06.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Deprem... Güzel İzmir, muhtemelen 1922 yangını sonrası ilk defa bu kadar acı çekiyor. Enkaz altında kalan anneler, babalar, evlatlar ve umutlar hepimizin yüreğini yakarken boğazda düğümlenen kelimeleri yazıya dökmek çok zor.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu ile birlikte alanı dolaştığımda, televizyonda gördüğümüz depremle depremi yaşamanın farkını bir kez daha anladım. Depremi yaşamak ve depremzede olmak çok daha derin anlamlar içeriyor. Örneğin hava karardığında üşüyen insanın “Eve gidelim” diyemiyor olması, oldukça acı ve düşündürücü...
Daha acısı evlatlarımızın cenazeleri...
Evde yani diğer bir tabirle güvenli alanda bıraktığınız çocuğunuz, hiçbir rahatsızlığı yokken bir anda hayatını kaybediyor. Bu gerçekten tarifsiz bir acı. Dolayısıyla bu acılara sebep olanların mutlaka ve mutlaka yargı önünde hesap vermesi, ihtiyacı bulunan binalarınsa bir daha böyle trajediler yaşamamamız için hızla güçlendirilmesi gerekiyor.
Afet sonrası zihinlerdeki tek güzel dayanaksa dayanışma ruhunu yitirmeyişimiz. Başta Göztepe taraftarlarının büyük çabası olmak üzere Karşıyaka, Altay, İzmirspor, Bucaspor taraftar ve camialarının deprem sonrası tek vücut olması “Helal olsun” dedirtti.
Sadece İzmir kulüplerinin taraftarları mı? Ankaragücü, Fenerbahçe, Galatasaray, Sakaryaspor, Boluspor ve aklıma gelmeyen nice kulübümüzün taraftar toplulukları, İzmir’deki yarayı sarmak için bir araya geldi.
Bugüne kadar hep “kötü çocuk” olarak anılan tribün toplulukları, bu depremde bir çocuğa daha meyve suyu götürebilmek, bir aileye daha çadır kurup erzak taşımak adına adeta yarışırcasına seferber olmuş durumda.
Hatta bu durum dünyanın en büyük haber ajanslarından AFP’de dahi kendine yer buldu. Sadece futbol kökenli de değil bu durum. Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Sayın Cengiz Durmuş da beni arayıp bilgi aldıktan sonra destek mesajı verdi. Tahmin ediyorum ki bu destek mesajı önümüzdeki günlerde somut karşılık da bulacaktır.
Ne denebilir ki? Allah bir daha göstermesin. Umarım bu acıları yeniden yaşamaz, bu zor günleri birlik olarak atlatırız ve bir daha depremin değil kalitesiz malzemenin öldürdüğünü unutmayız.