En "Lap - top" etiği

"Lap - top" etiği

14.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Büyük yanlış yapıldı. Hem de bunu Meclis yaptı. Bir bankamız 550 milletvekili ve 100 Meclis çalışanına parasız bilgisayar dağıttı. Vekiller de alet oldu ve almakta sakınca görmediler. tepkiler yetersiz kaldı. Bu bankamız 650 bilgisayarın parasını nereden öder?...

Lap - top etiği





Etik konusunda çok büyük bir yanlış yapıldı... Hem de bu yanlışı TBMM yaptı. Hem de bir bedelsiz bilgisayar uğruna 550 milletvekili ile 100 TBMM çalışanı bu etik dışı davranışa alet oldu. Ve de maalesef Türk medyası, Türk kamuoyu bu etik dışı davranışa gereken tepkiyi gösteremedi.
Daha önce milletvekillerine bir cep telefonu şirketinden bedava cep telefonu ve cep telefon hattı temin eden TBMM Başkanı bayram öncesi 550 milletvekiline ve de 100 TBMM çalışanına bedava bilgisayar hediye etti.
Bu bilgisayarların parasını bir bankamız ödedi.
Bir banka 650 bilgisayar parasını nereden öder de, TBMM Başkanı'nın emriyle milletvekillerine ve TBMM çalışanlarına hediye eder?
Ege Cansen bu hediyelerin parasının nereden geldiğini, geleceğini şöyle anlattı:
TBMM, bir devlet dairesidir. Bütün giderleri devlet bütçesinden karşılanır. Paranın nereye harcanacağı da, TBMM'nin bütçesinde yer almıştır. TBMM'ye gelen paralar, geldiği gün harcanmayacağına göre, bir miktar paranın bir süre bankada durması kaçınılmazdır. Paralar hangi bankada (veya bankalarda) duruyorsa, o bankaların da bu paralara faiz ödemesi gerekir. Çünkü o bankalar, bu paraları Hazine bonosuna yatırıp faiz geliri elde ederler. TBMM'nin bankada duran mevduatına verilen faiz, devletin ek geliridir. Çünkü faiz, onun verdiği paradan doğmuştur. Bir banka için, mevduat sahibine "hediye" vermek bir ek giderdir. Nitekim bu hediyelerin bedeli "masraf" kabul edilir ve vergi matrahından düşülür. Hediye, ister otomobil, ister dizüstü bilgisayar olsun, para olarak değil de "ayin" (mal) olarak ödenen faizden başka bir şey değildir. Nasıl bankada duran mevduatın faizi mevduat sahibine aitse, hediye edilen mallar (bilgisayarlar) da mevduat sahibinin yani devletin malıdır. Bu bilgisayarları, şahıs malı haline dönüştürmek, devletin malını iç etmektir.
Sayın okuyucularım lütfen elinizi vicdanınıza koyarak söyleyiniz... Bu işin etik yanı var mı?
Fakat bankanın dağıttığı bedava bilgisayarlar ile fotoğraf çektiren TBMM Başkanı diyor ki, "Haksız bir kazanç için bu işi yapmadık. Etikle bağdaştırılamamasını, vicdanıma izah edemiyorum. Meclis'in GSM operatörü Aycell ile yaptığı protokolde de bazıları telefonları almayacağım demişti. Şimdi 550 milletvekilimizin hepsinin telefonları var." (4.12.2003 Akşam)
4 Aralık günü Milliyet'in 16'ncı sayfasında bir fotoğraf yayımlandı. Milletvekillerinin bedava bilgisayarları kapışmak için birbirlerinin sırtına çıktıkları görülüyordu. Gazete haberlerine göre "Dizüstü bilgisayarlarına kavuşma heyecanı yaşayan milletvekilleri, MGK Yasası'nda değişiklik yapan tasarının görüşüleceği komisyon toplantılarına katılamamıştı. Bu nedenle tasarının görüşüleceği AB Uyum Komisyonu toplantısı iptal edilmişti."
Aynı gün Milliyet gazetesinin 18'inci sayfasındaki bir fotoğrafta da erzak kuyruğundaki fakir halkımızın durumu sergileniyordu.
Biz hangi etikten söz edeceğiz? Biz TBMM'nin etik ile ilgili mevzuat düzenlemelerine nasıl saygı göstereceğiz?
Bir bilgisayar için etik değerlere bu kadar "kılıf uydurur isek", TBMM'deki 550 milletvekili ve 100 çalışan bir bedava bilgisayar için etik değerleri bu kadar bir yana atabilir ise, biz neyin mücadelesini yapacağız?
TBMM Başkanı, "Milletvekillerine şirketlerin, bankaların bedavadan telefon, telefon hattı ve bilgisayar hediye etmelerinin etikle bağdaştırılamamasını vicdanına izah edemiyorum" demiş.
Ben de bu olan bitenine etik kılıfı geçirilmesini "hiçbir şeye sığdıramıyorum"..



BUSINESS