26.10.2025 - 00:01 | Son Güncellenme:
“Doğal çevre geçmiş ve geçmekte olan zamana tanıklık eder, yaşanmış bütün hatıraları içerisinde muhafaza eder.” -Tim Ingold
Buda Mimarlık tarafından tasarlanan Zonguldak-Ankara Karayolu üzerinde konumlanan Üzülmez Kültür Vadisi, endüstriyel yapıları çağdaş bir kültür merkezine dönüştürüyor. Alan üzerinde; farklı dönemlerde amaç doğrultusunda ekleme ve çıkarmalara maruz kalmış bir yapı stoğu bulunuyor.

Bunlardan en eski olanı Lavuar Binası, yığma taş duvarları ve ahşap çatı strüktürüyle kendini belli ediyor. Bu yapının hemen karşısında bulunan atölye yapısı erken dönem betonarme bir yapı. Atölye yapısı, gerekliliklerden dolayı fazla müdahale görmüş ve yapısal anlamda kötü bir durumdaymış. Projeye ilk yaklaşım, kömür işçiliği ve üretim sürecini kültürel bir zenginlik, korunması gereken bir hafıza parçası olarak kabul ederek ortaya çıkmış.

Bu minvalde projenin üzerine konumlandığı zemin “bağlamsal olarak” kültür hafızası zemini olmuş. Mimari müdahale olarak prensip kararları; niteliksiz eklerin kaldırılması, özgün mimari elemanların minimum müdahale ile sağlamlaştırılarak korunması olarak özetleniyor.

Kültür kampüsü içerisinde, yeni düşünülen işlevlerden dolayı yapılabilecek ek yapılar, endüstri yapılarına ait, cesur tutumla yapısal elemanların “ekspozisyonu“ olarak oluşturulmuş. Kent hafızasında farkında olmadan yer etmiş bu yapısal tutum, yeni kültür kampüsünde bilinçli bir kimlik oluşturma çabası olarak ortaya çıkıyor. Yapıların ve arsanın yeniden kullanımına yönelik karalar; lavuar binası kent müzesi, atölye binası kültür sanat fonksiyonları için düşünülmüş. Arsanın alt kotu yeme-içme alanı olarak tasarlanmış; üst kot ise farklı açık hava etkinliklerine hizmet edecek şekilde düzenlenmiş.