Ekonomi Hafif karavanla Alman devlerin dikkatini çekti

Hafif karavanla Alman devlerin dikkatini çekti

13.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Tarih, 1976. Genç bir adam babasıyla tartışmaktadır. Tartışma, onun, Paris’e yerleşme kararıyla sonlanacaktır...

Hafif karavanla Alman devlerin dikkatini çekti

SAKARYA

Haberin Devamı

Genç adam, yani Engin Başoğlu, lastik ve yedek parça işi yapan ailesini geride bırakarak önce Avusturalya’ya gider. Amacı, vize alarak Paris’e geçmektir. Ama alamaz. Bir hafta kadar akrabalarının karavanında kalır. O sürede sağda solda gezinen karavan katalogları dikkatini çeker; onları yanına alır. Kısa süre sonra Türkiye’ye döner. Ava meraklı olan baba, 1977’de avlanmak için konakladığı bir yerde bitlenince katalogların da etkisi ortaya çıkar: “Şu kataloglardaki karavandan yapalım, ava giderken onlarda kalırım.”
Teknik yeteneklerinin bir sonucu olarak Engin Başoğlu ve iki ağabeyi karavanı aynı yıl içinde yapar. Aslında önlerine açılan yeni bir dünyadır. Erdoğan Başoğlu, Erdal Başoğlu ve Engin Başoğlu babalarının önderliğinde karavan üretimini Başoğlu markasıyla ilerletirler. Ancak, bir süre sonra herkes kendi yolunda ilerleme kararı alır. Önce iki ağabey ayrılır. Engin Başoğlu ise 1998 yılında ilk marka, yani Başoğlu ile yola devam eder.

Benzinden yüzde 50 tasarruf
Başoğlu, bugüne kadar uzun mesafe aldı. Yolu açan ise Başoğlu’nun inovatif bakış açısı. Şu anda 15 bin metrekarelik tesisinde üretim çalışmalarını sürdüren Başoğlu’nun ürünlerinden biri Caretta isimli karavanları. Başoğlu’nun ‘Daha hızlı daha tasarruflu ve daha kullanışlı’ arayışının sonucu olan Caretta, 460 kilo. Yani, alışageldik karavanlara göre, epey hafif. Bu, benzinden yüzde 50 tasarruf etmek ve yolu da bir bu kadar hızla almak demek.
Caretta’yı özel kılan nedenlerden biri de konfor için her detayın planlanması. Güneş enerjisiyle çalışan kaloriferden tuvalete ve sabit ocaklara kadar her şey planlanmış. Birkaç aya kadar sıcak su ünitesi de takılınca konfor düzeyi artırılacak.
Geliştirildiği 2008’de ilk olarak İngiltere’ye gönderilen Caretta’lar, oradan da dünyanın pek çok ülkesine doğru yol almış. Başoğlu’nun açıklamasına göre, Avustralya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Avusturya, İsviçre, Norveç, İtalya, İngiltere, Fransa, Hollanda, İspanya, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Japonya, İran, Dubai ve Malta’da 500 Caretta yol alıyor. Yakında bu ülkelerin arasına Kore de eklenecekmiş gibi görünüyor. Kanada ve Rusya, diğer hedef ülkeler.
Engin Başoğlu, beş yıl sonra Caretta’ların muazzam bir yerde olacağına inanıyor. Bu düşüncesinin somut kanıtı olarak, karavan teknolojisinin beşiği sayılan Almanya’nın Caretta’ya gösterdiği ilgiyi gösteriyor ve ekliyor:

Elektrikli oto için zayıflayacak
“Bu alandaki devlerin katıldığı Almanya Düsseldorf’daki fuarda gözbebeğiyiz. Katıldığımız ilk yıl karavanda dünyanın en büyüklerinden Hymer Karavan’ın sahibi Arvin Hymer, Caretta’yı satın almak istedi. 2008 krizi nedeniyle gerçekleşmedi ama, ben şu anda bunun gerçekleşmemiş olmasından mutluyum. Yakında daha büyük gelişmeler olabilir. Çünkü, Caretta, Almanya’da üretilen 250 bin euro’luk motokaravanlarla rekabet edebiliyor.”
İlk kez Caretta 1200 modeliyle yola çıkan Başoğlu, daha sonra Caretta 1500, Caretta Cargo modellerini geliştirmiş. Geliştireceği yeni model, elektrikli otomobil trendinin bir sonucu. Başoğlu, karbon fiber ve alüminyum malzemeyle Caretta’ların ağırlığını 300 kiloya düşürerek elektrikli hale getireceğini açıklıyor.

Haberin Devamı

KARAVAN TATİL KÖYÜ KURUYOR
Engin Başoğlu’nun ürettikleri arasında motokaravanlar da var. Karavan dünyasının ağır isimleri olarak kabul edilen bu karavanlar, tam anlamıyla lüks. Öyle ki, lüks oteller de bu karavanlarda misafirleri konaklatmaya başlamış. Mesela, Fethiye Ölüdeniz’de hizmet veren Meri Otel bunlardan biri. Otelin Ölüdeniz’deki kamp alanında Başoğlu’nun ürettiği 75 lüks karavanı bulunuyor. Tüm bunlar kadar önemlisi Engin Başoğlu’nun yakında kendi karavanlarıyla turizme başlayacak olması. Başoğlu, hem Caretta hem de lüks karavanlardan oluşan bir ‘karavan köy’ kurmayı planlıyor.

Haberin Devamı

GİRESUN

Haberin Devamı

Hafif karavanla Alman devlerin dikkatini çekti

Çayı sadece üretmedi restoranını da kurdu

Çay üretimi her ne kadar Rize ile özdeşleşmiş olsa da Giresun’da da bu sektörde önemli yatırımcılar var. Tirebolu42 Çay Sanayi bu firmalardan biri. Başında Yusuf Şahin bulunuyor. Bölgede kaybolmakta olan çayı yeniden markalaştırmak için 20 yıl önce yola çıkan Yusuf Şahin, bölgenin aslında özellikle bazı bölgelerinin Rize’den daha fazla güneş alması nedeniyle çay konusunda daha iddialı olduğunu savunuyor. Zaten onu yola çıkaran en önemli noktalardan biri de bu.
Dünya için plan
Şahin Rize’de yetiştirilip de Tirebolu 42 markasıyla Türkiye piyasasına sunduğu bu çaya öylesine güveniyor ki, dünya çapında bir marka olmak için planlama yaptıklarını söylüyor. Bu ana hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Şahin, özellikle 2.5 yaprak çayda dünya piyasalarının en büyüğü olmaya kararlı olduklarını vurguluyor ve ekliyor: “Tirebolu ile özdeşleşen ismimizi önce Türkiye’ye, daha sonra dünyaya duyuracağız. Bunun için çalışmalarımız başladı ve tüm hızıyla devam ediyor.”

Katkı maddesi yok
Şahin’in bu ana plan çerçevesinde gerçekleştirdiği yatırımlar sonucunda 10 ton yaş yaprak ile başlayan üretim yolculuğu bugün 25 ton kapasiteye ulaşmış. Giresun çayını önce Türkiye’ye duyurma planları, 50’yi aşkın bayi ve satış noktasını da kurmalarını sağlamış.
Yusuf Şahin’in dünyaya açılmak gibi büyük bir hedef belirlemesindeki ana nedenlerden biri de bölgede yetişen çayda hiçbir katkı maddesinin bulunmaması. Şahin, Giresun coğrafyasının çaya kattıklarını şu sözlerle özetliyor:
“Çay, yetiştiği coğrafyadaki iklimin özelliklerini hemen hissettiriyor. Tirebolu’nun bol güneşi ile kuvvetlenen çay aroması ve burukluğu, yörenin kendine has toprağında yetişen genç çay bitkilerinin filizlerinde doyuma ulaşıyor. Yüksek irtifada, denize bakan dik yamaçlarda yetişen yapraklar, toplanırken de işlenirken de geleneksel yöntemlere bağlı kalınarak, kaliteden ödün vermeden özel olarak üretilip, paketleniyor.”

Haberin Devamı

ÇAYDAN YENİ İŞLER
Yusuf Şahin, markalaşma için oldukça farklı bir yöntemi de uyguluyor. Tirebolu 42 Çay Restourant ve Kahvaltı Evi ile de oldukça dikkat çekici bir adım atmış durumda. Ardından bunu bir zincir haline getirerek restoranları Giresun, Samsun ve Ankara’ya kuran Şahin, ayrıca Giresun, Trabzon, Çorum, Samsun, Tekirdağ ve Ankara’da reyon ve çay bahçeleri olduğunu belirtiyor.