‘Erken teşhisle hayatım kurtuldu’

İstanbul’da babasını 4 yıl önce akciğer kanserinden kaybeden, yakın arkadaşına da meme kanseri teşhisi konulan Filiz Uğur Babacan (41) düzenli olarak rutin meme kontrolleri yaptırmaya başladı. Geçtiğimiz haziran ayında yine kontrole giden Babacan’a biyopsinin ardından meme kanseri teşhisi konuldu.

‘Keşke demedim’

Memorial Şişli Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Tükenmez ile temasa geçen Filiz Uğur Babacan tetkiklerinin ardından ameliyat oldu. Memesinin içi boşaltılan Babacan’a aynı ameliyatta silikon implant yerleştirildi. Cerrahi müdahalenin ardından kemoterapi ve radyoterapi almasına gerek olmadığı kararlaştırılan Babacan, 3 hafta sonra iş hayatına döndü. Bu süreçte hiçbir zaman “keşke” demediğini belirten Babacan, “Neden bu hastalık başıma geldi, keşke gelmeseydi demedim. Kendimi şanssız hissetmedim. Duruma iyi tarafından bakmaya çalıştım. İyi ki erken evrede belirlendi diye düşündüm. Keşke yerine iyi ki dedim. Zamanım yok mazeretine sığınarak kontrollerimi yaptırmaktan hiç vazgeçmedim ve bunun ödülünü aldım” dedi.

Eşi için koluna dövme yaptırdı

Muhasebeci olan ve AKUT’ta gönüllü çalışan Tolga Babacan da bu süreçte eşi Filiz Uğur Babacan’ın en büyük destekçisi oldu. Babasını ve kayınpederini kanserden kaybeden Babacan, koluna meme kanserinin sembolü haline gelen pembe kurdele dövmesi yaptırarak eşine desteğini gösterdi.

Hormonoterapi ile takip

Babacan’ın ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. Mustafa Tükenmez, koltuk altından yapılan kesi ile meme dokusunun çıkarıldığını söyleyerek şu bilgileri verdi: “Koltuk altı lenf nodu biyopsisi yapıldı ve aynı kesiden silikon implant ile meme tekrar şekillendirildi. Patoloji sonuçlarıyla beraber meme tümör konseyinde tartışılıp kemoterapi ve radyoterapi almadan hormonoterapi ile takip kararı alındı. Erken tanı sayesinde meme cildi ve koltuk altının alınmasına ya da kemoterapi ve radyoterapiye gerek kalmadı.”