Asıl risk okul çağı

Ege Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl, aşı karşıtlığı nedeniyle en çok kızamık vaka artışının Güneydoğu bölgesinde gerçekleştiğini belirtirek, “Bazıları kitap reklamı, bazıları kendisine hasta çekmek için bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyorlar. Aşı karşıtları yüzünden, aşı yaşına gelmemiş çocukları kızamıktan etkilenir ve ölümcül sonuçlar ortaya çıkarsa bunun hesabını kimler verecek? Bugün itibarıyla Türkiye’de kızamık saptanan kişi sayısı 3 bine yaklaşmış durumdadır. Önceki yıla oranla artış 5 kat” dedi.

Kızamık vaka sayıları dünyada nasıl?

Avrupa Birliği (AB) genelindeki rakam 95 bin, ABD’de ise 2019’da tespit edilen kızamık vakası bin 276. Madagaskar’da 85 bin, Filipinler’de 35 bin vaka 677 ölüm, Ukrayna’da ise 85 bin vaka ve 70 ölüm söz konusu. Kızamık salgını 2016’ya göre misliyle artmış durumda. Aşı reddi biraz daha artarsa, kızamık salgını başlar.

Asıl sorun nedir?

Aşılamanın ilk doz oranı yani bebeklik dönemi aşılanma oranları yüksek olsa da, ikinci doz yüzde 90’ın altına düştüğünde risk ortaya çıkıyor. Bizim ülkemizde ilk doz, yani 0-1 yaş arası aşılama yüzde 97 seviyesinde. Ancak ilköğretim döneminde yapılması gereken koruyucu aşılama yüzde 76 oranında. Ülkemizdeki aşı reddi okul dönemi çocuklarda yoğunlaşmış durumda. İlköğretim dönemindeki çocuklarda aşılama yüzde 85’e çıkmadığı takdirde ciddi risk altındayız.

Salgın riski mültecilerden mi kaynaklanıyor?

Salgın riski Avrupa’dan da yöneliyor. Mültecilerden kaynaklanan risk, 2013’de yaşanmış, kısa süreli kızamık yayılmaları görülmüştü. Bu riski önlemenin yolu okul çağı çocuklarında aşılamaya önem verilmesi. Aileler, ikinci doz aşı için istekli olmalı. 5-7 yaş dilimindeki çocuklarda ortaya çıkan salgınlardan en büyük zararı bebekler görür. 1 yaşına gelmemiş çocukta kızamık ölüm riski demektir.

Aileler ne yapmalı?

Evladını ve başka insanların evladını seven, düşünen herkes, Sağlık Bakanlığı’nın aşı şemasına uysun. İtalya ve Almanya koruyucu aşıları zorunlu hale getirdi. Her iki ülkede aşısı eksik veya aşı olmayan çocukları okula kaydetmiyorlar. Kızamığın direkt tedavisi yok.

Bakanlıktan iddialara yanıt

Uyguladığımız aşıların tamamının içindeki toplam alüminyum miktarı 4.25 mg. DSÖ’nün belirlediği ve insan sağlığına zararı olmayacak şekilde çok düşük düzeydedir.

Thiomersal, etil cıva maddesinin organik bir bileşiği olup 1930’lu yıllardan bu yana birçok aşı ve ilaçta koruyucu olarak kullanılmaktadır. 49 günde vücuttan sindirim sistemi yoluyla atıldığı, dolayısıyla diğer cıva bileşikleri gibi vücutta birikmesinin ve cıvaya bağlı birtakım kronik hastalıklara yol açmasının söz konusu olmadığı açıklanmıştır. Vücuttan atılımı güç olan metil cıva olup bu madde Thiomersal içeriğinde bulunmamaktadır.

 Thiomersal içeren aşıların kullanımı ile otizm başta olmak üzere birtakım kronik hastalıkların arttığı iddiaları üzerine bu ilişkiyi araştıran birçok bilimsel araştırma yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Thiomersal ile otizm arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır. Kızamık aşısının da Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) ve otizmle herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, DSÖ Aşı Güvenliği Küresel Danışma Komitesi tarafından deklare edildi.

 Aşılar, bağışıklık gelişmesini sağlayan ve antijen olarak isimlendirilen maddeleri, çok az miktarlarda da aşının yapımında, güvenli ve etkili olmasında rol alan maddeleri içerirler. Aşılar, Antijen yanında adjuvan, stabilizatör ve koruyucu maddeleri de ihtiva etmektedir. Bakanlığımızca temin edilip kullanılan aşıların içinde domuz ürünü bulunmamaktadır.

YARIN: Yaralandığı halde tetanoz aşısı olmayan yetişkinler var n Dünya genelinde her saat başı 450 çocuk ölüyor!