Kansersiz hayatın ipuçları - Bağışıklığı güçlendirmek için ekinezya

Kanser çağımızın en korkulan hastalığı. Türkiye’de her yıl yaklaşık 200 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor ve ortalama 100 bin kişi kanserden yaşamını yitiriyor. Uzmanlar, sigara, alkol, obezite, hareketsiz yaşam, beslenme ve genetik özelliklerin kanserin ortaya çıkışında önemli bir rol oynadığı görüşünde. Düzenli fiziksel aktiviteyle birlikte sağlıklı beslenmenin kanser riskini azalttığını gösteren güçlü bilimsel kanıtlar pek çok kez uzmanlarca dile getirildi. ABD’deki kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde 35’inin diyette yapılacak değişikliklerle önlenebildiği açıklandı. Ancak yine de beslenmenin kanserle ilişkisi karmaşık. İngiliz beslenme terapisti Patrick Holford da bu alanda çok sayıda çalışmaya imza atan bir isim. Holford’un son kitabında yer verdiği beslenme önerileri ve kanserden korunmayı sağlayan mucizevi bitkiler şöyle;

Organik beslenmenin önemi: Bol meyve ve sebze yemekle kanser riskinin düşmesi arasında güçlü bir ilişki var. Unutmamak gerekir ki, organik meyve ve sebze (tarım ilaçları kullanılmadan yetiştirilen) yemek, toksin alımınızı en aza indirerek fazladan koruma sağlar. Ayrıca organik meyve ve sebzelerin daha fazla mineral içerdikleri de kanıtlanmıştır.
Yoğurt: Yoğurt ve içerdiği bakteriler, potansiyel kanser önleyici öğeler olarak çok dikkat çekmektedir. Yoğurdun, kolondaki yararlı bakterilerin sayısını artırarak işe yaradığı ve bunun da mikrofloranın kanserojen üretme işlevini azalttığı düşünülmektedir. Doğru yoğurt türü, kolon kanserine karşı koruyucudur.

Bolca meyve ve sebze tüketin: En fazla renk ve aromayı içerenler en fazla antioksidan seviyelerine sahiptir. Günde 7 veya daha fazla porsiyon meyve tüketebilirsiniz. Farklı renklerde meyve ve sebze yemeye dikkat edin. Her gün kırmızı/turuncu (örneğin havuç, patates, domates, şeftali, kavun) haftanın çoğu günü de mavi/mor (örneğin böğürtlen gibi taneli meyveler, vişne, üzüm veya kırmızı pancar) ve sarı (hardal veya safran) renkli yiyecekler tüketin.
Sarımsak yiyin: Sebze yemeklerinize sarımsak eklemek hem yemeklerinize aroma verecek hem de kanser riskinizi azaltacaktır. Sarımsakta, birçoğu kansere karşı koruyucu olan yaklaşık 200 biyolojik bileşik bulunmaktadır.
Çok fazla kırmızı et tüketmeyin: Kırmızı et tüketmekten kaçının ya da en azından tüketiminizi haftada en fazla 310 gr veya haftada iki defa 150 gr ile sınırlandırın. 150 gr, yaklaşık olarak avuç içi büyüklüğünde bir porsiyondur. Organik, yağsız ve yanık olmayan etleri tüketmeye özen gösterin.

Bağışıklığı güçlendiren bitkiler
Zerdeçal: Körideki sarı baharat olan zerdeçal, kürkümin adlı (bilinen bir antienflamatuvar ajan) fitobesin bakımından zengindir ve hayvanlarda kanserin büyümesini engellediği bulunmuştur.
Geven: T-hücre sayısını ve işlevini artırdığı ve bağışıklık sistemini kemoterapi dahil olmak üzere radyasyon ve zararlı kimyasallardan koruduğu kanıtlanmıştır.
Aloe vera: Vitamin, mineral, amino asit, temel yağlar ve enzimler gibi birçok yararlı madde içermesine rağmen, en temel bileşeni asemannandır. Bu özün, T-hücreleri ve makrofajların işlev ve sayısını artırarak bağışıklığı kuvvetlendirdiği kanıtlanmıştır.
Ekinezya: En yaygın olarak kullanılan bağışıklık güçlendirici bitkidir. Sağlıklı bir grup erkekle yapılan bir çalışmada günde 3 sefer 30 damla ekinezya özü verilen 5 günün ardından, beyaz kan hücrelerinin fagositik gücünün ikiye katlandığı görülmüştür.

Koruyucu vitaminler
A vitamini: Yabancı maddelerin vücuda, virüslerin de hücrelere girmesini önleyerek sindirim sisteminin, akciğerlerin ve hücre zarlarının sağlam kalmasına yardım eder.
B5, B6, B12 vitaminleri ve folik asit: Antikor üretimi ve T-lenfositlerinin fonksiyonu B6’ya bağlı olduğundan bu vitamin kanser hücreleriyle mücadele için gereklidir.
C vitamini: Bağışıklığı güçlendirdiği kanıtlanmış bir düzineden fazla rolü ile bu konuda tartışmasız en önemli besin maddesidir.
E Vitamini: B- ve T-hücrelerinin daha iyi çalışmasını sağlar ve güçlü bir antioksidandır. Selenyum ile bir arada kullanıldığında bağışıklığı güçlendirici özellikleri daha da artar.
Selenyum, manganez, bakır ve çinko: Antioksidasyon sürecinde payları vardır ve hepsinin bağışıklığı iyileştirdiği gösterilmiştir. Bunlardan selenyum ve çinko, en önemlileridir. Çinko, bağışıklık hücresi üretimi ve kanser hücrelerini etiketleyip yok eder. Selenyum ise bağışıklığı güçlendirir ve E vitamini ile işbirliği içinde çalışır.
Kalsiyum: Bağışıklık hücrelerinin, kanser hücrelerini etkisiz kılmak için gereken enzimleri üretmesini sağlar.
Sistein: Vücutta hayati bir antioksidana dönüşmesi nedeniyle bağışıklık sistemi için fazlasıyla önemlidir. Toksinlere maruz kaldığımızda vücudumuz, yeterli miktarda sistein bulunduğu takdirde bu toksinleri etkisiz hale getirmek için glutatyon seviyelerini yükseltebilir. Yüksek sistein değerleri ayrıca uzun ömür ve daha düşük kanser riskiyle ilişkilendirilmektedir.

Kansere karşı almanız gereken 6 kritik önlem:
1- Kanserojenlere maruziyetinizi azaltın.
2- Anti-kanserojen madde (antioksidan gibi) alımınızı artırın.
3- Bağışıklık sisteminizi güçlendirin.
4- Karaciğerinizin kanserojenleri detoksifiye etme becerisini artırın.
5- Homosistein düzeyinizi test ettirin, gerekliyse normal seviyeye çekin.
6- Stres ve/veya olumsuz duyguların sağlığınızı etkileyip sizi savunmasız bırakmasını engelleyin.

Patrick Holford kimdir?
İngiliz beslenme uzmanı, beslenme terapisti ve yazar. İngiltere’nin beslenme ve zihinsel sağlıkla ilgili konularda akla ilk gelen isimlerinden. Holford’un dünyada birçok dile çevrilmiş 30’dan fazla kitabı var. Yazarın ‘Say No to Cancer’ orijinal adıyla çıkan kitabı, Türkiye’de KRP Yayınları’ndan 15 Mart’ta ‘Kansersiz Yaşamın Sırrı’ adıyla yayınlanacak. Kitapta, kanseri engellemenin yolları anlatılıyor.

Yarın: Teknolojik cihazların kanserojen etkisi