Uzay yolu açıldı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, milli olarak geliştirilen sıvı yakıtlı roket motor teknolojisinin ilk uzay denemelerine başlanacağını açıkladı.

Erdoğan, dün Roketsan Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ve Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi’nin açılışını yaptı. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayan ve Atatürk’ü anarak sözlerine başlayan Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

“Uzay sistemleri ve ileri teknolojiler araştırma merkezi ile önemli bir adım daha atacağız. Mikro uydu fırlatma projesi, merkezin yürüttüğü en kritik çalışmalar arasında yer alıyor. 2025 yılında bitmesini hedefliyoruz. Türkiye, dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu uydu fırlatma, test etme, üretme altyapısı ve üs kurma yeteneğine kavuşmuş olacak.

Yerli uydumuz uzaya fırlatıldığında ülkemize güvenli bilgi akışı temin edecek. Uydumuz, askerlerimize anlık bilgi ve koordinasyon sağlayarak işlerini daha da kolaylaştıracak. Milli teknolojilerle fırlattığımız ilk yerli sonda roketimiz 130 kilometre irtifaya çıkarak uzayın sınırı olarak kabul edilen 100 kilometre çizgisini aştı. Böylece Türkiye, tamamen kendi geliştirdiği teknolojilerle uzaya ilk adımını atmış oldu. Artık yerli ve milli teknolojilerle uzay ligindeyiz.

Müjdeyi verdi

Bu roketi katı yakıt teknolojisiyle gönderirken inşallah bundan sonra hem katı hem sıvı yakıtla test etme aşamasına geçeceğiz. Milli olarak geliştirilen sıvı yakıtlı roket motor teknolojisinin ilk uzay denemelerine başlayacağımızın müjdesini buradan vermek istiyorum. Hibrid yakıtlı roket motorları geliştirme faaliyetlerimize de devam ediyoruz. Hem uzay uygulamalarında hem de havacılık ve ulaştırma alanında temiz enerji kaynağı olan yüksek kapasiteli hidrojen yakıt pili teknolojisi yine bu merkez altında geliştirildi.

Füze güdümlü mühimmat ve silah sistemlerinde ihtiyaç duyulan küresel konumlama sistemi alıcısı, yani bu sistemlerin navigasyonu da ilk kez milli imkanlarla üretildi. Bu merkezde minyatür silahlar, hipersonik sistemler, lazer ve elektromanyetik teknolojisine sahip yönlendirilmiş enerji silahları gibi geleceğin teknolojisi üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. Merkezimizin uhdesindeki projelerin toplam büyüklüğü 9 milyar lirayı aşıyor.

İhtiyaç karşılanacak

Patlayıcı Hammade Üretim Tesisini de açıyoruz. Bu tesis sayesinde patlayıcı hammadde ihtiyacımızın büyük bir kısmı milli imkanlarla üretilecek. Füze ve roket harp başlığı patlayıcılarıyla zırh sistemleri için kritik öneme sahip bu kabiliyet ile yurtdışı bağımlılığını önemli ölçüde kıracağız.

Bayraktar TB2 SİHA’nın lazer işaretlemesini yaptığı hedef, lazer güdümlü 230 mm füze sistemi tarafından vuruldu. Bu yeni gelişme bilhassa cephedeki askerlerimizin gücüne güç katacak. Türkiye’yi savunma sanayinde bir üst ligine taşıyan tüm bu projelerin ülkemiz ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da Roketsan’ın Lalahan Yerleşkesi’nde düzenlenen açılış töreninde Türkiye’nin ‘uzay ligi’ne yükseldiğini ve bu alanda çalışmalarını hızlandıracağını söyledi. Erdoğan sıvı yakıtlı roket motorunun ilk uzay denemelerinin başlayacağı müjdesini de verdi.

‘Zafer ayrımı yapan birliğe kasteder...’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “30 Ağustos, ya istiklal ya izmihlal tercihiyle baş başa bırakılan bir milletin bağımsızlığı ve şerefi için neleri göze alabileceğinin en açık ispatıdır” dedi. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Malazgirt’e nasıl sahip çıkıyorsak, bu toprakları ebedi vatanımız kılan büyük zafere de aynı samimiyetle, heyecanla sahip çıkıyoruz. Malazgirt ne kadar bizimse, İstanbul’un fethi ne kadar bizimse Çanakkale de aynı şekilde bizimdir, Dumlupınar da Sakarya da bizimdir. Hepsi birbirinin devamı olan devletlerimizi, her kim diğerinin karşısına koyuyorsa bu milleti ve tarihini tanımıyor demektir. Ortak değerlerimiz arasında bölücülük yapanlar, tarihimizin bir bölümünün arkasına saklanarak diğerini kötüleyenler, Gazi Mustafa Kemal’in hizmetlerini anlatmak için başkalarına kin kusanlar bu ülkeyle bağını koparmış zavallılardır.

Biz hemen her konuyu istismar aracı haline getirenlerin asıl niyetlerini elbette biliyoruz. Bunların 30 Ağustos gibi, cumhuriyet gibi, millet, memleket gibi bir dertlerinin olmadığının farkındayız. 30 Ağustos bahanesiyle tarihimize saldıranların, zaferlerimiz arasında ayrım yapanların amacı 83 milyonun birliğine kast etmektir.

Daha ileri eserler

Şimdiye kadar milletimiz bu oyunlara gelmemiş, ortak değerlerinin istismar edilmesine fırsat vermemiştir. İnsanlarımızı birbirine düşürmek isteyenler, bu ülkenin topraklarına nifak tohumu ekenler gereken cevabı yine milletimizden alacaktır. Zaferler işte bu eserlerle kutlanır, lafla değil. Eğer zafer diye bir kararlılığınız varsa bu eserleri dikersiniz. Biz şu anda bunlarla bile henüz mutmain değiliz. Bize çok daha ileri eserler yakışır. Bunları da yapacak mıyız, evet bunları da yapacağız. Hele hele ülkemiz gibi zorlu bir coğrafyada yer alan bütün bu gelişmelere rağmen devletlerin caydırıcı bir savunma sanayine sahip olmaları stratejik ve milli bir zorunluluktur.”

Savunma sanayisi ayağa kaldırıldı

Cumhuriyet döneminde Kırıkkale başta olmak üzere Anadolu içlerine yayılan silah sanayinin gerisinde güçlü bir birikim olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Nuri Demirağ’ın Kayseri’de kurduğu uçak fabrikası, Nuri Killigil’in İstanbul’da kurduğu silah fabrikası savunma sanayimizin öncüleri olarak hafızalarımızdadır. Bu kritik projeler dönemin ufuksuz, vizyonsuz idarecileri tarafından sabote edilmiştir. Türkiye adeta kasıtlı ve bilinçli bir şekilde savunma sanayinde yurt dışına mahkum bırakılmıştır. Ülkemizin ilk uçak fabrikasının özellikle kapısına kilit vuranlarla bizi savunma sanayinde attığımız adımlardan dolayı eleştirenler aynı sığ zihniyetin mensuplarıdır. Sakarya’daki tank palet fabrikamızı diline dolayanlar bu ülkeyi 2002’ye kadar yüzde 70 oranında dışa bağımlı hale getirenlerdir.

Oysa Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş’a Nuri Killigil’e sahip çıkılsaydı bugün Türkiye savunma sanayinde bambaşka konumda olurdu. Bırakın sahip çıkmayı şayet bu projeler kasıtlı olarak engellenmeseydi bugün ülkemiz silah sanayi ve havacılıkta dünyanın en güçlüleri arasında yer alırdı. Türk savunma sanayinin dikilmiş körpe fidanlarını budayanlar sadece kaynak ve zaman israfına sebep olmadılar, milletin 60 senesini de çaldılar. Adeta felç olmuş savunma sanayimizi yeniden ayağa kaldırdık.”

‘Siber vatanda da güçlü Türk ordusu’

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ağustos ayının önemli bir yere sahip olduğunu ifade ederek, “Yapamazsınız, başaramazsınız diyerek kurumlarımızın özgüveni sarsıldı. Maalesef yıllarımız heba edildi. Bu engelleri çok şükür birer birer aştık. Uzay sistemleri merkezinin hayata geçmesinin haklı gururunu yaşıyoruz. Savunma sanayiinde büyük başarılar elde edildi. Hayal denilen projeler bir bir hayata geçti. Bu tesis aynı zamanda bilim ve teknoloji tarihi açısından önemli bir kilometre taşı olacaktır. Ordumuz, uzayda da siber vatanda da güçlü olması gerekmektedir. Bu çalışmaların ekonomik kalkınmaya doğrudan etki edeceğini biliyoruz” dedi.

16 yıllık hamle

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de, “Dahilde ve hariçte kurulan tuzaklarla mücadelede önemli mesafeler kat edildi. Türkiye’nin uzaya bağımsız erişmesi çalışmalarında 16 yıl önceki hamleler ile uzay çalışmalarının önünü açmıştır. Bu merkezde mikro uydu fırlatma projesi ile mevcut sitemlerin geliştirilmesi çalışmaları devam edecek” diye konuştu.

Atmaca’ya büyük yabancı ilgisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörle mücadele operasyonlarında dahi birilerinin icazetini arayan ülkeyken şimdi kimseden izin almadan en zor sınır ötesi operasyonları bile başarıyla gerçekleştiriyoruz” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör koridorunu boşa çıkardık. Sadece sınırlarımız içinde değil Irak’ta ve Suriye’de de bölücü terör örgütüne nefes aldırmıyoruz. Nereye saklanırlarsa saklansınlar teröristleri inlerinde buluyor ve imha ediyoruz. Suriye’den Irak’a Libya’dan Doğu Akdeniz’e kadar hak ve hukukumuzu kararlılıkla savunuyoruz. Tüm bu adımları atarken şu gerçeği asla unutmuyoruz.

Başarımızı daim kılmamız çıtayı daima yukarı taşımamıza bağlıdır. Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurtdışından tedarik edilmesine asla razı değiliz. Elimizdeki sınırlı kaynağı kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanmak birinci önceliğimiz olmalıdır. Bu konuda sektörümüzden azami derecede hassasiyet bekliyorum. İşbirliği ve eşgüdüm içinde çalışarak ülkemizi savunma sanayinde devler ligine taşıyacağınıza inanıyorum.

Mavi Vatan vurgusu

Ülkemizin ilk deniz füzesi olan Atmaca’ya ayrı bir parantez açmam gerekiyor. Atmaca, 200 kilometreden fazla menziliyle düşman unsurları tarafından radarla tespit edilemiyor. Belirlenen bir hedefe gönderilen Atmaca, o hedef hareket etse dahi takip ederek imha edebiliyor. Dünyada gemi savar füzesi üretebilen beş ülke arasına dahil etmiştir. Ordumuzun gözbebeği olan Atmaca’yı yıl sonu itibarıyla TSK envanterine katacağız. Birçok ülkenin Atmaca’ya ilgi duyması, satın almak için bizimle görüşmeye başlaması gurur vericidir. Mavi Vatan’ın korunması için milli teknolojiyle geliştirildi.”

İlk roketin maketi hediye

Patlayıcı Hammadde tesisine canlı bağlanan Erdoğan, buranın da açılışını gerçekleştirdi. Günün anısına Erdoğan’a Roketsan ve SSB tarafından hediyeler de verildi.

Alak Suresi’nin bir tablosu ile Roketsan tarafından uzay seviyesine çıkarılan Erdoğan imzalı ilk Türk roketinin maketi de hediye edildi. Erdoğan, “Nice seferlerden zaferle dönmeyi Rabbim nasip etsin” sözleriyle açılışı yaptı.

‘Yakışmıyor’

Uzaya giden ilk roketin hikayesinin anlatıldığı videonun gösterilememesi üzerine Erdoğan, “Böyle bir teknolojiye bu yakışmıyor” dedi. Erdoğan’ın görevlileri uyarmasının ardından sorun giderildi.