Gündem ‘Diyabet tsunamisi yaşıyoruz’

‘Diyabet tsunamisi yaşıyoruz’

01.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Türkiye’de diyabetin giderek yaygınlaştığına vurgu yapan Prof.Dr.İlhan Satman, “Türk toplumunun hızlı ve fazla beslenme sorunu var. Tencere yemeği yerini fast food’a bıraktı. Sipariş hatları diyabetli sayısını artırdı” dedi...

‘Diyabet tsunamisi yaşıyoruz’

Bu yıl 6.’sı düzenlenen Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nda ‘Sağlıkta Biyoteknoloji Uygulamaları’ konusu ele alındı. İstanbul’da Sağlık Bakanlığı öncülüğünde düzenlenen etkinliğe yurtdışından çok sayıda bilim insanı katıldı. Konferansa katılan isimlerden Prof.Dr.İlhan Satman Milliyet’e özel açıklamalarda bulundu. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Türkiye Halk Sağlığı ve Kronik Hastalıklar Enstitüsü’nden Prof.Dr.İlhan Satman adeta salgın haline gelen diyabet sorununu, “Türkiye’de yeme, içme konusunun abartılmasına” bağlıyor. Prof.Dr. Satman “Yaklaşık 25 yıl sonra Türkiye dünyanın en yoğun yaşlı diyabetli nüfusuna sahip 8. ülkesi olacağı tahmin ediliyor. Avrupa kıtası içinde Türkiye, halen diyabet prevalansının en yüksek olduğu 1. ülke” dedi.

Haberin Devamı

Prof.Dr.Satman şöyle devam etti: “Türk toplumununu hızlı ve fazla beslenme sorunu var. Hızlı erişebileceğimiz yemekleri tercih ediyoruz. Tencere yemeği büyük kentlerde yerini yemek sipariş hatları ve fast food ürünlere bırakmış durumda. Sipariş hatlarının çıkması diyabetli sayısını arttırmış durumda. Zamansızlık bahanesi öne sürülüyor ancak insanlar akıllı telefonlarına ayırdıkları sürenin yüzde 10’unu spor veya egzersiz yapmaya ayırsa sorun kendiliğinden çözülecek. Telefon ve dijital bağımlılık gereksiz bir kısırsı döngüye neden oldu. Türk halkı, akıllı telefon kullanım süresini abartmış durumda. Genç nesli bu konuda uyarma ve uyandırma zamanı geldi, geçiyor.”

Kimse etiket okumuyor

Prof.Satman sağlıklı yaşam için şu uyarılarda bulundu:

Haberin Devamı

“Çocuklarımızı hareketli yaşam konusunda anaokulundan itibaren eğitmemiz gerekiyor. Çocuklara mutlaka fiziksel aktivite dersi ve zorunluluğu getirilmeli. Yiyecek, içecek kültürü yeniden gözden geçirilmeli. Kantinde logo uygulamasıyla ilgili aksaklıkları el ele verip düzeltmemiz gerekiyor. Çocukluk dönemi diyabette daha şanslıyız. Genetik özellikler çocuklarımızı koruyor ancak sorun ilerleyen dönemde beslenme alışkanlıklarındaki yanlışlarla ortaya çıkıyor.

Türkiye’de şeker tüketimi çok fazla ve kişi bazında kalori fazlamız var. Kimse aldığı ürünlerin etiketini okumuyor. Diyet ürünlerinin içinde de katkı maddeleri olabiliyor. 10 yıl sonra 11.2 milyon diyabet hastamız olacak. Türkiye diyabet tsunamisi yaşıyor. Tablo iyiye gitmiyor. Nitrat ve nitrit bağışıklığı bozarak genetiğimizi bozuyor. Hava kirliliği bizim ülkemizde Tip 2 diyabet için gelecekte risk konusu olacak. Türkiye’de sağlık harcamaları içinde diyabetin payı yüzde 16’ya yükseldi. Diyabetin önlenmesi için stratejik bir plan oluşturulması ve toplumun tüm katmanlarının önleme programlarına katılımının sağlanması gerekiyor. Depresyondaki insanların birçoğunda yeme bozukluğu ve buna bağlı diyabet görüyoruz.”

‘Abartılı spor yapmayın’

Toplumdaki bir diğer sorunun da abartılı spor trendi olduğunu dile getiren Prof.Dr.Satman; “Bu kişiler azınlıkta ancak kendilerine zarar veriyorlar. 60 yaşındaki biri 4 saat spor salonunda vakit geçirip, ardından saunaya, buhar banyosuna girdiğini övünerek anlatıyor. Çok tanınımış bir iş insanımızı böyle kaybettik. Toplumun büyük kesimi ya hiç spor yapmıyor ya da aşırı, abartılmış spor yapan bir azınlık söz konusu” diye konuştu.