Ekonomi Paradan kuşkuya düşersek protokolü durdurabiliriz

Paradan kuşkuya düşersek protokolü durdurabiliriz

22.08.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Çukurova anlaşması konusunda Biz protokolün kefili değiliz, ama şartları yerine getireceklerini temenni ediyoruz diye konuştu

Paradan kuşkuya düşersek protokolü durdurabiliriz

Bankacılık sektörünün sıkıntıları 1994 kriziyle başladı. Üç banka sistem dışına çıkmasına rağmen çok sayıda banka yaralandı. Mevduata yüzde 100 garanti daha büyük çöküntüleri önlendi. Ama sistem kırılgan hale geldi. 2001 Şubat kriziyle, bankaları suni tedbirlerle yaşatma politikası çöktü. Sonuçta karşımıza 46 milyar dolarlık bir yük çıktı. Batan bankaların maliyeti 50 milyar doları buluyor, ama tahsilatlar 2 milyar dolara güçbela ulaştı. Onlarca banka niye battı? İmar Bankası dahil 17 milyar dolar banka sahiplerinin kullandığı kaynaktır. Bunun üstü bankaların operasyon zararları, kur ve faiz dalgalanmalarının getirdiği yüklerdir. 46 milyar dolarlık batık hesabında nasıl bir sınıflandırma yaptınız? Toplam 1.8 milyar dolar faizlendirirseniz 2.2 milyar dolara çıkar. Bu kadar tahsilat yapmışız. TMSF bugüne dek 46 milyar doların ne kadarını geri alabildi? Maalesef o sorun var. Hem cezai sorumlulukların yerine gelmemesi hem de kaybolan paraların geri alınamaması açısından bizler dahil, toplumun tümünün vicdanını kanatacak şekilde boşluk var. Bu rakam çok düşük değil mi? Yapanın yanına kâr kaldı... Kamu vicdanı rahatsız. Protokolün temeli 2003 Ocak ayında imzalanan ana protokole dayanıyor. Bu, Çukurovanın Pamukbank dolayısıyla TMSFye ve Yapı Krediye olan borçlarını libor artı yarım faizle 15 yıla bağlayan bir protokol. 2002de Pamukbank Fona devredildi. Çukurova bu işlemi yargıya götürdü. Danıştay, Pamukbankın Fona devri kararının yürütmesini durdurdu. Çukurova ve BDDK sorunu çözmek için görüşme başlattı. Grup, Pamukbankla ilgili davalardan feragat etmeyi kabul etti. Son günlerde Çukurova Grubu ile yapılan protokol tartışma yarattı. Anlaşma niye gizli tutuluyor? 15 yıllık vade ve libor artı yarım faiz, o günkü piyasa şartlarında önemli bir imkândı. Çukurovaya ayrıca Yapı Kredi ve Pamukbankın bazı iştiraklerini geri alma hakkı tanındı. Çukurovanın avantajı ne oldu buna karşılık? İki anlaşma yaptı grup. Birisi TMSF ile. 3.2 milyar dolarlık borç 15 yıl, libor artı yarım faizle yapılandırıldı. Grubun Yapı Krediye borçu için ayrı protokol yapıldı. Faizler dahil ikisinin toplamı 6 milyar dolar. Çukurova sonra bizim yönetimimize geldi ve 20 ayda borçlarını ödemek istedi. 15 yıl beklemek yerine parayı 20 ayda almayı tercih ettik. İlk protokolün esasları neydi? 15 yılda faiziyle 3.6 milyar dolarlık bir alacağın 2.1 milyar dolar olarak belirlenmesi söz konusu. 15 yılda tahsil edilecek paranın bugünkü değeri hesaplanarak o tahsil edilmektedir. Toplam miktar değişiyor mu? Biz bu protokolün kefili değiliz. Para mutlaka gelecek diyemiyoruz. Her protokol yerine getirilmeyebilir ama biz temenni ediyoruz ve istiyoruz. 20 ayda 2.1 milyar doları alacağımıza inanıyoruz. Devlete 6 milyar dolar yük bindirmiş bir Grup, 20 ayda bu ödemeyi yapacak olanağa nasıl kavuştu? Ödemezlerse ne olacak? Çukurova Grubu, dışarıdan kredi bulacağını söylüyor. Northway Petrolium adında bir aracı şirket kanalıyla bulunabilecek bir kredi. TMSF olarak işin kredinin kaynağını sorgulama görevi ile yükümlü olduğumuz kanaatinde değiliz. Kaynağı nedir? Onu da protokole koyduğumuz bir maddeyle denetliyoruz. Paranın uluslararası bankacılık sistemi üzerinden gelmesini istedik. Para dünya finans piyasasında sisteme girdiğinde mutlaka bir kontrol mekanizmasından geçecektir. Kara para çıkarsa... Biz o konuda inanın hem bilgiye sahip değiliz hem de yorum yapabilecek konumda değiliz. Alacağımızı tahsil etmenin peşindeyiz. Grup yeni kaynak bulduğunu söylüyor. Nereden buldun diye sormayız. Kara para kuralları açısından denetlenmesi zaten ön şartımız. Para gelirken sistemin herhangi bir aşamasında kuşkuya kapıldığımızda protokolü durdurma hakkına sahibiz. Ödemeler taksitlendiriliyor. Bu para Çukurovanın sahiplerinin yurtdışı hesaplarından karşılanacak olabilir mi? İlk ödeme eylülde. Yıl sonuna kadar 15er milyon dolarlık taksitlerle 60 milyon dolar gelecek. 2005 sonuna kadar da 1.5 milyar dolar tahsil etmeyi bekliyoruz. Yapı Kredi de kendi planını açıkladı. 8 - 10 ayda 1 milyar dolarlık bir girdi bekliyor. İlk taksit ne zaman ödenecek? Her ödeme yapıldığında elimizdeki ya da rehinimizdeki Turkcell hisselerini çözüyorsunuz. Turkcell hisselerinin toplam alacağımız içindeki oranı ne ise o çerçevede çözülüyor. TMSFye ödeme yapıldıkça Turkcell hisseleri çözülecek mi? 2.1 milyar dolar. 20 ay içinde 1.950 milyar, sonraki altı ayda da 145 milyon dolar ödenecek. TMSFye toplamda ne ödeyecekler? Onları da 20 ay içinde ödeyecek, 3 milyar dolara yakın ödeme yapılacak. Hem bize hem Yapı Krediye 4.1 milyar doları dış kaynaklarla , geri kalanı kendi kaynaklarıyla ödemeyi taahhüt ediyor. Yapı Krediye olan borçların tahsilatı? Grubun ödediği meblağ bir iskontoya tabi tutulmadan eski borçtan düşülecek. Eski protokole dönülmüş olacak. Ödeme yapılmazsa ne olacak? Değil yayın politikasıyla ilgilenmek televizyon izleyecek vaktim yok Medya sahibi olmaktan memnun değiliz, çünkü hiç hak etmediğimiz, istemediğimiz birtakım tartışmaların içine sürükleniyoruz. Starın durumu ne olacak? Televizyon, gazete... Medya grubu haline geldiniz. Geçmişte medya politikaları bu borçların ödenmemesine hizmet eden politikalardı. Elinde medya silahı olan borçlu bunu siyasi iktidara, Hazineye karşı kullanıyordu. Bizim işimiz, alacağı tahsil etmek. Medyadır, dokunmayalım dersek toplum bizden hesap sorar. Starı en kısa sürede satmaktan yanayız. Tartışmalardan kurtulmak için önceliği ona verdik. Star Grubunun yayın politikasıyla ilgilenmek bir yana televizyon izlemeye bile vaktim olmuyor. Medya - siyaset - ticaret ilişkileri 1990larda kötüye kullanıldı ve olan gazetecilere oldu. "Uzanlar, Ödeyecek paramız yok diyor İmar Bankası sahipleriyle görüşmelerimiz seyrekleşmiş olmakla birlikte devam ediyor. Şu ana kadar uzlaşma umudunu ortaya çıkaracak herhangi bir yaklaşım oluşmuş değil. Devlet şu anda 6 milyar dolarlık bir yükün altına girmiş durumda, biz bu paranın en azından bir bölümünün nakden getirilip konmasını istiyoruz. İmar Bankasından ödeme teklifi var mı? Uzanlar da Karamehmete tanınan avantajları örnek göstererek pazarlık yapıyorlarmış. Bir yaklaşım olsa oranı konuşuruz ama hiç yok. Ödeyecek paramız yok diyorlar, onun karşılığında el konulan şirketlerin bir bölümünü size verelim diyorlar. Geri kalanını bize verin, çalıştırarak ödeyelim diyorlar. Ne kadarını? İhtilaf çözülürse Telsim değerlenecek Bazı görüşmeler yapıyoruz. Oradaki amacımız, borç yüklenme gibi bir rol oynamaktan çok şirketin ihtilaflarını çözersek satış değerini artırmaya dönük. Şu anda Telsim yönetimi bizde. Telsimi satma müzakereleri yapıyoruz ve satış süreci devam ediyor. Motorolada durum nedir? Milyar dolarlar... Motorolaya faiziyle beraber 2.2 milyar dolar, 800 milyon dolar da Nokiaya... Şirketleri bu şekilde satmaya kalkarsak değeri düşer ama pürüzleri çözersek değeri yükselir. Bu görüşmeleri yapıyoruz nasıl çözeriz diye... Ne kadar borcu var? Uykumda bile protokol görüyorum Toplumun çalınmış servetini geri kazanmak adına kendimi çok ciddi insani ve ahlaki sorumluluk altında görüyorum. Günde 17-18 saatin altına düşmüyor mesai. İnanın uykumda da mesai devam ediyor. Protokoller, şartlar, müzakereler... Bu işin failleri topluma ahlâki olarak hesap vermek, standartlarını kaybetmek zorundalar. Ağır bir görev yüklendiniz... Banka çöküşlerinin topluma olan yükünü sıfırlamak gibi bir iddiamız yok, çünkü mümkün değil. KİT olmak istemiyoruz. 3 - 4 yıllık projeksiyon yaptık, tahsil edebileceklerimizi edip dünyanın uyguladığı yeni yöntemlerle alacakları ana varlık yönetim şirketlerine devretmek istiyoruz. Varlıkların hızlı satışında kararlıyız Pek öyle olmuyor gibi, yatlarda dolaşıyorlar. Sonuç alabilecek misiniz? 40 milyar dolarlık bir bilançoya sahibiz, doğru Merkez Bankasından sonraki en büyük bilanço aynı zamanda en kötüsü ve açığı en yüksek bilanço. Borç yükü! Borçluların elinde rehine durumdayız. Merkez Bankasından sonraki en büyük bilançoya sahipsiniz batıklar sayesinde... Toplam alacak içinde çok büyük rakam tutmuyor ama bunlar borçlulara verilecek mesaj yönünden önemli. Biz tahsilat sürecini hızlandırdık. Kararlıyız, her şartta bu varlıklara el koyup en kısa sürede satışa hazır hale getiriyoruz Türkiyenin en büyük müzayedecisi oldunuz. Kat, yat, helikopter, lüks araba, Petrus şarapları... Ne bulursanız satıyorsunuz. Artık kriz çıksa da faturası az olur Bankacılık sektörü krizden sonra daha sağlam yapılanmış durumda. Bundan sonra bankacılık krizlerinin olmayacağının garantisi nedir? Dünyada her zaman banka sektörüne giriş ve çıkışlar serbesttir, böyle bir taahhüdü kimse veremez. Garanti verilemez. Hepimizin temennisi, sektörün düzenleyici ve denetçisi olan BDDKnın çalışma düzeni ve yasal altyapı sonucu banka sektörünün artık krize girmemesidir. Krize girildiği takdirde bunun faturasının daha düşük olmasını sağlayacak bir olgunluğa ulaşmış durumdayız. Geçmişten ders alınmalı. Yüz binlerce insanın parasını riske atacak yönetsel kayırmalardan ve politik etkilerden sektör arındırılmalı. Kurallar çok sıkı uygulanmalı. Başka banka batmaz diyebilir misiniz? Ahmet Ertürk, 1953 Malatya doğumlu. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi 1975 mezunu. 1976-1985te Maliye Bakanlığı müfettişi olarak görev yaptı. Londrada 1984-85 arasında İngiliz özelleştirmesi üzerine çalıştı. TÜSİADda iki yıl genel sekreter yardımcılığı yaptı. 1989-91 arasında Türk Denizcilik İşletmeleri A.Ş. Genel Müdür Yardımcısıydı. 1992-1995 ve 1996-2003 yıllarında Albaraka Türkte Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 2003-2004te Sermaye Piyasası Kurulu üyeliğinde bulundu.29 Ocak 2004ten bu yana TMSF Başkanı olarak Fondaki bankaların tasfiyesini yönetiyor. İngilizce biliyor. Ertürk Beşiktaşlı. KİMDİR?