Hayat Okulu’nda alternatif keşif

İstanbul’da Bilgi Üniversitesi ortaklığıyla hayat bulan proje kapsamında katılımcılar felsefe, psikoloji, edebiyat gibi disiplinlerin rehberliğinde “Potansiyelimizi nasıl gerçekleştirebiliriz?”, “Aşkı nasıl zinde tutabiliriz?”, “Nasıl fark yaratırız?”, “Nasıl yaratıcı oluruz?” gibi sorulara yönelik alternatifleri keşfedecek. Her insanın biraz çaresiz olduğunu, dolayısıyla da bir rehbere ihtiyaç duyduğunu söyleyen Alain de Botton, amaçlarının cevap verip sorun çözmekten ziyade katılımcılara çözüm yolunda alternatif seçenekler sunmak olduğunu belirtti. Bu doğrultuda hareket eden ‘The School of Life’ ekibi, çalışmalarının merkezine bilginin insanın günlük hayatındaki işlevselliğini yerleştiriyor. ‘The School of Life’ projesi, İstanbul’dan önce Melbourne, Amsterdam, Paris ve Belgrad gibi şehirlerde gerçekleştirildi.

İnsanlığı tesadüfen öğreniyoruz

Serdar Kuzuloğlu: İnsan olmayı tesadüflerle öğreniyoruz

Hayat Okulu’nda teknolojinin; algoritmaların, yazılım ve donanımların bizi soktuğu ve içinde olsak da durup bakamadığımız halleri anlatacağım. 6 yaşında ailemizden kopup kendimizi teslim ettiğimiz okullarda “insan” olmayı öğretmiyorlar. Büyük tesadüfler sonucu ite-kaka öğreniyoruz. Ne kadar öğrendiğimiz de ortada...

Bu çağın düşünürünün ulaşılabilir ve anlaşılabilir olma gibi bir sorumluluğu var. Botton bunu başarabilen ender kişilerden...
Ece Temelkuran: Kadınlar için faydalı, erkekler için zararsız şeyler anlatacağım

Botton, “vicdanını kaybetmiş bir dünyada” dindışı bir vicdan, ahlak arıyor. Bu yüzden bu projede yer alma teklifi beni heyecanlandırdı. Son kitabım “Düğümlere Üfleyen Kadınlar”da “Tanrıçanın 7 Kuralı” diye bir mesele var. Ben, bu yedi kuralı anlatmayı düşünüyorum. Kadınlar için faideli ve erkeklere bir zararı yok!