Gündem Dijitale alıştılar sokağı unuttular

Dijitale alıştılar sokağı unuttular

09.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’de her 10 çocuktan 6’sı günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynuyor. Bu süre mahkûmların açık havada geçirdikleri sürenin altında. Bilgisayara bağımlı hale gelen, oyundan ve doğadan uzaklaşan çocuklarda, obezite, depresyon, dikkat dağınıklığı gibi olumsuz davranışlar hızla artıyor.

Dijitale alıştılar sokağı unuttular

Teknolojinin gelişmesi, yaşamın tüm alanlarını olduğu gibi çocukları ve eğitimi de etkiledi. Doğadan ve oyundan uzaklaşan çocuklar, zamanlarının neredeyse tamamına yakınını kapalı alanlarda, bilgisayar ya da akıllı telefon başında geçiriyorlar. OMO’nun 10 yılı aşkın süredir devam eden Kirlenmek Güzeldir çalışması kapsamında gerçekleştirdiği 10 ülkede 12 bin ebeveynle yürütülen Global Çocuk ve Oyun Araştırması’nın Nisan 2016 Türkiye sonuçlarına göre, Türkiye’de her 10 çocuktan 6’sı ortalama bir günde 1 saat ya da daha az süre, dışarıda oyun oynuyor. Bu süre yüksek güvenlikli hapishanelerdeki mahkûmların açık havada geçirdikleri sürenin de altında.

Haberin Devamı

Türkiye’de yaklaşık her 7 çocuktan 1’i ise hiç dışarıda oyun oynamıyor. Oysa ki son yıllarda yapılan araştırmalar, çocukların oyun oynamalarının ve oyun temelli öğrenmenin önemini gösteriyor. Bu kapsamda, çocukların oyun oynamalarını destelemek için “Outdoor Classroom Day” adıyla tüm dünyada bir etkinlik gerçekleştiriliyor. Türkiye’de de 17 Mayıs’ta, Aktif Yaşam Derneği, OMO’nun da desteğiyle “Okul Dışarıda Günü” düzenleyecek.

Dijitale alıştılar sokağı unuttular

Oyun vazgeçilmez

İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Belma Tuğrul, yaptığı çalışmalarla çocuklar için oyunun vazgeçilmez olduğuna dikkat çekiyor. Kendisi aynı zamanda IPA International Play Association- (Dünya Oyun Birliği) Türkiye Temsilcisi, Okul Dışarıda Günü Aktif Yaşam Derneği Türkiye Sözcüsü olan Tuğrul, oyunsuz kalmanın ya da sadece teknolojik oyunlarla ilgilenmenin çok sayıda olumsuz sonuçlarına vurgu yapan araştırmalar olduğunu kaydediyor.

Haberin Devamı

Obeziteye yatkınlık, kötü alışkanlıklara yönelme, stres ve hatta çocukluk depresyonu, dikkat dağınıklığı, okula devamsızlık, okuma alışkanlığını kaybetme, düşük akademik başarı, ebeveyn anlaşmazlıkları, davranış bozuklukları, hayal kurma, risk alma ve yaratıcı düşünme becerilerinde gerileme, bu olumsuz sonuçlardan bazıları. Çocuklarda bu durumların artması sonucunda, oyunun önemi tekrar anlaşıldı. Hatta son dönemde, oyun konusunda çok sayıda proje ve bilimsel çalışma gerçekleştiriliyor.

Dijitale alıştılar sokağı unuttular

‘Çocuk kendini bulur’

Oyunu sadece yaşamımızın ilk yıllarının bir eylemi olarak ele almanın doğru olmayacağına değinen Prof. Dr. Belma Tuğrul’un verdiği bilgiye göre çok sayıdaki bilimsel araştırma sonuçları, çocuklukta oynanan oyunların, oyunda geçirilen zamanın, oyuncu anne babalara ve öğretmenlere sahip olmanın, kişinin ileri yaşlardaki alışkanlıklarını, okul ve yaşam başarılarını olumlu yönde etkilediğini gösteriyor.

“Çocuklara, oyun dostu fırsatlar sunarak, sağlıklı, mutlu ve başarılı yetişkin bireyler yetiştirmek mümkün” diyen Tuğrul, oyunun sadece boş vakitlerin değerlendirildiği bir eylem olmadığını kaydediyor ve ekliyor:

Haberin Devamı

“Oyun, çocuğun kendi hızında, kendi izinde, ilerleme yoludur. Çocuk oyun sırasında kendi kendine kalma fırsatı bulur, düşünür, dokunur, yapar, dener, bozar, kullanır, hareket eder, alır, verir, bekler, dinler, konuşur, gözler, iletişim kurar, taklit eder, hayal kurar, yaratır, üretir... Yani varoluşunu gerçekleştirir, kendini inşa eder adeta ve asıl değerli olan, bunu kendi isteğiyle yapar. Çocuklar için oyun oynamak anadillerinde konuşmak gibidir.”

Çocuklara oyun oynamayı öğretmek gerekmediğini, onların oyun oynama donanımıyla dünyaya geldiklerini dile getiren Tuğrul, ilerleyen zamanlarda çocukların yapılandırılmış ve yarı yapılandırılmış oyunları oynayabilmesi için pedagojik yönlendirmeler gerekeceğini de sözlerine ekliyor.

‘Sorunlarla baş eder’

Oyunun çocuğa hem deşarj hem de şarj edebilecek bir güç verdiğini vurgulayan Tuğrul, “Oyun oynayan çocuk, hayallerini gerçekleştirme provaları yaparken, aynı zamanda gerçek hayatta onu etkileyen, rol model olarak algıladığı olayları, kişileri de oyunlarında canlandırır ya da kendisine kaygı veren, çatışmalı durumları da oyun içinde kullanarak, adeta kendini iyileştirir ve bu sorunlarla baş etmenin yollarını bulur. Oyun, çocuğu anlamanın en etkili yoludur” diyor.

Haberin Devamı

Dijitale alıştılar sokağı unuttular

Çocukların, savaş, yokluk, hastalık gibi her türlü dezavantajlı koşulları dahi kendilerince oyunlaştırmaya meyilli olduklarına dikkat çeken Tuğrul, o nedenle çocukların en küçük yaşlardan itibaren dünyayla kontaklarını kuracakları güvenli oyun ve oyun araçlarıyla karşılaştırılması gerektiğini söylüyor.

“Oyun çocuğa haz verir ve biz biliyoruz ki haz alınan durumlarda daha etkili öğrenme gerçekleşebilir” diyen Tuğrul, oyun temelli öğrenme ortamlarını okullara daha fazla dahil etmek gerektiğini belirtiyor.

‘Oyunla, öğrenme artar’

Uğur Koleji Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Koordinatörü Ferhan Uz Güçlü, çocuğun dış dünyayı oyunla öğrendiğini belirtiyor. “Oynanan oyuna göre farklı gelişim alanları, Fiziksel, Bilişsel, Duygusal ve Sosyal gelişim, yaratıcılık ve hayal gücü oyunla birlikte gelişir” diyen Güçlü, çocuğun kişiliğinin de yine oyunla geliştiğini vurguluyor.

Haberin Devamı

Eğitimde oyun yönteminin mutlaka kullanılmasını dile getiren Güçlü, şu önerilerde bulunuyor: “Her ders oyunla öğretilebilir. Dersin içeriği ve konusu kartlara yazılıp puzzle oluşturarak, farklı kart ya da kutu oyunlarına dönüştürülerek ya da çocukların hareketli bir şekilde katılacağı daire oluşturarak, top atılarak, soruların cevaplanacağı şekilde yaratıcılığın da kullanılabileceği birçok oyuna dönüştürülebilir.”

Dijitale alıştılar sokağı unuttular

Teknoloji hayatımızda

Bilgisayar oyunlarının çocukları sosyal çevreden ve arkadaşlarından uzaklaştırdığını hatırlatan Güçlü, ancak çocukları teknolojiden sakınmanın çok zor olduğunu kaydediyor. Güçlü, “Dikkat, algı, göz, el koordinasyonu ve muhakeme gibi bazı zihinsel işlevlerin gelişiminde yararları bulunan eğitici oyunlar da var” diyor ve ekliyor:

“Çocuk temel ihtiyaçlarını karşılamak için bilgisayar oyunlarını kullanmıyorsa, kodlama yapıyor, kendisi bir şey yaratıyor, tasarlıyorsa o zaman bilgisayarı yararlı kullanılmış olur. Bu yüzden dikkatli olunmalı, bilgisayarın kontrolü tamamen çocuğa bırakılmamalı, eğitici bilgisayar programları tercih edilmeli, çocuklar bilgisayar başında çok uzun süre geçirmemeli. Ebeveyn kontrolünde eğitim amaçlı kullanabilir .”

Unutulan sokak oyunları

Körebe, çelik çomak, saklambaç, beştaş, yakar top, seksek, çatlak patlak, birdir bir, ip atlama, bezirgânbaşı, mendil kapmaca, ortada sıçan, yakalamaca, istop, uzun eşek, misket, topaç çevirmece.