25.09.2012 - 13:47 | Son Güncellenme:
Havadan başlayalım. Kasım 21-27 arası Lizbon’daydık. İlk geldiğimiz gün bizi karşılayan sağanak yağmur sonrası hiç yağmur yağmadı ve sıcaklık 15-20 dereceler arasında dolaştı. Sakın kışlıklarınızı alıp gelmeyin. Evlerde bizim güney illerimizde olduğu gibi kalorifer sistemleri yokmuş.Porto Lizbon turunun detayları ve fiyatları için tıklayın!
Baixa (Baça diye okunur) ve Rossio bölgesi şehrin tarihi ve turistik merkezidir. Kalacağınız otelin bu bölgede olması size rahatlık sağlayacaktır. Bu bölgede gördüğüm otellerden aklımda kalan Hotel Mundial. Biz şehrin biraz yukarısında bir otelde kaldık. Baixa’ya taksi ile 5 dakika mesafede. Shereton, İbis, Ritz, Terra otelleri bu bölgede. Metro ile şehir merkezinden otellere yolculuk 10-15 dakika sürse bile ancak aktarmalı olarak varabilirsiniz. Liberdade Caddesi ve Avenida bölgesi otellerle Baixa arasında kalan yerler. Liberdade Caddesi üzerindeki oteller de tarihi bölgeye yürüme mesafesinde. Bu arada taksi ücretlerinin İstanbul ile aynı olduğunu söylemeliyim. Şehrin merkezi yerlerindeki ulaşımlarımızda 5-6 avrodan yüksek bir ücret hiç ödemedik. Havaalanından şehir merkezi de 10 avro civarında. Bagajların her biri için 1 avro ekstra ödersiniz, taksimetre fiyatına sonradan manuel ilave ediliyor, şaşırmayın).Nerede ne yenir, ne içilir?Lizbon’da en çok hoşlanacağınız şeyin yeme içme olduğunu şimdiden söyleyebilirim. Ancak doğru yeri buluncaya kadar bizim gibi epey vakit kaybederseniz, yazık olur; sonra bizim yaptığımız gibi geçmiş günleri telafi etme yoluna gidip mide spazmlarına yol açabilirsiniz. Öncelikle şunu söylemekte fayda var, Rossio Meydanı ve Rua Agusto (trafiğe kapalı tursitik cadde) üzerindeki restoranlardan uzak durun. Şimdi diyeceğim mekan A Licorista E O Bacalhoeiro, yüzünüz denize dönükken turist caddesi Rua Agusto’nun sağdan bir sokak paralelinde, Rua dos Sapateiros sokağının hemen başında. Yemekler inanılmaz güzel, garsonları inanılmaz sıcak ve kitlesi sadece turist kitlesi değil, Lisbon’un yerli halkı. Fiyat-lezzet olayında daha iyisini bulamadık Lisbon’da. Kendinize A Licorista E O Bacalhoeiro’nin fiyatlarını ve lezzetini endeks yapabilirsiniz. Tüm deniz ürünlerini yiyin. Ahtapot salatası mutlaka ama mutlaka isteyin. Günlük taze balık (Fresh fish) ne varsa deneyin. Codfish (morina balığı) Türkiye’de bulamayacağınızdan burada yemekte fayda var. Portekizlilerin milli balığıymış. Karadeniz’de hamsi neyse orada da codfish o. Binbir çeşidini yapıyorlar; kurutulmuş tuzlu olanı bacalhau diye adlandırılıyor. Bairo Alto 28’de (uzak durmanız gereken bir restoran)Lizbon yerli halkına özgü bir türünü (bacalhau Braz- Braz yemeği icat edenin soyadıymış!) denedim, tamamlayamadım. İnce kızarmış patates, soğan, çırpılmış yumurta vs ve codfish karışımından oluşan bir yemek. İçinde codfish ara ki bulasın. Onun için A Licorista E O Bacalhoeiro’de grilled codfish’i denedim. Daha iyiydi, ancak sarımsak yoğun geliyor, kokusu ağır geldi.Tek başına ayrı bir paragrafı hakeden A Licorista E O Bacalhoeiro’ye gidin, gidin ve tekrar gidin:) Bu arada restoran 10:00-15:00 ve 19:00-22.00 saatleri arasında açık.“Bairo Alto 28” demişken bu Bairo Alto’da bir tapas restorantı. Aman uzak durun.Porto Lizbon turunun detayları ve fiyatları için tıklayın!
Rossio ya da 4. Pedro (Praça Dom Pedro IV) meydanı size Baixa kapısını açacaktır. Buradan Rua Agusto sokağı ile deniz kıyısına Praça de Commercia (Ticaret Meydanı)’ya bağlayacaktır. Bu cadde trafiğe kapalı turistik bir caddedir. Paralel caddeleri de sizi aynı yere götürür. Lizbon merkezde cadde ve sokaklar birbirini dikine kestiği için kolay kolay kaybolmazsınız. Rua Agusto’dan deniz kıyısına doğru giderken Santa Justa asansörünü göreceksiniz. Yapılış amacı bizdeki gibi bir Atakule mantığı, şehirde yüksek bir yer olsun mantığı değildir. Daha çok Karaköy Taksim funiküleri mantığıyla yapılmıştır. Şehrin alçaktaki merkezi Baixa’yı şehrin yüksek kesimi Bairo Alto’ya bağlamayı amaçlamıştır. Bu asansörden güzel bir Baixa manzarası ve denizi görürsünüz. Asansörden Bairo Alto tarafına baktığınızda bitişikte göreceğiniz yapı şehrin en eski kiliselerinden 1329’da yapılmış Carmo Convent’tir. Bairo Alto’ya geçtiğinizde sizi küçük bir meydan karşılar, bu meydan bir kahve molası için güzel olabilir. Meydanın sağ köşesinden aşağıya indiğinizde Rossio tren garının oraya çıkarsınız ki bu tura başladığınız yere geri döndüğünüz anlamına gelir.Asansör’e sapmadınız veya asansörden Bairo Alto’ya çıkmak yerine Rua Agusto’ya geri döndünüz. Denize (Tagus nehri) doğru (Praça do Comércio- Ticaret Meydanı) yolunuza devam ediniz. Meydana çıkış kapısı 1755 depremi anısına yapılmış, kapının sağ tarafındaki heykellerden biri Marquis of Pombal’e, sol taraftaki heykellerden biri Vasco da Gama’ya ait. Pombal, Portekiz’in Atatürk’ü. 1755 depreminden sonra ülkeyi tekrar ayağa kaldırmış, laik rejimin temellerini atmış bir aydınlanmacı. Vasco da Gama’yı anlatmaya gerek yok!.Meydandaki kafede oturabilirsiniz. 1755’de büyük bir deprem olmuş, halk bu meydanda toplanmış, bu kez de tsunami büyük bir felakete yol açmış. Meydanı çevreleyen binalar hükümet binaları. Yüzünüz denize dönükken sağdan Belem’e, soldan Alfama’ya gidersiniz. Turistik tram (yellow bus) buradan hareket eder. Dediğim gibi hiç gerek yok. Belem için tram 15’e bineceksiniz. Alfama için meydandan Tram 12’ye, veya yüzünüz denize dönükken meydanın sol köşesinden tram 28’e bineceksiniz. Alfama’ya yürüyerek de çıkabilirsiniz.
AlfamaAlfama muhtemelen Lizbon’da en çok ısınacağınız bölgedir. Küçük dar sokakları, yine küçük dar apartmanları ile sanki cüceler diyarındaymışsınız hissi yaşatacaktır. Ara sokaklara girip kaybolun, herhangi bir rota takip etmenize gerek yok. Evleri görünce bu evlerde yaşamak pek de kolay olmasa gerek diye düşüneceksinizdir. Minyatür kapılar, minyatür sokaklar. Her şey küçültülmüş gibi. Tabii bu evler sokaklar yapılırken bugünkü yaşamın vazgeçilmez parçalarının tahayyül bile edilmediği yıllardan bahsediyoruz. Evlerin küçük olması, balkonların bulunmaması herkesin çamaşırlarını evlerin dışına gerilmiş askılara asmasına yol açıyor. Evet, Alfama dendiğinde aklınıza gelecek olan çamaşırların dışarı asıldığı minyatür bir dünyadır.Alfama bölgesindeki küçük cafeler/restoranlar kısa molalarınız için biçilmiş kaftan.Alfama bölgesinin üstünde şehrin kalesini (Castle of Saint George) göreceksiniz. Lizbon’un şansı kenti tepeden gören bir kalesinin olması denir. Kaleden şehir manzarası harika. Gün batımında kaledeki cafe çok güzel mola yeri olabilir.Kaleye çıkarken sağda gördüğünüz kilise Lizbon Katedrali (Santa Maria Katedrali)’dir.Kale yolundasınız ama kaleye sapmadınız, tram yolunu takip ediyorsunuz, o zaman yolunuza Graça’ya doğru devam ediyorsunuz demektir. Karşınıza Santa Engracia Church çıkacaktır. Bunun hemen yanında bir bit pazarı kuruluyor, gezip görmek, bir şeyler satın almak ilginç olabilir.Kaleden devam ettiğinizde Graça’ya vardığınızda ağaçlar altında başka bir cafe ile karşılaşacaksınız, tam da Graça Church’ün önünde. Bu cafeyi de dinlenmek için es geçmeyiniz. Yine güzel bir şehir manzarası; bu kez kadrajınıza kale de girmiş olacak.
Şehir merkezinden Atlas Okyanusu yönünde 6-7 km dışarda olan bir muhit. Torre de Belem ya da Belem Tower, Pastais de Belem, Kaşifler Anıtı (Monuments to the Discoveries), (Jeronimos Monastery) Manastır bu bölgededir.Öncelikle coğrafi olarak aklınız karışmasın. Belem’e giderken batıya doğru gidiyorsunuzdur ve Tagus nehrinin kuzeyindesinizdir. Nehrin karşı tarafı güney tarafıdır.Praca de Figueira’dan kalkan ve Praca de Commercio’dan geçen Tram 15’e binip 25–30 dakikada son durak Torre de Belem’e varın. Belem Tower diye de geçer. Torre de Belem’e vardınız. Tek başına olan bir burçtur burası. İçinden kuleye çıkabilirsiniz. Nehrin ağzında yapılmış, Lizbon’un savunmasına dönük bir kuledir bu. İçinde toplar vardır. Lizbon’un Çanakkale Boğazı girişi olarak düşünün burayı. 30 metre yüksekliğindedir. Bir şehir efsanesi vardır; güya Tower Tagus nehrinin ortasında yapılmıştır, ama 1755 depreminden sonra nehir rotasını değiştirmiştir ve Tower nehrin kenarında kalmıştır. Tarihçiler bunun doğru olmadığını, Tower’ın küçük bir adacık üzerine inşa edildiğini söyler.Belem Tower’dan sonra Lizbon’a doğru yürüyüşe geçtiğiniz zaman Kaşifler Anıtı çıkacak karşınıza. Bu anıt ünlü Portekizli denizcilere ithaf edilmiş. Heykelin yeri de özellikle seçilmiş. Çünkü Portekizli denizcilerin dünyayı keşfe çıktıkları yeri temsil ediyor burası, tam da Tagus Nehri’nin Atlas Okyanusuna döküldüğü yer. 15. ve 16 yy denizcilerinin figürleri yer alır heykelde. En bildiklerimiz Vasco de Gama ve Macellan’dır. Heykele hem doğu hem de batıdan bakın, iki yüzünde de figürler bulunmaktadır.Yürüyüşünüze devam ediyorsunuz ve sıra Manastıra geldi. Manastırı girip ziyaret edebilirsiniz veya sadece Katedrale girebilirsiniz. Manastırın medrese olduğunu düşünün. İçerde güzel bir avlu var ve avluyu çevreleyen 2 kat balkonlu bir yapı. Odalara giremiyorsunuz. Günah çıkarma odası var, işlenmiş çok günahınız varsa bi uğrayabilirsiniz. Girişte solda Vasco da Gama’nın mozolesi var.Bu arada Tagus nehri üzerindeki kiremit kırmızısı rengindeki köprünün adı 25th April Bridge’tir. San Fransisco’daki Golden Gate Bridge’ı yapan firma tarafından 1966’da yapılmış, 1999’da da trenlerin geçişi için tren platformu ilave edilmiş. Golden Gate’e çok benzeteceksiniz. Golden Gate’ın üzerindeki orijinal rengi muhafazası için yılda iki kez boyandığını burada ek bilgi olarak vereyim. Köprü 1974’e kadar faşist diktatör Salazar Köprüsü olarak adlandırılmış. Salazar’ın devrilmesi şerefine o günün tarihi olan 25 Nisan adı verilmiş.Ve Belem’de son olarak varacağınız yer Pastais de Belem. Nata’sı ile meşhur pastane. Kahve ile birlikte iyi gidiyor. Eminim ki tatiliniz boyunca bolca yiyeceksiniz ve biraz da sıkılacaksınız. Alternatifi için tadacağınız şey queijadas de Sintra olacaktır, ama bunu her yerde bulamazsınız. Sintra’ya özgü bir tatlı. Mozarella, badem, tarçın ve anlamadığım başka şeyler içeriyor. Rossio Tren Garının ordaki ginjacıda bulabilirsiniz.Porto Lizbon turunun detayları ve fiyatları için tıklayın!
Sintraya nasıl gidilir..Sintra, Lizbon’da 2-3 gün geçirdikten sonra yapılacaklar listesine dahil edilebilecek bir yer. Hele bir önce Lizbon’un tadını çıkartın. Tadı çıktı mı, işte şimdi Sintra, Cascai turları düşünülebilir.Sintra’ya Rossio tren istasyonundan gideceksiniz. Gidiş dönüş bilet fiyatı 4,5 euro civarında . Yolculuğunuz 40 dakika sürüyor. Futbolseverlere: Yol üzerinde Benfica semtinden geçiyorsunuz.Sintra’yı meşhur yapan şey Pena National Palace’tır. Bir dağın tepesinde Sintra’ya hakim bir konumdadır. Rivayet odur ki açık bir havada Lizbon’dan dahi görülebilirmiş. Bugünkü masalımsı şato 1400’lerde yapıldığında küçük bir manastır olarak yapılmış, ki en fazla 18 rahibin yaşayabileceği şekilde tasarlanmış. 1800’lere kadar böyle gelmiş. 1800’lerde zevk sahibi bir kraliyet mensubu bu manastırı alıp bugünkü halini vermiş. Portekiz’in 7 harikasından biri olarak geçiyor. Bana göre biraz abartılmış/pazarlaması iyi yapılan bir değer. Aman bir masalımsılığı yok. Ama iç dekoru, eşyaları tabii ki güzel. Ne de olsa kraliyet şatosu. Manzarasının inanılmaz güzel olduğunu ilave etmeliyim.Sakın Pena’ya yürümeye kalkmayın, çok uzak; 435 nolu otobüs sizi tepeye götürecektir.Sintra’nın küçük bir çarşısı var, çarşıda en fazla talep gören şey tabii ki pastanelerdeki queijadas de Sintra’dır. Sintra’ya özgü bir pasta.Sintra’da nerede ne yenir bilmiyorum, ama iyice turistik, 2 kat öder yarı kalite hizmet alırsınız. Çarşı yolunda göreceğiniz Bristol’den uzak durun.Fado nerede dinlenir?Portekiz’in türküsüdür. Denize açılan ve bir daha dönmeyen denizcilere yakılan ağıttır, acılıdır, hüzünlüdür, aşk kokmaktadır. Erkekten dinlemektense kadından dinlemek yeğdir. Zaten kadının erkeğine yaktığı ağıttır. Kelime anlamının da İngilizcedeki fade’in anımsattığı üzere “kader, alın yazısı” olduğu söylenmektedir.Fado nerede dinlenir diyecek olursanız 2 mekan adı aklımızda kaldı. Biri bizim de gidip eğlendiğimiz Alfama’daki Club de Fado, diğeri ise gitmediğimiz ama bize önerilen mekanlardan biri olan Fado Luso. Bir fado gecesine gitmeden Lizbon’dan ayrılmak Lizbon gezinizi eksik bırakacaktır; fado Lizbon’un ruhunu hissetmenize yardımcı olacaktır.Fado’nun kraliçesi Amália Rodrigues’dir. Ki çok eskilerde Aspendos’ta konser de vermiştir.Turla gitmek isteyenler için Garanti tatil‘in Porto Lizbon Turu nu öneririm. Ayrıca Paskalya Dönemi daha iyi fiyatlar ile gidebilceğiniz Porto Lizbon turunu önerebilirim.Porto Lizbon turunun detayları için tıklayın!