En Yaşanmış Vergi Hikâyeleri

Yaşanmış Vergi Hikâyeleri

30.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yaşanmış Vergi Hikâyeleri

Yaşanmış Vergi Hikâyeleri





Ek Taşıt Vergisi'ni yazmaktan artık sıkıldık. Ancak öyle gelişmeler yaşanıyor ki yazmadan da edemiyoruz. Hatırlanacağı üzere Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen ve yürürlüğü durdurulan Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin (Ek MTV) yerine 4962 sayılı Kanun'la 'Taşıt Vergisi' adı altında ek vergi yeniden getirildi. Üstelik kapsamı genişletilerek. Yıl sonuna kadar alınacak (sıfır kilometre) taşıtlar da kapsama alındı. Bu Taşıt Vergisi, ocak ve temmuz aylarında ödenen normal Motorlu Taşıtlar Vergisi'nden farklı ve bir defaya mahsus olarak ödenecek.

Taşıt Vergisi'nin ödeme süresi ;
Ödeme süresi, 07.08.2003 tarihi itibariyle kayıt ve tescilli taşıtlar için 30 Eylül 2003'te sona eriyor. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Ek MTV'nin ikinci taksidi eğer iptal olmasaydı, ekim ayı sonuna kadar ödenecekti. Oysa yeni ihdas edilen Taşıt Vergisi, 30 Eylül Salı günü akşamına kadar ödenecek. 07.08.2003 tarihinden 31.12.2003'e kadar ilk defa kayıt ve tescili yapılacak taşıtların vergisi ise kayıt ve tescilin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecek.
Örneğin, taşıtı için nisan ayında Ek MTV birinci taksidi olarak 135 milyon 350 bin lira ödemiş olan bir kişi, eylül sonuna kadar 135 milyon 300 bin lira Taşıt Vergisi ödeyecek. Ödediği Ek MTV taşıt vergisine mahsup edilmiş sayıldığı için bu kişi toplamda 270 milyon 650 bin lira ek vergi ödemiş sayılacak. Hiç Ek MTV ödememiş olanlar, 7.8.2003 itibariyle sahip oldukları taşıtları için eylül ayı sonuna kadar bir defada, 2003 yılında ödenmesi gereken normal Motorlu Taşıtlar Vergisi kadar (örnekteki taşıt için 270 milyon 650 bin lira) Taşıt Vergisi ödeyecekler.
Ocak ve temmuz aylarında ödenen iki taksit normal MTV ile birlikte bir taşıt için 2003 yılında toplam dört taksit (örnekteki taşıt için 541 milyon 300 bin lira) vergi ödenmiş olacak.
Bilindiği gibi Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'ün açmış olduğu davada Ankara 4. Vergi Mahkemesi, yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Bu kararın sonucundan sadece davayı açan kişi yararlanacak. Ek Taşıt Vergisi'ni ihdas eden 4962 sayılı Kanun hükmü hayatiyetini sürdürüyor. CHP'nin Anayasa Mahkemesi'nde açmış olan davada mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş olsaydı, bu karar tüm mükellefler için geçerli olacaktı. Oysa şimdi durum farklı. Ödeme süresi bittikten sonra verilecek bir yürürlüğü durdurma ve iptal kararının ise hiçbir anlamı yok.
Bir bilgi daha: Maliye, yürütmeyi durdurma kararından önce yapılan ödemeleri yürütmeyi durdurma kararına istinaden iade etmiyor. Maliye'nin görüşüne göre, davaya konu vergi, ancak dava mükellef lehine vergi mahkemesinde karara bağlandıktan sonra iade edilebiliyor.

30 Eylül'e kadar dava bitmez
Anayasa Mahkemesi kararının ne yönde oluşacağını bugünden kestirmek zor. Yürütmeyi durdurma kararı veren 4. Vergi Mahkemesi, anlaşılıyor ki Anayasa'ya aykırılık iddiasını ciddi bulup olayı Anayasa Mahkemesi'ne intikal ettirecek. Anayasa Mahkemesi de muhtemeldir ki CHP'nin açtığı iptal davası ile bu davayı birleştirerek karar verecek. Konunun 30 Eylül akşamına kadar karara bağlanamayacağı açık.

Dava açılabilir
Şahsi görüşümüz, Ek Vergi'nin bütünüyle iptal edilmesi olasılığının düşük olduğu ve fazla iyimser bir havanın yansıtıldığı yönünde. Ancak Taşıt Vergisi ödemek zorunda olan ve ileride herhangi bir hak kaybına uğramak istemeyen kişiler (gerçek kişiler ve şirketler) 30.09.2003 tarihine kadar, söz konusu vergiyi ihtirazi kayıtla ödeyip 30 gün içinde de vergi mahkemesinde dava açabilirler. Bu, herkesin sahip olduğu yasal bir hak. Dava açma masrafları, davanın bizzat açılması halinde 55 milyon lira civarında, davanın bir avukat marifetiyle açtırılması halinde ise buna ilaveten vekalet harcı ödenmesi gerekiyor. Davanın kaybedilmesi halinde, karşı tarafın vekalet ücreti, yargılama giderleri ve karar harcının da ödenmesi gereği doğuyor. Her taşıt için ayrı dava açılması gerekiyor.
Yukarıda sözünü ettiğimiz şahsi dava hakkında daha detaylı bilgi ve dava dilekçesi örneği için Ankara Ticaret Odası'nın www.atonet.org.tr adresinde yer alan internet sitesine bakılabilir.

'İhtirazi kayıt koydurun'
Hemen belirtelim, ihtirazi kayıt şerhinin, taşıtın kayıt ve tescilli olduğu yerin vergi dairesine, en geç 30.9.2003 tarihine kadar (tercihen ödemeden bir gün önce) bir dilekçe ile bildirilmesi gerekiyor. Verginin banka şubelerine ödenecek olması halinde de vergi dairesine böyle bir dilekçenin verilmesinde yarar var. Bu dilekçede, Taşıt Vergisi'nin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle ihtirazi kayıtla ödendiği ve dava açma hakkının saklı olduğunun belirtilmesi yeterli. Mümkünse ödeme belgesinin üzerine de "İhtirazi Kaydımız Vardır" şeklinde bir ibarenin konulması sağlanmalı. Davanın ödeme tarihinden itibaren 30 gün içinde açılmasında yarar var. Mahsup nedeniyle eylülde hiç Taşıt Vergisi ödemeyecek olanların da dava açma hakları var. Bu durumdaki kişiler 30.9.2003 tarihinden başlayarak 30 gün içinde dava açabilirler.
Son olarak, ödenen ek vergilerin, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarından gider olarak indirilebileceğini belirtelim.

Bir KDV nasıl iki kere ödenir?
Normalde KDV satıcıya yani bir kere ödenir. Satıcı da tahsil ettiği KDV'den kendi ödediği KDV'yi düşüp, kalanını vergi dairesine yatırır. Ancak uygulamada her zaman böyle olmaz. Satıcı bazen çeşitli nedenlerle tahsil ettiği KDV'yi vergi dairesine ödemez.
Vergi dairesi de bu durumda satıcıya KDV'yi daha önce ödemiş olan alıcıdan KDV'yi bir defa da kendisine ödemesini ister.
Bugünkü hikayemizde alıcı firma, KDV ödeyerek satın aldığı malı ihraç eden bir firmadır. Ancak yıllar geçer, ihracatçı firmanın malı aldığı firma nezdinde yapılan bir vergi incelemesinde söz konusu firmanın alımlarının sahte olduğu bir vergi inceleme elemanı tarafından tespit edilir.
Alışları sahte olan firmanın satışlarının da sahte olacağı varsayılarak, ihracatçı firmanın bu firmadan olan alımlarının da, dolayısıyla ihracatının da sahte olduğuna ilişkin vergi inceleme raporu düzenlenir.
Üstelik sahte belge kullanmak ve düzenlemek suretiyle kaçakçılık suçu işlendiği ileri sürülerek savcılığa suç duyurusunda bulunulur.
İhracatın resmi gümrük beyannamesi ile belgelenmesi yeterli görülmez. Yani devletin bir biriminin düzenlediği belgeye diğer birimi itibar etmez. Bu rapora istinaden alıcı firmaya cezalı KDV tarhiyatı yapılır.
Firma daha önce ödemiş olduğu KDV'yi bir kere de devlete ödemek zorunda kalır. Nasıl devlet işini biliyor değil mi? Devlet kötü niyetli kişilere karşı kendisini korumalıdır, bu doğru. Ancak iyi niyetli mükellefleri de koruması gerekmez mi?



BUSINESS


İzmir iktidarlara, iktidarlar izmir'e ters
Kalbi Ege'de, kendi İstanbul'da kalanlar için...
Yediğin içtiğin senin olsun 3 milyar doları anlat
İspirtodan ucuz viski Yeni Rakı'ya karşı
Bu bedeni ayurveda taşıyor
Sanayi ütücülüğünün örtülü 'Mutlu abi'si
Türk markaları rekabete dayanabilecek mi?
Medyada patronluk babadan oğula...
Bağımsız kuruluşların yöneticileri istedikleri maaşı alır, istedikleri harcamayı yapabilir mi?
Ek taşıt vergisinde kafalar karıştı
Üç kardeşin çilesinden Çilek Mobilya doğdu
'Amerikalı dostlar, bizim FATIMA'mızın sizin Misse'lerinizden farkı varsa bildirin'
Hobinin TÜSİAD'ı
Madonna 'gizlice' gelip kaldı, Suudi prensi 65 bavulu için iki oda kapattı
Ofisler çiçek açtı
Kadın çalışana düşük maaş Wal - Mart'ı sallıyor
Tarkan'ın Dudu'sunu 1 milyon kişinin cep telefonuna yüklediler
Biz ne 'kek'şinas bir milletmişiz!
Üç haberde dünya turu