Antalya'nın 'kar obrukları'na zorlu yolculuk

Antalya'da bin 900 metre rakımlı Morca Yaylası'nda kar yığını dolu obruğa ulaşmak isteyen köylüler ile ziyaretçiler, sarp ve kayalık bölgede zorlu bir yolculuğa çıkıyor.

Akseki ilçesinde Toros Dağları'nın zirvesindeki yaylada yer alan obruk, 1960'lı yıllarda Ayşe adlı bir kadının keşfetmesi nedeniyle köylüler tarafından "Ayşe'nin Obruğu" olarak biliniyor.

Obrukta yaz kış erimeyen buz ve kar yığını, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu görüntüsüyle "buz dağı"nı andıran obruk, yiyeceklerin saklandığı "soğuk hava deposu" gibi kullanılıyor.

Sıcaklığın yüksek olduğu aylarda serinlemek ve kar toplamak amacıyla obruğa çıkmak isteyen köylüler, sarp ve kayalık bölgede yaklaşık bir saat yürüyor.

Yorucu yolculuğun ardından obruğa ulaşan köylüler, bir süre oturup serinledikten sonra yanlarında getirdikleri testere ve baltayla kar yığınlarını kesiyor. Bunları çuvallara koyup aynı yoldan dönen köylüler, yaz aylarında kardan içecek hazırlıyor, ayrıca karı eritip suyunu içiyor.

Köylüler, obruk çevresine, buradan geçen kuş ve yabani hayvanların eriyen suyu içmesi için kova ve leğenler içinde kar bırakıyor.

Çaltılıçukur köyünde yaşayan Mehmet Ali Sar, AA muhabirine, obruktan çıkan kardan hem insanların hem de hayvanların yararlandığını söyledi.

Obruğa getirdikleri misafirlerinin, kar yığınını görünce çok şaşırdığını anlatan Sar, "Burası buzhane gibi. Çuvalla taşıdığımız karı, pekmezle karıştırıp hem kendimiz tüketiyoruz hem de ikram ediyoruz. Çok lezzetli ve serinletici bir karışım oluyor. Bölgeye gelen Yörük obaları da obruğa bozulmaması için peynir bidonlarını bırakıyor. Yayladan köylerine dönecekleri zaman da bu obruktan peynirlerini alıyor." dedi.

"DERİNLİĞİNİN NE KADAR OLDUĞUNU KİMSE BİLMİYOR"

Bölgede çobanlık yapan Ali Kara ise Çukurköy'den yıllardır Morca Yaylası'na geldiğini belirtti.

Kara, "Obruğun sadece üst tarafında açıklık bulunuyordu. Zaten kar da buradan içeriye doluyor. 'Hatıp Ahmet' lakaplı bir kişi, obruğa tünel açıyor ve insanların içeri girmesini sağlıyor. Yıllarca bölgedeki obaların su ihtiyacı buradan karşılanmış. İnsanlar günde bir iki kez gidip ağaçtan oyma tekneye karları koyuyorlarmış. Karlar da eridikten sonra içme suyu ihtiyacı bu şekilde karşılanıyormuş. Bundan 17 yıl önce ise yaylaya su kuyuları yapıldı ve su ihtiyacı bu şekilde karşılanmaya başlandı." diye konuştu.

Serinlemek ve kar yemek için zaman zaman obruğa gittiklerini belirten Kara, "Obruğun derinliğinin ne kadar olduğunu kimse bilmiyor. Çünkü her zaman karla dolu. Hatta 2 yıl üst üste kar yağmamıştı. O kadar insanın kar almasına rağmen yine de kar bitmemişti. Bölgede birçok obruk var. Hayvanlar gündüz bu obruklara giderek kar yer ve su ihtiyacını giderir." ifadelerini kullandı.

Yaylada hayvancılıkla uğraşan Halil Erdoğan da en sıcak günlerde bile obruğun içinin insanı üşüttüğünü kaydetti.