Gündem Herkes birbirini suçluyor

Herkes birbirini suçluyor

02.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Dink’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada ‘şüpheli’ konumundaki kamu görevlileri ifadelerinde bir birini suçladı. Celalettin Cerrah, Ramazan Akyürek’i, Akyürek; Sabri Uzun’u, Uzun ise Ali Fuat Yılmazer’i işaret etti. Yılmazer’in hedefindeki isim ise Engin Dinç oldu...

Herkes birbirini suçluyor

Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinde ihmali olduğu iddiasıyla suikast tarihinde görevli kamu görevlilerine yönelik soruşturmada tutuklu sayısı 4’e yükselirken, ifadesi alınan şüphelilerin her birinin bir diğerini suçlaması dikkat çekti. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’i, Akyürek; dönemin eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’u, Uzun ise dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’i suçladı. Ali Fuat Yılmazer’in ihmalle suçladığı isim ise dönemin Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç oldu.

Tutuklu sayısı 4 oldu
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in, 19 Ocak 2007 günü uğradığı suikasta ilişkin Dink ailesinin talebiyle başlatılan soruşturmada, bugüne kadar çok sayıda emniyet mensubu ifadeye çağrıldı. Soruşturmada ifade veren polis memurlarından Muhitin Zenit, Özkan Mumcu ve Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir ilk tutuklanan isimler olurken, son olarak; Trabzon Emniyet Müdürü’yken Erhan Tuncel’i yardımcı istihbarat elemanı yaptığı iddia edilen dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek tutuklandı. Dink’in katil zanlısı Ogün Samast ve cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ise soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla dinlendi.
Suikasta giden süreçte kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiasıyla yargı karşısına çıkan kamu görevlilerinin verdiği ifadelerde ortak yan, suçlamaları kabul etmeyerek suçu birbirlerine atmaları. Şüphelilerin beyanları şöyle;

‘Akyürek bana bilgi vermedi’
l Celalettin Cerrah: (Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü): “Ramazan Akyürek, Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından ‘ne pahasına olursa olsun mutlaka öldürüleceği’ konusundaki kesin istihbari bilgi içeren F4 raporundan hiçbir zaman bilgi vermedi. Bu konuda hiçbir zaman bana bilgi vermedi. Bu cinayetle ilgili görüşmeler devam ederken ben kendisine bu kişiler ile ilgili yani Ogün Samast ile ilgili ve daha sonra Erhan Tuncel ile ilgili bilgi olup olmadığını sormama rağmen bana bilgi vermedi.”

‘Uzun cinayeti önleyebilirdi’
l Ramazan Akyürek: (Dönemin İstihbarat Daire Başkanı): Trabzon Emniyet Müdürü’yken cinayetle ilgili alınan bilgiyi İstihbarat Daire Başkanlığı’na ve emniyete gönderdim. Poliste resmi yazışma esastır. Ben imzaladığım veya olur verdiğim bilgilendirmeler çerçevesinde görevimi layıkıyla yaptığım kanaatindeyim. Benim Trabzon İl Emniyet Müdürü olduğum dönemde, ne pahasına olursa olsun Yasin Hayal’in Dink’i öldürme kararlığına, dair yazı İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’a gönderilmiştir. Sabri Uzun dönemine sahip çıkıp gönderilen cinayetle ilgili haberi anında İstanbul Emniyeti’yle paylaşmış olsaydı cinayet önlenmiş olacaktı.

‘Bilgim olsa tedbir aldırdım’
l Sabri Uzun (Dönemin İstihbarat Daire Başkanı): Hrant Dink öldürülecek raporunu benden gizledikleri gibi İstanbul’dan da gizlediler. F4 raporları İl Emniyet Müdürleri tarafından Daire Başkanlığı’na gönderilmelidir. F4 raporunu Trabzon’dan gönderen kişi Ramazan Akyürek’tir. Raporu bizden saklayan birim İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’dür. O zaman C Şube Müdürü de Ali Fuat Yılmazer’dir. Bu rapor bana sunulmadı. Rapor hakkında hiçbir bilgi verilmedi. Bu rapor bana verilseydi ben Merkez Koruma Kurulu’na yazı yazar ve koruma tedbiri aldırırdım.

‘Herkes bilgi sahibiydi’
l Ali Fuat Yılmazer (Dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü): Dink ile ilgili iki ayrı bilgi var. İstanbul’a gönderilen yazıda öldürüleceği yönünde bilgi yoktur. Bunu takdir edecek kişi de Engin Dinç’tir. (Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü). Yazının her hali ile tedbir alınması gerekirdi. İstanbul’un Dink’i koruma altına alması gerekiyordu. Hatta istihbari operasyonel bir çalışma yapılmalıydı. Bunu da Trabzon’un yapması gerekiyordu. Konu ile ilgili herkes bilgi sahibiydi. Yani emniyet, Jandarma ve MİT. Ben de Dink’e karşı yapılan eylemlerden haberdardım ve buna karşı bir tehdit atmosferi olduğunu biliyordum. Ben bilgileri istihbaratçı olarak Terör ve Organize’ye bildirdim. Bağlantı kurma, delillendirme yapma onların görevidir. Sabri Uzun diyor ki, ‘Bu rapor bana verilseydi ben merkez koruma kuruluna yazı yazar ve koruma tedbiri aldırırdım’. Fakat bu gerçeği yansıtan bir ifade değil. Bugüne kadar Uzun tarafından bir tane bile Merkez Koruma Komisyonu’na yazılmış yazı yoktur. Sen bir tek Hrant Dink ile ilgili mi yazı yazacaksın? Bir sürü benzer olay var.”

‘Akyürek kayıtları gizledi’
l Ahmet İlhan Güler (Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü): “Bence, Ramazan Akyürek baştan beri hem bilgi gizlemek, hem bizi zor duruma düşürmek için, hem de kendilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmak amacıyla kasıtlı olarak müfettişlerden log kayıtlarını gizlemiştir. Biz olayın üzerine gidince gerçek ortaya çıktı. Akyürek’in daha sonra İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan ayrılmadan önce de log kayıtlarını sildirdiği yönünde iddialar vardır.”

‘Akyürek hiçbir bilgi vermedi’
l Reşat Altay (Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü): “Cinayet işlendikten sonra gerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü gerekse Trabzon Emniyet Müdürü olarak beni bilgilendirmedi. Ogün Samast’ın babasının müdürlüğü arayarak televizyonda gördüğü kişinin kendi çocuğu olduğunu beyan etti. Bunun üzerine de Celalettin Cerrah’ı aradım. Şahsın kimliği hakkında bilgi verdikten sonra bulunabileceği adres ve taşıdığı telefon numaralarını kendisine bildirdim. O esnada İstanbul Emniyet Müdürü’nün yanında bulunan Ramazan Akyürek’in konu ile ilgili İstanbul Emniyeti’ne hiçbir bilgi vermediğini biliyorum.”

‘Beni yem olarak kullandılar’
l Muhittin Zenit (Dönemin Trabzon İstihbarat Müdürlüğü polisi): Ali Fuat Yılmazer, Engin Dinç, Faruk Sarı ve Ercan Demir’in talebi üzerine Erhan Tuncel’i aradım. Cinayette ihmali olduğunu düşündüğüm kişiler beni yem olarak kullanmış. Beni yem olarak kullanarak önce Erhan Tuncel ile telefon görüşmesini yaptırdılar, sonra da basına sızdırarak cinayetin sorumlusuymuşum gibi göstererek, zan altında bıraktılar. Gerçek failler bu noktada kendisini kamufle etti.

‘Bilgileri İstanbul’a verdik’
l Ercan Demir: (Dönemin Trabzon İstihbarat Müdürlüğü’nde amir): “Şube Müdürü’nün Emniyet Müdürü’nü bilgilendirmesi gerekir. Cinayetten önce elde edilen bilgilerin savcılığa bildirilmesi görevi de dönemin Şube Müdürü Engin Dinç’e ait. Dink’in korunmasından da İstanbul Emniyet Müdürlüğü sorumludur. Dink, İstanbul’da yaşamaktadır. Biz de edindiğimiz bilgileri İstanbul’la paylaştık.

Haberin Devamı

Kim doğru söylüyor?

Celalettin Cerrah, Ramazan Akyürek’i; Akyürek Sabri Uzun ile Reşat Altay’ı; Sabri Uzun, Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’i; Reşat Altay, Ramazan Akyürek’i; Ali Fuat Yılmazer Engin Dinç ile emniyet, Jandarma ve MİT’i; Ahmet İlhan Güler, Akyürek ile bazı polisleri; Muhittin Zenit ise Ali Fuat Yılmazer, Engin Dinç, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’yı suçladı.