Gündem İklim göçlerine hazır olalım!..

İklim göçlerine hazır olalım!..

24.11.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Küresel ısınma, göç sorununu da beraberinde getirecek. İster kıyılarda, ister içerilerde olsun yakın gelecekte milyonlarca insan evlerini, ülkelerini terk etmek zorunda kalacak. Buna bağlı olarak dünya genelinde ve Türkiye özelinde mevcut göç-mülteci sorunları daha da artacak. Hem ülkeler arasında hem de ülkelerin kendi içinde yoğun göç dalgaları yaşanacak

İklim göçlerine hazır olalım..

axgun022.jpg Raporda, daha sıcak geçecek yaz ayları yüzünden 30 bin insanın fazladan deri kanseri olacağı, fazladan 10 bin yiyecek zehirlenmesi ve binlerce sıcak çarpması vakası yaşanacağı belirtiliyor. Tabii her şey bununla bitmiyor. Tüm bunların yanında, küresel ısınmanın, dünyadaki göçleri, ülkeler arası anlaşmazlıkları, savaşları ve küresel hastalıkları da artıracağı tahmin ediliyor. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, senaryolara göre yaptığı değerlendirmede, küresel ısınmanın, ülkemizde de iklim göçlerini hızlandıracağını, ulusal güvenliğimizi tehdit edeceğini ve sağlığımızı etkileyeceğini vurguluyor. Kadıoğlu'nun çalışmasına göre meydana gelebilecek değişimler şöyle şöyle: İngiltere'de 2003'te yayımlanan bir rapor, 50 yılda meydana gelecek iklim değişikliğinin denizlerin yükselmesi, şiddetli fırtınalar, sellerin yanında, binlerce insanın da hayatına mal olacağını ortaya koyuyor. Küresel ısınma, göç sorununu da beraberinde getirecek. İster kıyılarda, ister kıyılardan uzakta olsun yakın bir gelecekte milyonlarca insanın, evlerini veya ülkelerini terk edip göçmekten başka bir çaresi kalmayacak. Bu değişim, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de şu an sürüp giden kıtlık, göç ve mülteci sorunlarını artıracak. Türklerin, Orta Asya'dan göç etmelerinin başlıca nedenleri arasında iklim değişikliğine bağlı olarak bölgede ortaya çıkan kuraklık, salgın hastalıklar ve kıtlığın da bulunduğu görülür.Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli tarafından 2030 yılı için yapılan senaryolara göre, çevresel tahribat nedeniyle milyonlarca insan büyük olasılıkla göç etmeye zorlanacak. Bazı ada ülkeleri toplum ve kültür olarak tümüyle yok olabilecek. Bazı yerlerde yağış şiddetindeki artış göçü tetikleyecek; iklim değişimi köyden kente göçü hızlandıracak. Aynı zamanda iklim değişimi kentlerdeki altyapının çökmesine ve dolayısıyla kentten köye göçe de neden olacak. Kent-köy arasında göç İklim değişimi, ulusal güvenlikle ilgili sorunları da doğuracak. Senaryolara göre, iklim değişiminden dolayı göçler tetiklenecek ve bunun sonucunda etnik sorunlar ortaya çıkacak veya mevcutlar daha da şiddetlenecek. Su kullanımı üzerinde şiddetli anlaşmazlıklar çıkabilecek. Çevresel ve eğlence amaçlı su ve doğal kaynak kullanımı kısıtlanacak. Bazı ülkelerin ulusal ekonomisi tamamen değişebilecek. Uzmanlar, tarihin, hava koşullarının sonucunda belirleyici rol oynamış savaşlarla dolu olduğunu, fakat günümüzde değişen iklimin de savaşların sebebi olabileceğini vurguluyor. Tüm bu nedenlerden dolayı da, Silahlı Kuvvetler'imizin de meteoroloji bilimine bakış açısını değiştirmesi gerekmektedir. İklim savaşları çıkabilir İklimin değişimi ve hava sıcaklığının artması ülkemizde sağlık sorunlarını da ortaya çıkaracak. Sıcak hava dalgaları yaşanacak. Aşırı sıcağın etkisiyle kalp ve başta astım olmak üzere solunum hastalıklarında artış gözlenebilecek. UV-B radyasyonundaki artış, cilt kanserine, göz zedelenmelerindeki artışa neden olabilecek. Böceklerden kaynaklanan enfeksiyonlar, sıtma, sarıhumma, tifüs artabilecek. Tropikal hastalıklar artacak Kısaca küresel ısınma ve iklim değişimi, ülkemizde sürüp giden kuraklıkları, sayı ve şiddet bakımından artırarak sivrisinek ve tropikal hastalıklarda daha fazla tehlikeler oluşturacak.İklim değişimiyle yaşanacak kuraklıkla orman yangınları mevsimi daha erken başlayacak. Bu yangınların sayısında artışlar olabilecek. Son yirmi yılın verileri ülkemizdeki tüm orman yangınlarının Muğla, Antalya, İzmir ve Çanakkale gibi sıcak ve kurak bölgelerdeki illerde meydana geldiğini ortaya koyuyor. O nedenle bu bölgelere büyük önem verilmesi gerekiyor. Orman yangınları 1990 iklim şartlarına göre, Türkiye'de bir yılda kişi başına düşen su miktarı 3070 metreküp. İklim şartlarının değişmeyeceğini kabul etsek bile, sadece nüfus artışı nedeniyle 2050'de Türkiye'de bir yılda kişi başına düşen su miktarı 1240 metreküp olacak. Artan nüfusumuzla bir de küresel iklim değişimi sonucu daha kurak bir iklime sahip olacağımız göz önüne alındığında, 2050'de Türkiye'de kişi başına düşen su miktarı 700 ile 1910 metreküp arasında olacak. Bu da şu an Kıbrıs adasındaki kişi başına düşen su miktarı kadar. Diğer bir deyişle, değişen iklimi ve artan nüfusuyla Türkiye iyice su yoksulu bir ülke olacak. Su fakiri olacağız Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Türkiye dahil birçok ülke için hava şartlarına bağlı olarak aylık "Çöl Çekirgesi Tahminleri" yapmakta. Bu tahminlere önümüzdeki yıllarda daha fazla ihtiyacımız olacak. Çünkü çekirge sürülerinin geçtiği yerlerde kıtlık oluşmakta ve onlarla doğru mücadele edilmezse insanlar açlıktan ölebilmekte. Çekirge istilası TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Kimya ve Çevre ile Enerji enstitülerinde, sera gazlarının salınımlarının ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması amacıyla, değişik araştırma projeleri yürütülüyor. Bu enstitülerden yapılan ortak açıklamada şu görüşlere yer verildi:"Örneğin, iklim modelleri ile yapılan çalışmalar sonucu ülkemizin gelecek 100 yıl içerisinde, daha sıcak ve kurak, daha az üretken ve çölleşme süreçlerine karşı daha fazla eğilimli bir iklim kuşağının etkisi altına girebileceği düşünülmektedir. Burada özellikle ülkemiz için ileride karşılaşılacak olan sorunların belirlenmesi ve çözüm yöntemleri geliştirilmesi konularında yapılan araştırma faaliyetlerini şöyle sayabiliriz: Yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları geliştirilmesi, mevcut enerji kaynaklarının daha verimli kullanımı Geleceğin temiz enerji taşıyıcısı hidrojen teknolojilerine yönelim Karbondioksit salınımı yaratmayan biyokütle enerji dönüşüm sistemlerinin geliştirilmesi Fosil kökenli yakıtların daha verimli ve temiz değerlendirilmesi Termik santralların daha verimli çalıştırılabilmesi ve bunlara alternatif olabilecek yakıt pilli güç santrallarına dönüşüm Ulaşım sektöründe mevcut içten yanmalı motorlar yerine kullanılabilecek yakıt pili teknolojilerinin geliştirilmesi Enerji depolama aracı olan bataryalar Ülkemiz koşullarına uygun hava kalitesi, yönetim stratejileri geliştirilmesi Temiz üretim teknolojilerinin geliştirilmesi Sürdürülebilir su yönetimi ve alternatif su kaynaklarının geliştirilmesi Küresel projeler üretiliyor Prof. Dr. Cemal Saydam, küresel ısınmayla çöl tozlarının ülkemize daha fazla geleceğine dikkat çekerek şöyle diyor:"Küresel ısınma sürdükçe sahra üzerindeki ısınma da artacak ve olağan rüzgârlarla daha fazla toz atmosfere çıkacak ve uygun yerde soğuk havayla karşılaşınca yağışı tetikleme mekanizmalarını devreye sokacak. Çöl sınırı kapımıza dayanmış durumda. Küresel ısınmanın etkisini ilk hissedecek olan ülkelerin başında maalesef biz geliyoruz. Ama günlük çekişmeler böyle küresel işleri maalesef bizden uzak tutmakta. Tek çare, bu işin ne kadar stratejik önemi haiz olduğundan kısaca bahsetmek ve mesela Genelkurmay'ın 'Bu nedir hocam, gel bize bir anlat bakalım' demesini beklemek. Umarım çok geç kalmayız." Çöl tozları yağacak Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre Çalışma Grubu'ndan Prof. Dr. Çağatay Güler ve Doç. Dr. Songül A. Vaizoğlu, "Küresel İklim Değişikliği ve Sağlık" konulu araştırmalarında şunları vurguladılar:"Afetlere bağlı olarak ölümlerde, yaralanmalarda, enfeksiyon hastalıklarında ve bulaşıcı hastalıklarda artış görülmekte; göçler, toplumsal sorunlar ortaya çıkmakta. Dolaylı etkilerin neden olduğu sağlık sorunları arasında, sıtma, dang ateşi, solunum yolları hastalıkları bulunuyor. Su ve gıda kaynaklarının azalması sonucunda da su ve gıdayla bulaşan hastalıklarda da artışlar var. Ayrıca çevresel göçlerin artması, psikolojik sorunlar, toplumsal çatışmalara bağlı çeşitli sağlık sonuçlarını da ortaya çıkarmaktadır. Artan sıcaklık polen mevsiminin uzamasına yol açıyor. Astım gibi alerjik hastalıklar da çoğaltmakta." 'Hastalıklar afetlerle birlikte arttı' Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı raporunda da iklim değişikliğinin önümüzdeki yıllarda Akdeniz'i cehenneme çevireceği vurgulandı. Vakfın araştırmasına göre, şimdiden Türkiye'nin en önemli 13 gölü için tehlike sinyalleri çalmaya başladı. Hatta Amik Gölü'nün kurumasıyla Hatay'ın ikliminin de değiştiği belirtiliyor. Tehlikede olan göller şunlar: Kırşehir Seyfe Gölü Konya'daki Eşmekaya Sazlığı, Hotamış Sazlıkları, Suğla Gölü, Samsam Gölü, Akşehir Gölü, Tuz Gölü, Kayseri Sultansazlığı, Burdur Kestel Gölü, Kahramanmaraş Gavur Gölü, Afyon Eber Gölü, Isparta Beyşehir Gölü. Göller kuruyor YARIN Geri döndürülemez felakete ne kadar kaldı? Türkiye iklim değişimine hazır mı? Bu konudaki çalışmalar yeterli mi? Çevre ve Orman Bakanlığı ne diyor? Kyoto Protokolü neyi öngörüyor?