Eğitim Çocuğunuza hayır demeyi öğretin

Çocuğunuza hayır demeyi öğretin

29.06.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Tüm dünyada çocuklara yönelik cinsel istismar vakaları endişe verici boyuta ulaştı. Sorunun önüne geçebilmek için çocuklara vücut dokunulmazlığının sınırlarını ve istismar karşısında ‘Hayır’ diyebilmelerini öğretmek çok önemli.

Çocuğunuza hayır demeyi öğretin

MİNE ÖZDEMİR GÜNELİ- Dünyada milyonlarca çocuk, evde, okulda ya da sanal ortamda cinsel şiddet ve istismara maruz kalıyor. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 raporu, 2-17 yaşları arasında 1 milyara yakın çocuğun 2019’da fiziksel, cinsel veya duygusal şiddet gördüğünü ortaya koyuyor. Türkiye’de de Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı 2021 yılına ait adli istatistiklere göre cinsel dokunulmazlığa karşı 127 bin 297 suç işlenirken bunların 44 bin 880’ini yani yüzde 35’ini çocuklara yönelik cinsel istismar suçu oluşturdu.

Dünyanın dört bir yanından gelen kanıtlar, çocuklara yönelik istismarın önlenebileceğini gösteriyor. Çözüm yolunun ilk sırasında ise eğitim yer alıyor. Peki, çocuklara cinsel eğitim ne zaman ve ne şekilde verilmeli, çocukları cinsel istismardan korumak için neler yapılmalı? Bu konuyu Uzman Psikolog Dr. Zeynep Gamze Kalkanlı ile ele aldık.

YAŞA GÖRE DEĞİŞİYOR

Cinsel eğitimin yaşam boyu devam eden bir süreç olmasına karşın önemli bir bölümünün çocukların ve gençlerin kendi kendilerini eğitmeleri şeklinde gerçekleştiğini belirten Dr. Kalkanlı, çocuğun kız ya da erkek olduğunun ayırımına varmasının diğer bir deyişle cinsel özdeşimini belirlemesinin 3-4 yaşlarında gerçekleştiğine dikkat çekiyor.

Tuvalet eğitimiyle beraber çocukların cinsel bölgelerinin farkına varmaya başladıklarını kaydeden Kalkanlı, çocuklara cinsel organların doğru kelimelerle tanıtılması gerektiğinin altını çiziyor. Çocukların merak ettikleri konuları ebeveynleriyle rahat bir şekilde konuşabilmelerinin önemini vurgulayan Kalkanlı, iletişimde dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle anlatıyor: “Çocuğa verilen bilgiler basit ve yaşına uygun olmalı. 4 yaşa kadar ‘Ben nereden geldim?’ sorusuna; anne ‘Benim karnımda oldun ve doğuma kadar orada güven içindeydin’ şeklinde bir cevap verebilir. Aynı soru 4-6 yaşında sorulduğunda ‘Tüm bebekler gibi sen de annenin yumurtası ve babanın tohumundan yapıldın, anne ile babanın çok güzel bir karışımısın’ denilebilir. İlkokul çağında anne, baba ve öğretmen çocuğun sorularına doğru ve yeterli cevaplar vermeli. 9 yaşından sonra cinsel ilişkinin ne olduğu ve üremenin nasıl gerçekleştiğini anlayabilecek zihinsel olgunluğa ulaşırlar.”

DAVRANIŞLARINA DİKKAT

Cinsel istismarın belirtilerinin yaş gruplarına göre değiştiğine dikkat çeken Kalkanlı, bu belirtileri şöyle anlatıyor: “0-9 yaş grubunda; normalden fazla ağlama, bağırma, bakıcılarına sımsıkı sarılma, uyumada zorluk, konuşma yetisini kaybetme, aile ve arkadaşlarından uzaklaşma, içe kapanma, okula gitmeyi reddetme, saldırıya uğramaktan korkma, bebek gibi davranma görülebilir. 10-18 yaş grubunda; kâbus görme, depresyon, öfke patlamaları, kendine zarar verme davranışları, akademik performansta düşüş ve intihar eğilimi görülebilir.”

Haberin Devamı

‘SIR OLARAK SAKLANMAMALI’

Çocukların cinsel istismarı anlamaları ve kendilerini korumaları için neler yapmaları gerektiğini bilmeleri çok önemli. Bu noktada çocuklara vücutlarında özel yerlerinin bulunduğu ve bu bölümlerin mayonun kapattığı yerler olduğunun belirtilmesi gerektiğini söyleyen Kalkanlı’nın önerileri şöyle:

* ‘Hiç kimse senin vücuduna ve özel yerlerine bakamaz ve dokunamaz” denilmeli. Çocukların da başkalarının özel bölgelerine bakamayacak ve dokunamayacakları anlatılmalı.

* Anne, baba, doktor gibi bazı büyüklerin izinle yardım ve tedavi için özel bölgelerine bakıp, dokunabilecekleri belirtilmeli.

* İyi dokunuşların kişiyi iyi hissettirdiği, kötü dokunuşların kızma, korkma ve üzgün hissetmeye neden olacağı açıklanmalı. Vurmak bir çeşit kötü dokunuştur. Çocuğun canını acıtmasa da hoşlanmadığı her dokunuş kötü dokunuştur.

* Özel yerlerine dokunulduğu ve bakıldığında neler yapılması gerektiği öğretilmeli. Söyleyebileceği en sert şekilde “Hayır” demeli. Oradan uzaklaşmalı, güvenli bir yere girmeli. Güvendiği bir büyüğe durumu anlatmalı. Anlaşılıncaya kadar susmamalı.

* Kötü dokunuşun onun suçu olmadığı, bedeninin ona ait olduğu, kötü bir sır olarak saklanmaması gerektiği vurgulanmalı.