05.09.2025 - 05:33 | Son Güncellenme:
Fethiye’nin benzersiz doğasında, Arnna Burnu’nun en uç noktasında, deniz ve ışığın kesişiminde konumlanan XO Cape Arnna’nın iç mekanları Yeşim Kozanlı Mimarlık tarafından yalnızca bir konaklama alanı olarak değil; doğa, tasarım ve duyular arasında kurulan ritmik ve çok katmanlı bir deneyim sahnesi olarak ele alınmış. Estetikle deneyimi duyular düzleminde buluşturan bir tasarım manifestosu olarak öne çıkan XO Cape Arnna’nın tasarım yaklaşımının kökeninde, Anadolu’nun kadim halklarından Luviler’in ışıkla kurduğu simgesel ilişki yer alıyor.

Işığın çocukları olarak bilinen bu uygarlığın doğaya duyduğu saygı, mimaride sezgisel bir dile dönüşüyor. Geçmişin bilgeliği, çağdaş yaşam biçimleriyle harmanlanarak zamansız bir konukseverlik mekanına evriliyor. Yeşim Kozanlı Mimarlık’ın geliştirdiği “orchestrated design” anlayışı, iç mekanları bir senfoni gibi ele alıyor. Bu anlayışla biçimlenen her alan; görme, işitme, dokunma, koklama ve tat alma duyularını harekete geçiren birer enstrüman gibi sahnede yerini alıyor. Mekansal kompozisyonun ilk notası olan lobi, bu senfoninin prelüdünü oluşturuyor. Doğal ışıkla etkileşen yüzeyler, pastel tonlarda kurgulanan dokular ve ağaç formlarıyla çevrelenen giriş sahnesi, ziyaretçiyi ışığın ritmine davet ediyor. Işık burada yalnızca bir aydınlatma unsuru değil, adeta bir rehber; yön veren, mekanla duygusal bir bağ kuran, zamansız bir atmosfer yaratan bir karakter. Lobide kullanılan özel dokular ve malzemeler, ziyaretçinin mekanla ilk fiziksel temasını tanımlarken, bedensel hareketlere yanıt veren bir tasarım diliyle duyusal senfoninin temposunu belirliyor. Otelin tüm mekanlarını birbirine bağlayan ana omurga olan çarşı aksı, namıdiğer “Kral Yolu”, mekansal senfoninin ana melodisini oluşturuyor. Bu aks, ziyaretçiyi gastronomiden spa alanlarına, odalardan doğaya uzanan bir deneyim akışıyla buluşturuyor. Doğanın sesleriyle yankılanan çarşı boyunca sıralanan gastronomi alanları, farklı mutfak kültürlerini mimariyle bütünleştiren birer duyusal durak olarak konumlanıyor. Ana restoranda yer alan zeytin ağacı, yalnızca bir tasarım öğesi değil; antik Arnna medeniyetinin hikayesini taşıyan, mekana ruh katan simgesel bir varlık. Pastanede ise Art Nouveau esintili detaylarla, bahar aromalarının hissedildiği, koku ve tat duyusunun iç içe geçtiği şiirsel bir atmosfer kuruluyor. Geçiş alanlarında konumlandırılan enstalasyonlar, ziyaretçiyi bir mekandan diğerine taşıyan sıradan yollar olmaktan çıkıyor; birer keşif sahnesine dönüşüyor. Bu aks, ziyaretçiyi adım adım otelin en mahrem alanlarına, odalarına götürüyor. XO Cape Arnna’daki odalar, mimarinin dinginlik ve ritim arayışının en yalın karşılığı olarak kurgulanmış. Her bir odada kullanılan doğal malzemeler, pastel renk paleti ve ışık oyunları, huzurun mimariyle ifadesine dönüşüyor.