevapladı

Altınordu’nun izlediği transfer politakasını nasıl değerlerdiriyorsunuz?

Bülent Buda: Altı yıl sonra belki de ilk kez bu dönemde futbolcu gelen ve giden listesi kabarık. Bu sayılar insanı bir biçimde kuşkuya düşürebilir. Yeniden bir takım gibi ortaya çıkan durum var. Ancak şunu demeliyiz ki Altınordu salt bir futbol kulübü değildir. Tanımı yerindeyse futbolcu gelişim merkezi. Bu ortamı soluyan futbolcu eğer geldiği yerin farkındaysa, farklı bir boyuta taşıyor kendisini. Aslında daha açık bir tanımla bu takımın bir üyesi olmak bir ayrıcalıktır. Bunun farkında olan futbolcu, büyüyor ve öz güven kazanıyor. Bir önemli gelişme daha Altınordu yönetimi ve teknik birimi bu yıl ilk kez şampiyonluk ve Süper Lig sözünü ediyor. Bu iddia futbolcuları bir miktar zorlayacak gibi görünüyor. Kaygıya yer yok. Çok iyi çalışıyorlar. O çalışmanın karşılığını da aldıkları sonuçlarla hayata geçiriyorlar. Yeni bir takım izliyor gibi olacağız bu sezon. Bakalım neler olacak?

Fatih Tanfer: Altınordu ile ilgili olumlu düşüncelerimizde hiçbir değişiklik yok. Tam tersine inancımız ve güvenimiz her geçen gün artıyor. Sevgili Spor Müdürümüz Mehmet geçen haftaki Altınordu ile ilgili yaz sohbetimizde başlığına ‘Altınordu fabrikası üretime devam ediyor’ diye atmıştı. Önce Cengiz ve Çağlar Avrupa takımlarında oynarken bu yıl da Barış ve Berke Fenerbahçe’ye gittiler. Gurur duymamak mümkün mü? Yabancı oyuncu almıyorsun. Sadece yerli oyuncularla mücadele ediyorsun. Bu yıl da stopere Mehmet Enes, ön liberoya Deniz Kılıç (Çok iyi bir oyuncu olduğunu Bandırmaspor’da oynarken gördüm. Form grafiğinin artarak, yükseleceğine inancım tamdır. Atakan Üner, Altınordu’nun temposuna uyarsa herkes bugüne kadar bunu niye görmedik diye hayıflanacaktır. Sinan Osmanoğlu, stoperde herkes biliyor. Anıl, Onur, Berkerel, Kemal Rüzgar, yetenekli ve ileride takıma büyük katkıları olacağına inanıyorum. Erhan Ertürk’e gelince Altınordu’ya değil, Türk futboluna da yıllarca hizmet edeceğine inandığım bir kaleci olacaktır. Elbette, bir veya iki mevkiye daha yapılacak nokta transferler takımın gücünü artıracaktır. Ancak Hüseyin Hoca bu isimsizlerin arasından öyle isimler çıkaracaktır ki herkesin hayranlıkla izleyeceği bir Altınordu olacaktır.

Yazarlarımız Fatih Tanfer ile Bülent Duda, spor müdürümüz Mehmet Demirtaş’a Spor Toto 1. lig temsilcimiz Altınordu'nun sezon öncesi son durumunu değerlendirdi

Sizce yeni sezonda bizi nasıl bir Altınordu bekliyor?

Bülent Buda: Sorularımız birbirine eklemlenerek yanıtlanması gerekiyor. Neyi vurguluyoruz? Geldikleri ortamın bilincinde olan futbolcu gelişecek ve büyüyecek. Altınordu’da bütün ortam ve koşullar bu amaca yönelik biçimlendiriliyor, yaşama geçiriliyor. Bence bu sezon daha hırslı, daha çok yarışmanın içinde kalan, asla vazgeçmeyen mücadeleci bir takım izleyeceğiz.

Fatih Tanfer: İkinci soruda ilk sorunun devamı olarak yazmak zorundayım. Elbette bu hayranlık yaratacak gençlerin takıma kazandırılma süreci hiç de kolay değil. Gençler futbol adına bir şeyler öğrenip, Altınordu’nun Spor Toto 1. Lig’deki mücadelesine katkı verecekler. Ancak gelişim süreçleri de kolay değil. Psikologların söylediği, ‘Öğrenme eğrisindeki düzlükleri’ yaşarlar. Yükselen form grafikleri elde edilen becerilerin kayıpları, kaygı ve sinirsel gerginlikleri yaşarlar. İşte o zaman devreye sevgili Hüseyin Hoca ve ekibi girer. Hem bu oyuncuları geliştireceksin, hem de gücünü sadece transferlerden alan rakiplerinle mücadele edeceksin. Her sene olduğu gibi bunu yine başarmaya çalışacaklar. Tabii ki bu yolda sabırlılık ve kararlılık çok önemli etken. Allahtan başkanları Seyit Mehmet Özkan’da bu bütün özellikler var. Sevgi de var, başarısızlık için hiçbir neden ortada kalmadı.

Sizce Altınordu’nun Süper Lig vakti gelmedi mi, ne dersiniz?

Bülent Buda: Size bir soru. Altınordu yetiştirici mi? Yarışmacı mı? Bence yanıt ikisi de. 6 yıl önce Altınordu, Seyit Mehmet Özkan’ın önderliğinde yola çıktığında neredeydi? 3. Lig’de. İlk yılında şampiyon, ikinci yılında yine şampiyon ve 1 Lig. Burada çok açık görünüyor ki ilk amaç en kısa sürede bu zorlu ve yarışmacı lige çıkmaktı. O başarıldı. Peki 4 yıldır 1. Lig’de yapılan ne? Bir yandan yetiştiricilik bütün hızıyla sürüyor, öte yandan da oynadıkları kulüplerde de olamayan futbolcular transfer edilerek geliştiriliyor. Altınordu’nun ulaşmış olduğu düzey ülkemizde her takımın üstesinden geleceği bir gelişme değildir. Play Off’a kalamaması ya da doğrudan Süper Lig’e çıkamaması Altınordu için başarısızlık değil, sadece talihsizlik olarak nitelenebilir. Her İzmirli ya da İzmirli futbolsever, Altınordu’nun 6 yıllık hikayesiyle gurur duymalıdır. Yani diyeceğim o ki eleştirmeyelim, bu güzel takımın yanında duralım.

Fatih Tanfer: Altınordu yönetim anlayışı olarak geleceğe doğru yatırımlar yapan bir proje takımı. Gençleri Türk futboluna armağan ederken sportif başarı adına da büyük emek sarf ediyor. Başkan Seyit Mehmet Özkan kulübü, öncelikle öz kaynak açığı vermemeye çalışarak finansal anlamda doğru yönetiyor. Elbette onun güçlü kişiliği, bilgisi, cesaret ve öngörüsü Altınordu’nun büyük avantajı. Elbette Play Off’u kaçırması Altınordu adına üzücü bir durum. Unutulmasın ki sezon başında bu zor ligde kümede kalması bile başarı diye düşünülen bir takımdı. Altınordu’da hedefler asla bitmez. Bana göre artık Altınordu bacası tüten bir fabrikaya dönüştüğü gibi adını Süper Lig’e yazdırma vakti geldi.