Hasankeyf için son viraj

Avukat Murat Cano’nun tarihi Hasankeyf ilçesini sular altında bırakacağı gerekçesiyle Ilısu Barajı Projesi’nin yapımı ile ilgili imzalanan sözleşmenin iptal edilmesi talebiyle, İsviçre şirketler grubu ve Başbakanlık aleyhine Diyarbakır İdare Mahkemesi’ne açtığı davada ara kararın açıklanmasının ardından keşif tarihi de açıklandı.

Avukat Murat Cano, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme heyetinin 12 Ocak 2000’de açtığı davaya ilişkin olarak; "uyuşmazlığın teknik yönünü saptamak" amacıyla dava konusu mahalde 23 Mart’ta keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını kararlaştırdığını söyledi.

Kararı bir ilk olarak değerlendiren Cano, mahkemenin 21 Aralık 2009 günkü ara kararı uyarınca keşif ve bilirkişi incelemesinin 23 Mardt 2011 Çarşamba günü saat 09.30’da Batman Adliyesi önünde toplanılarak dava konusu bölgeye gidilmek suretiyle yapılacağının kendisine tebliğ edildiğini belirtti.

Cano, Hasankeyf’in durumu ile ilgili çeşitli kesimlerce bugüne kadar farklı görüşlerin savunulduğunu, ancak ilk kez yargı denetiminde 3 kişilik bir uzman heyet ile uyuşmazlığın teknik yönünün araştırılacağını bildirdi.

"Bu karar benim umudumu ifade ediyor" diyen Cano, şunları kaydetti.

"Karar doğrultusunda Ilısu Barajı Projesi’nin göl hacminin antik kentteki hangi eserleri su altında bırakacağı, bunlarda ne tür bilgilerin yüklü olduğu, bu bilgilerin uygarlık için ne değer ifade ettiği, hangi eserlerin taşınmasının planlandığı, bunların taşınmalarının mümkün olup olmadığı, taşınırsa zarar görüp görmeyecekleri, baraj gölü aynasının üzerinde kalacak bölümlerin neler olduğu ve bunların eriyip suya gömülüp gömülmeyeceği gibi hususlar incelenecek."

"AİHM BU RAPORU BEKLİYOR"

Cano, incelemenin sonunda mahkemenin vereceği kararla durumun hükmen çözüleceğini belirterek, konu ile ilgili başvuruda bulunduğu AİHM’in de bu raporu beklediğini söyledi.

Raporun sonucu ne olursa olsun yasalar ölçüsünde mücadele etmeyi sürdüreceğini vurgulayan Cano, şöyle konuştu.

"Raporda ya ’Hasankeyf’te korunmaya değer taşınmaz kültür varlığı niteliğinde bir şey yok. Olanlar taşınıyor. Taşınanlar da zarar görmüyor. Kale içi mağara evleri kalenin çökmesine yol açmıyor’ denilecek. Ya da ’Bunlar uygarlığa ait değerlerdir. Bunlarda vazgeçilmesi mümkün olmayan değerler yüklüdür. Baraj bunlara zarar veriyor. Taşınanların taşınması da inşa tarzları bakımından mümkün değildir. Öyleyse projeyi iptal ediyorum’ denilecek. Bu Hasankeyf’in geleceği ya da bizim geçmişimizin geleceği için adeta ölüm kalım virajıdır.

Koruma mevzuatı tarzında ifade edilen kültürel mirasın korunmasına ilişkin Türk mevzuatı ve Türkiye’nin bu konuda tarafı olduğu uluslararası mevzuat kapsamında UNESCO ve Avrupa Konseyi öncülüğünde imzalanmış sözleşmeler var. Bunların gerektirdiği bütün hakları oradaki varlığın korunup gelecek kuşaklara aktarılması, insanlığa bırakılması için vatandaş Cano olarak yasalar çerçevesinde mücadelemi sürdüreceğim. Raporun ve kararın aleyhte çıkacağını önceden var sayamam. Bu mahkemeye ve bilirkişilere saygısızlık olur. Ama oradaki hakikat ve değerlere aykırı bir durum çıkarsa elbette ki mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Buna paralel bir dava da AİHM’de söz konusu. AİHM bu raporu bekliyor. Yalnızım, ama umarım sahipsiz değilimdir."

AİHM’E DE TAŞINMIŞTI

Ilısu Barajı’nın inşasını ve Hasankeyf’in taşınmasını durdurmak amacıyla, Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek, Hasankeyf kazısını yıllarca yürüten Prof. Dr. Oluş Arık, Hasankeyf’te araştırmalara katılan Mimar Zeynep Ahunbay ve Mimar Arkeolog Metin Ahunbay gibi Avukat Murat Cano da bir süre önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuru yapmıştı.