Ekonomi Notta artırım olabilir ancak seçim risktir

Notta artırım olabilir ancak seçim risktir

06.11.2010 - 03:22 | Son Güncellenme:

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin, Fitch ise Türk bankalarının notunun artırılabileceği yönünde sinyal verdi. Ancak özellikle Moody’s artırım için seçim öncesindeki mali disiplini izleyeceğine vurgu yaptı

Notta artırım olabilir ancak seçim risktir

Küresel risk iştahındaki artışa bağlı olarak uluslararası yatırımcıların ilgisinin arttığı Türkiye piyasaları için dün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından da iki iyi haber geldi. Moody’s, mali temeller iyileşirse kredi notunun artırılabileceği yönünde açıklama yaparken Fitch de Türk bankalarının notunun artırılabileceğini duyurdu.
Ekim başında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e yükselten Moody’s, dün de not artırımı konusunda olumlu sinyaller verdi. Moody’s’in Türkiye’nin kredi notuna dair yayımladığı görüş notunda, “Türkiye’nin mali temelleri daha da iyileşirse kredi notu artırılabilir” ifadesi yer aldı. Açıklamada, bu yönde önemli gelişmeler olsa da Türkiye’nin dış kırılganlığı, cari açık ve portföy yatırımlarına bağımlılığına vurgu yapıldı. Moody’s olası bir not artırımı için reçeteyi ise şöyle özetledi: “Türkiye daha fazla faiz dışı fazla vermeli, döviz rezervlerini artırmalı ve dış şoklara dayanıklılığını artırmak için borç seviyelerini düşürmeli.”
Moody’s, haziran ayında düzenlenmesi beklenen genel seçimler öncesinde harcamalarda yaşanacak bir artışın mali cephede karşılaşılacak en büyük zorluk olduğuna da dikkat çekti.
Moody’s’in notunda, Türkiye’nin kredi notunun düşmesine neden olabilecek riskler açık ve borç oranlarında uzun süreli ve belirgin bozulmalar olarak özetlendi.
Moody’s ayrıca Türkiye’nin bu yıl için gayri safi yurtiçi hasılada (GSYH) büyüme hedefini de 6.5’e revize etti.

Fitch bankaları övdü
Fitch tarafından Türk bankaları ve bankaların tahvil ihraçları hakkında hazırlanan raporda ise ihraçların bankalar için olumlu olduğu, ekonominin güçlü performansının kuruluşların notunun artırılmasını sağlayabileceği belirtildi.
Fitch’in açıklamasında, “Yüzde 7 büyüme beklediğimiz Türkiye ekonomisinin güçlü performansı, gelişen faaliyet koşullarıyla birlikte (bankalarda) not artışına yol açabilir” denildi.
Fitch ayrıca Türk bankalarının tahvil ihraçlarının 2010’un son aylarında ve 2011’de artacağı öngörüsünde de bulundu.
Türk bankalarının tahvil ihracı için girişimleri giderek artıyor. Önceki gün İş Bankası dolar cinsi tahvil ihracı için JP Morgan, RBS, Standard Bank, Standard Chartered’a yetki verdiğini açıklamıştı. İş Bankası’nın açıklamasında söz konusu tahvillerinin kredi notuyla ilgili, “Ba1 (Moody’s) ve BBB- (Fitch) olması beklenmektedir” denilmişti. Önceki gün ayrıca Şekerbank da olağanüstü genel kurul toplantısında, ödenmiş sermaye tutarına kadar tahvil ihraç edilmesi için yönetim kuruluna yetki verdiğini duyurmuştu.
İki kuruluşun açıklamalarının piyasadaki etkisi ise oldukça sınırlı oldu. İMKB kâr realizasyonuna bağlı hafif ekside seyrini sürdürürken dolar/TL 1.3930 civarından işlem gördü.

Haberin Devamı

Notta artırım olabilir ancak seçim risktir

Türkiye 2011’de dış piyasadan 5.5-6 milyar dolar borçlanacak
Üst düzey bir ekonomi yetkilisi Türkiye’nin, 2011 yılında uluslararası sermaye piyasalarından yaklaşık 5.5-6 milyar dolar tutarında tahvil ihracı yapmayı öngördüğünü söyledi. Reuters haber ajansının sorularını yanıtlayan yetkili, “Sağlıklı bir getiri eğrisi oluşturulması ve borçlanmanın vadesinin uzatılması amacıyla Hazine tarafından senet ihracına devam edilecektir” dedi. Hazine Müsteşarlığı ekim sonunda yaptığı açıklamada uluslararası sermaye piyasalarında yapılacak tahvil ihracına ek olarak uluslararası kuruluşlardan toplam 12.5 milyar lira dış finansman hedeflendiğini belirtmişti.

‘İkinci yarıda not artabilir’
Yapı Kredi Murahhas Azası ve Genel Müdürü Faik Açıkalın, her ne kadar mali kuralın ertelenmesi nedeniyle soru işaretleri olsa da ekonomik göstergelerde devam eden olumlu seyir sonucu önümüzdeki yılın ikinci yarısında Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir olarak görülebileceğini söyledi.
Açıkalın, Bizden Haberler Dergisi’nde yayımlanan değerlendirmesinde, son iki yılda dünya ekonomisinde yaşananların, oluşan balonların patlaması ya da sönmesinden ve şişkin değerle gerçek değer arasındaki farkın zarar olarak bilançolara yansımasından ibaret olduğunu ifade etti.
Bankacılık sektörünün yılın ilk yarısında görülen ciddi büyümenin ikinci yarıda bir miktar hız kaybedeceğini ve sektördeki kredi büyümesinin yıl sonunda yüzde 25 düzeyine ulaşacağını düşündüklerinin altını çizen Açıkalın, ilk 6 ayda sektörün kârlılığı üzerinde belirleyici olan unsurların yılın kalan döneminde de etkisinin devam edeceğini ve 2010’un 2009 kârlılık düzeylerini yakalayabileceğini tahmin ettiklerini kaydetti.