En Genetik kodumu patronuma vermek istemiyorum

Genetik kodumu patronuma vermek istemiyorum

28.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

EDİTÖRDEN

Genetik kodumu patronuma vermek istemiyorum





'Aslında ondan saklayacak bir şeyim yok. Gencim, sağlıklıyım, çalışkanım. Ama yine de genlerim konusundaki bilgilerin başkasının elinde bulunmasını doğru bulmuyorum. Bu arada brokoli sevmiyordum, sevmiyorum, sevmeyeceğim... Derken doktorum 25 yıl sonra ortaya çıkabilecek hastalığım için, ilaçla takviye edilmiş bu ürünü her gün yememi söyledi. Yiyeceğiz artık el mahkûm. ' Gelecek üzerine yazılmış kitapları pek sevdiğim söylenemez. Bana soğuk, uzak ve itici gelir. Ancak yukarıda bazı alıntılar yaptığım Juan Enriquez'in 'Gelecek Peşinizde' kitabı o kadar ilgimi çekti ki, sizlere de tavsiye etmeden geçemedim. Eczacıbaşı Grubu tarafından bastırılan Sıla Okur'un çevirdiği bu kitapta önümüzdeki dönemde sadece insan hayatında değil, iş hayatında, ülke yönetiminde yaşanabilecek gelişmeler ele alınmış.
Yazar Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi'ndeki Yaşam Bilim Projesi'nin yöneticisi. Dolayısıyla bu kitap bir 'hayal ürünü' değil. Üzerinde çalışılan, hayata geçmek üzere olan ya da yaygınlaştırılma aşamasına gelen tüm projelerin bir bileşkesi. Üstelik sayfalarda okura yorum için boş alanlar da bırakılmış, karalama serbest yani. Kitapta beni çarpan birkaç noktayı paylaşmak istiyorum: 'Gelişmekte olan bir ülke, enflasyonu düşürebilir, yolsuzlukları azaltabilir, bütçede kısıntıya gidebilir, özelleştirme yapabilir ama yine de zenginleşemeyebilir. Çünkü bilgi değil yalnızca mal üretiyordur. 1995 yılında yayımlanan tüm bilimsel makalelerin yüzde 84'ü Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Japonya kökenlidir. (Sayfa 150) Sahi bizim yabancı bilim adamlarının çalışmalarını çevirip kendi eserleri gibi göstermeye çalışan bilim adamlarımızı ayırırsak yılda üretilen bilimsel makale sayısı kaçtır? Kitaptan başka ilginç bir tespit: 'Bugün Birleşmiş Milletler'de temsil edilen bağımsız ulus devletlerin dörtte üçü çok değil elli yıl önce yeryüzünde yoktu. Avustralya'daki 1956 Olimpiyatları'nda 72 takım törene katılmıştı. Sydney 2000'de ise 199 takım geçit töreni yaptı. Geçen on yıl boyunca dünyada yılda ortalama üç devlet doğdu. Demek ki bundan sonraki kuşak 100'den fazla yeni ülkenin bayraklarını ve başkentlerini ezberlemek zorunda kalacak.' (Sayfa 204). Kritik bir coğrafyada, 'kırmızı çizgili' haritalarda yaşayan Türkiye'nin bu değişime tepkisi de mutlaka ilginç olacak. Bu arada geçen hafta çıkardığımız özel sayıya tebriklerini ileten siyasetçi, bürokrat ve işadamlarına tabii özellikle de siz sevgili okurlarımıza sonsuz teşekkür ederim.





BUSINESS