‘GÖRÜNTÜLER MONTAJ OLABİLİR’

İstanbul’da Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş’ın ölüm anına ilişkin görüntüler dün Radikal gazetesinin internet sitesinde yayınlandı. Dava dosyasına giren görüntülere göre, Mehmet Ayvalıtaş ve kuzeni Seyit Kartal’ın da aralarında bulunduğu bir grup genç 2 Haziran’da önce E-5’in bir yönüne trafiğe kapatıyor. Grup daha sonra karşı yönü de trafiğe kapatmak için karşı şeride geçiyor. Ayvalıtaş ve arkadaşlarının ‘Dur’ işaretlerine rağmen, bir araç önce iki gencin yanından geçiyor, ardından da hızla gelen bir taksi iki gence çarpıyor. Taksiyle çarpışan bir minibüs de yaralı haldeki gençlerin üzerine devriliyor.

‘Her ihtimali düşünüyoruz’
Görüntüleri değerlendiren Ayvalıtaş’ın avukatı Ayla Öztabak, başından beri kamuoyuna ve mahkemeye görüntülerin olduğunu defalarca söylediklerini, ancak mahkeme heyetinin bir şekilde bu görüntüleri aylarca dava dosyasına koymadığını söyledi. Öztabak, “Hiç MOBESE kamerası yok derken bir anda görüntülerin dosyaya girmesi, her şeyden şüphelenmemize neden oluyor. Çünkü, 5 Şubat tarihli duruşmamıza girmeden önce, savcılıktan dosyaya birtakım yeni evrakların girdiğini öğrenmiştik, ancak daha sonradan görmüştük ki mahkeme heyeti dosyaya bu yeni evrakları koymamıştı. Şimdi de 8 ay sonra görüntüler ortaya çıkıyor, ister istemez her türlü ihtimali düşünüyoruz. Montaj ihtimali olabilir. Görüntülerde birtakım zaman kaymaları yaşanıyor” diye konuştu.

‘Zaten vardı, bizi kandırıyorlar’
Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ise görüntüler ilişkin “Bu görüntüler zaten vardı, bizi kandırıyorlar. Adalet 3-5 tane para babalarına var, halka yok. Baştan bize bu görüntüleri verselerdi, annenin yaşama ihtimali yüzde yüzdü. 8 ay sonra bu görüntülere kavuşmamız kafamı karıştırıyor. Montaj olduğuna inanıyorum” dedi.

‘Olay yerine ait MOBESE kaydı yok’

Ayvalıtaş’ın ölümüne neden olan kazaya ilişkin görüntüler uzun bir süredir tartışma konusuydu. Kazadan bir gün sonra Örnek Mahallesi Şehit Hayrettin Yıldırım Polis Merkezi, “Olay yerine ait MOBESE kaydı yoktur” şeklinde tutanak düzenlemişti. Ardından görüntülerin savcılık ile mahkeme arasında ‘kaybedildiği’ iddiaları kamuoyuna yansımıştı.