Gündem Avcı’dan Dink davasına mektup

Avcı’dan Dink davasına mektup

12.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Dink cinayeti davasının dünkü duruşmasına Hanefi Avcı’nın gönderdiği mektup damga vurdu. ‘Muhittin Zenit beni arayarak kendisini tutuklattırmaya çalıştığımı söyledi’ diyen Avcı bu iddiaların yalan olduğunu söyledi

Avcı’dan Dink  davasına mektup

Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 2’si tutuklu 35 sanıklı davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar İstihbarat Daire eski Başkanı Ramazan Akyürek ve İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer cezaevinden getirilirken, tutuksuz sanıklar dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın da aralarında bulunduğu 10 tutuksuz sanık hazır bulundu. Ana dava dosyası sanıklarından Yasin Hayal ve Ogün Samast ile tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) bağlantısı kurularak duruşmaya katılımları sağlandı. Tutuksuz sanıklardan Muhittin Zenit de bir başka ilde olduğu için SEGBİS aracılığıyla bulunduğu yerden duruşmaya dahil edildi.

Haberin Devamı

‘Uzun aracılığıyla’

Duruşmada ilk olarak eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın mahkemeye gönderdiği mektup okundu. Üye hakim tarafından okunan 1 Ağustos 2016 tarihli mektupta Avcı mektubunda şunları söyledi: “(...) sanık Muhittin Zenit’in mahkemenizce tahliyesinden kısa bir süre sonra şahsımı telefonla arayan Sabri Uzun ‘...yanında Muhittin Zenit’in olduğunu ve benim onun yeniden tutuklanması için savcılık nezdinde girişimde bulunduğumu söylediğini, bunun doğru olamayacağına ikna edemediğini’ söyleyerek telefonu benimle görüşmesi için Zenit’e verdi. Zenit telefonda ‘...Müdürüm yapmayın, ben çok zorluk çektim onların içinde kaldım. (Cemaat içinde kalan polisleri kastederek) önce ‘Ajansın’ dediler, sonra bana yöneldiler. Beni tutuklatmayın, mağdur oldum’ sözlerini tekrarlıyordu. Ona ‘Bunu nereden çıkardın, ben senin tutuklanman için niye uğraşayım. Bunu sana kim söyledi ise alçaklık yapmıştır.(...) Kötü niyetli birileri ortamı bulandırmak istiyordu. Tekrar telefonla aradım, yaptığımız konuşmada bu iddiaların hiçbir şekilde doğru olmadığını, bunu söyleyenlere karşı karşıya gelmek istediğimi, onlara hesap soracağımı ‘Kim sana söyledi’ diyerek isimlerini söylemesini istediğimde aynı şekilde haksız tutuklandığını, zorluk çektiğini kendisine böyle söylendiğini tekrar etti, kişilerin isimlerini vermedi. Anladım ki dava dosyasının üzerinde birileri provokasyon yapmak istiyor. Davanın tarafları yanlış bilgiler vererek etkilemek istiyor. Davanın gerçeğinin ortaya çıkarılmasına karşı aslı olmayan şeylerle diğer kişileri iğfal etmeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Durumun mahkemenizce de bilinmesini, bu konunun aydınlatılması için bu iddiada bulunan Muhittin Zenit ve konuşmalar tanık olan Sabri Uzun’dan da sorularak kötü niyetli, yalan yanlış şeyleri yayan kişilerin ortaya çıkarılmasını arz ve talep ederim.”

‘Ben isim vermedim’

Mektubun okunmasının ardından Muhittin Zenit’e söz verildi. Zenit, “Hanefi Avcı benim için televizyonda, ‘Zenit kamu görevlisi, neden tutuklandığını anlamıyorum’ dedi. İnsanlar benim üzerimden bir şeyler yapmak istiyor. Ben sadece görevimi yaptım. Avcı’ya telefonda herhangi bir isim vermedim. Kimse bana böyle bir şey söylemedi. Genel olarak konuşulanlardan bu çıkarımda bulundum” dedi.

Haberin Devamı

Mumcu: Cinayetten 6 ay önce askere gittim

Duruşmada savunma yapan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı olarak görev yapan Özkan Mumcu, cinayetten 6 ay önce askere gittiğini, cinayetten 20 gün sonra gelip işe başladığını söyledi. Hiçbir yetkisi olmadığını söyleyen Mumcu, “Herhangi bir yetkisi olmayan bir kişi olarak olmayan görevi ihmal ederek bir insanı kasten öldürme
suçundan 15 ay tutuklu kaldım” dedi.

‘Değişiklik yapmadım’

Yasin Hayal’in Dink’i ‘ne pahasına olursa olsun öldüreceğine’ dair verdiği bilgiye ilişkin raporun Muhittin Zenit tarafından hazırlanıp kendisine sunulduğunu anlatan Mumcu, şunları söyledi: “Okudum, bir değişiklik yapmadım. Ercan Demir, Engin Dinç son olarak da Ramazan Akyürek müdürümüze sunuluyor. Ramazan Akyürek’in imzalamış hali de İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderiliyor. Daha sonra Engin Dinç, ‘Özkan bu konu önemli, bunu İstanbul’a bildirelim’ dedi. Engin Dinç, ‘Konu ile ilgili bir de resmi yazı yazalım’ dedi. Ortada farklı iki resmi yazı yok. Biri daireye hitaben F4 raporu, biri de resmi yazıdır. 4 sayfalı F4 raporunu kopyalayıp üst yazı haline getirdik. Kendisine sundum. Okudu, ‘Özkan bu eleman ağzı ile yazılmış’ dedi. Yazının istihbarat ve resmi yazı diline uygun olmadığını söyledi. Kendisi bizzat en son haline şu an soruşturmaya konu olan haline dönüştürdü. Bu raporda ne olursa olsun öldürülecek ibaresinin resmi yazıya ‘ses getirecek eylem’ olarak geçirilmesinde dahilim yoktur. Dinç müdürüm kendisi anlatacaktır.” Yazılan raporda Dink’in öldürüleceğinin anlaşıldığını söyleyen Mumcu, “Burada boya sıkmaktan bahsedilmiyor ki şaşırıyorum.

Haberin Devamı

Kast ettiğimiz yine bombalı saldırı yapabileceği. Daha önce McDonald’s’a bomba attı. Yazının dağıtımı yapılıyor. Gereği için İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne bilgi için de İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderiliyor. Yapılan bütün yazışmalara ilişkin İstihbarat Daire Başkanlığı’na bilgi verilir” diye konuştu.

Haberin Devamı

‘Adam ürkmesi at ürkmesine benzemez’

Mektupta adı geçen diğer sanık eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’a da söz verildi. Kürsüye gelen Uzun, “Mektupta yazanların hepsi yaşanmıştır. Zenit’e ‘Ne duyduysan anlat’ diyerek Hanefi Avcı’yı arayarak telefonu Zenit’e verdim. Yapılan konuşmada Zenit bunları söyleyenlerin kim olduğu hakkında isim vermedi. Adam ürkmesi at ürkmesine benzemez. Herkes ürkmüş. Bir şeylerden korkmuş ama söyleyemiyor. Cemaat eski gücüne kavuşursa benim durumum ne olur diye korkuyorlar” dedi. Tekrar söz alan Zenit, “Kimseden korkmuyorum. Ne cemaatten ne örgütten korkmuyorum. Her şeyi açık yüreklilikle konuşuyorum. Saklayacağım bir şey yok” dedi.

Bu konuşmaların ardından söz alan tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer, Sabri Uzun’a soru sormak istediğini söyledi. Mektubu okuduğunu söyleyen Yılmazer, “Bundan anladığım asıl Zenit’i yönlendirmeye çalışanlar Hanefi Avcı’larmış. Sabri Uzun 3 dönem İstihbarat Daire Başkanlığı yaptı. Beni C Şube’ye müdür olarak görevlendiren kendisidir. Gülen ile ilgili çalışmalardan sorumlu bendim. Bana ne gibi talimatlar vermiştir?” diye sordu. Uzun ise bu soruya cevap vermeyeceğini söyledi.