Geri Dön
Frida Kahlo: 'Çünkü en iyi tanıdığım insanım'

Frida Kahlo: 'Çünkü en iyi tanıdığım insanım'

Dünyaca ünlü ressam Frida Kahlo popüler kültüre de damga vurmuş bir isim. Farklılıklarıyla sıradanlaşan bir dünyadan sıyrılmayı bilen ve birçok insan için hâlâ daha çok başka yerde duran Frida Kahlo'nun hayatına gelin Molatik olalım...

Kurabiye Canavarı
Kurabiye Canavarı

Hayatı boyunca sağlık sorunlarıyla boğuştu

Şanssızlık ve tuhaflıklarla dolu hayat yaşayan Frida Kahlo, 1907'de dünyaya geldi. Fakat doğum yılını 1910 olarak değiştirdi. Bunun sebebi de 1910 yılında başlayan Meksika Devrimi ile arasında bağ kurmak istemesiydi. Hayatı boyunca sağlık sorunlarıyla boğuştu Frida Kahlo. Henüz 6 yaşındayken çocuk felci yüzünden hayatı boyunca topallayarak yürümek zorunda kaldı. İlerleyen yıllarda La Prepatoria hazırlık okuluna girdi ve orada eğitim aldı.

Bir zaman sonra Frida Kahlo, 18 yaşında ciddi bir kaza geçirdi. Öyle ki birkaç hafta komada kaldı. Doktorlara göre, böyle bir kazadan ve aldığı yaralardan sonra hayatta kalması bir mucizeydi. Fakat o hayata tutundu. Uyandığında ise resim yapmak için babasından ekipman satın almasını istedi ve Frida Kahlo için sanat yolculuğu başladı.

Diego ile çalkantılı bir ilişki…

Frida Kahlo, geçirdiği trafik kazasından birkaç yıl sonra yapmış olduğu çizimleri deneyimli bir sanatçıya göstermek istiyordu ve böylece Diego Rivera ile tanıştı. Diego’nun resimleri beğenmesiyle birlikte aralarında bir çekim oluştu ve kısa bir zaman sonra 1929'da evlendiler.

Fakat Diego’nun diğer evlilikleri sadakatsizliği yüzünden bitmişti. Frida Kahlo ile olan ilişkisi de böyle oldu. Frida Kahlo, kocasının sayısız ilişkisinin farkındaydı ama bir şey söylemiyordu. Bir zaman sonra Frida Kahlo, evlerinde misafir olarak kalan Leon Trotsky adlı bir devrimciyle ilişki yaşamaya başladı. Fakat 1940 yılında ciddi sağlık sorunları yaşamaya başlayan ve hastaneye yatan Frida Kahlo’yu ziyaret eden Diego onu ziyarete geldiğinde yeniden evlenme teklif etti ve Frida Kahlo, bu teklifi kabul etti.

Bardak altlığı, bez çanta ya da bir posterden ibaret değil

Ancak Frida’nın durumu gittikçe kötüleşti. Birkaç ciddi ameliyat geçirse de tam olarak iyileşemedi ve 1953 yılında kangren olan bacağı kesildi. Sanatçı 1954'te zatürre nedeniyle hayatını kaybetti. Yaşadığı ev ise 1955’te, bugün de hayranları tarafından ziyaret edilebilecek bir müzeye dönüştürüldü. Hakkında sayısız kitap yazıldı ve birçok film çekildi.

Meksikalı sanatçı Frida Kahlo, hayatı boyunca 150'den fazla eser verdi. Bu eserlerin birçoğu ve zorlu yaşamındaki mücadelesi, ilerleyen yıllarda başka sanat eserlerine de ışık oldu. Özellikle otobiyografik eserleri çoğunluktaydı ve bunun sebebini “Kendi portremi resmediyorum çünkü çoğunlukla yalnızım, çünkü en iyi tanıdığım insanım.” şeklinde açıklıyordu.

Frida Kahlo, her ne kadar popüler kültürün bir parçası haline gelse de onu gerçekten anlayan, yaşamını içselleştiren birçok insan var. Frida Kahlo tabii ki bardak altlığı, bez çanta ya da bir posterden ibaret değil. O, bizim içimizdeki derinliğe dokunan ve yaşamıyla bugünün gittikçe yozlaşan dünyasında hayatlarımıza anlam katan bir sanatçıydı. İyi ki doğdun Frida Kahlo…

Benzer İçerikler