"Doğa insanı kötülükten uzaklaştırıyor"
Serhan Oğuz da "Denizi ve doğayı gördüğünüz zaman bazı manevi duygularınız da önden geliyor. Doğa ile bütünleştiğinizde, doğada olanları gördüğünüzde Allah'a olan inancınız bir kat daha artıyor. Seyir halindeyken fırtınanın içinde çok sıkıştığımız anlar oluyor. Duamızı ediyoruz, ben teknede can almak istemiyorum. Ben bu nedenle yakalamıyorum." ifadelerini kullandı.
Oğuz, doğanın insanları çok güzel yerlere götürdüğünü, kötülükten uzaklaştırdığını, insanlara bakış açısının değiştiğini anlattı.
Önem Oğuz, insanın doğaya baktığı zaman bütün dengeleri görebildiğini belirterek, "Dengeyi, sabrı, samimiyeti, ilişkileri her şeyi görebilirsiniz. Doğada bütün şifreler var." dedi.
Bundan sonraki rotalarının Avrupa kıyılarını dolaşmak olduğunu aktaran Serhan Oğuz, "Bizim artık ayın 30 günü teknede geçecek. Eşim yönetici olduğu için 1,5 senemiz kaldı. Yasaklarda biz evimizde hiç durmadık. Biz buradan akşam saatinde Heybeliada'ya gidip, yemeğimizi yiyip ertesi gün gelebiliyoruz. Öyle bir özgürlük var. Ama yüzlerce milyon para verip aldığınız evi bir yere götüremiyorsunuz. Ev orada duruyor ve oradaki gergin halinizi atamıyorsunuz. İnsanlara bakış açınız hakikaten sertleşiyor. Şu an toplumda insanlar çok iç içe yaşadığı için, alan değiştirmedikleri için de birbirlerine ön yargıları daha kötü durumda. Önünüzden yan komşunuz geçip, kapıyı hızlı kapatsa ona takılı kalabiliyorsunuz. Ama yandaki teknenin sahibi tekne havalandırma kapağını (hatch) biraz sert kapatma 'aman kırma' diyoruz. Bakış açıları böyle oluyor." şeklinde konuştu.
Önem Oğuz, denizin insanı büyük şehrin geriliminden de uzaklaştırdığını belirterek, "Deniz bizim stresimizi alıyor. İnsanların bu kadar binanın içinde kapalı kalması, bu kadar gri yaşantıyı biz maviye dönüştürdük." dedi.