Gündem Mikro yosun bir nevi İsviçre çakısı gibi!

Mikro yosun bir nevi İsviçre çakısı gibi!

31.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

TÜBİTAK’ın programıyla yurda dönen Dr. Haznedaroğlu, mikro yosunları her şeyi yapabilen İsviçre çakısına benzetti; “Gıda, ilaç, çevre gibi birçok farklı sektöre yönelik ürün geliştirebiliyoruz” dedi

Mikro yosun bir nevi İsviçre çakısı gibi

Türkiye’de yılda yaklaşık 24 milyon tondan fazla dizel ve 5 milyon tonun üzerinde jet yakıtı tüketiliyor. Petrolde dışa bağımlılığa çareler aranırken, bu kapsamda önemli çalışmalardan biri Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde yürütülüyor. TÜBİTAK’ın tersine beyin göçünü teşvik amacıyla başlattığı ‘Yurda Dönüş Programı’ kapsamında 5 yıl önce ABD’den Türkiye dönen Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Berat Zeki Haznedaroğlu, ekibiyle birlikte yosundan biyodizel üretmeye başladı. Üniversite bünyesindeki İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi’ni (İMBİYOTAB) yöneten Dr. Haznedaroğlu, “Yosunlar çok geniş bir canlı âlemi ve 200 bin tür yosun var. Biz, bunların arasında boyları 100 mikrometreden biraz daha küçük özel mikro yosunları kullanıyoruz. Bu yosun türlerini labaratuvar ortamında büyütüp, hem biyodizel hem de biyo-jet yakıtı üretimine başladık” dedi. THY ile yapılan ortak proje çerçevesinde önümüzdeki yıllarda jet yakıtına karıştırılacak biyo-jet yakıtı üreteceklerini söyleyen Dr. Haznedaroğlu, Milliyet’in sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

- Yosundan üretim yapmaktaki amaç nedir?

Biyolojik yakıtlar petrolde dışa bağımlılığı azaltacak. Yosun kaynaklı biyodizel bunda büyük bir pay sahibi olacak. Türkiye genelinde 2.5 milyon ton biyodizel üretimini yakaladığımız noktada enerji giderlerinde büyük bir tasarruf sağlamış olacağız. Elektrikli motor sistemlerine geçilmesi ve dizel motorların ömürlerini tamamlaması en iyi ihtimalle 30 yıl sürecek. Bu süre içerisinde alternatif yakıtlara ihtiyaç var. Sivil havacılıkta da benzer şekilde elektrikli uçakların yaygınlaşması en az 40-50 yılı bulabilir. Bu süreçte yosunlardan, hem çevre kirliğini önlemek hem de enerji üretmek için yararlanmak mümkün.

- Çalışmalarınız hangi alanları kapsıyor?

Yosun bol güneş alan, ılıman iklimlerde çok kolay yetişiyor. Ege ve Akdeniz Bölgeleri dış mekan üretimi için ideal, iç mekan üretimi için de seracılık mantığında Türkiye’nin diğer bölgelerinde yosunların kolaylıkla büyütülme şansı bulunuyor. Bizim asıl çalışma sistemimiz mikro yosunları kontrollü mühendislik ortamında büyütmek üzerine. Kampüs içerisinde açık havuz sistemlerimiz var. Bunun dışında karbondioksit kullanarak, labaratuvar ortamında, yapay ışık altında da yosun büyütüyoruz. Mikro yosunlar bir nevi İsviçre çakısı gibiler. Gıda, ilaç, çevre gibi birçok farklı sektöre yönelik ürün geliştirebiliyoruz. Ham petrolden üretilen dizele katılarak tasarruf sağlayacak biyodizel üretiminde son aşamaya gelmiş durumdayız.”

Haberin Devamı

- Sağlık alanındaki çalışmalar neler?

Yosunlar diğer bitkilere çok daha hızlı bir şekilde iki-üç hafta gibi bir sürede steril ortamda kolaylıkla yetişiyor. Yosundan üretilen gıda takviyeleri stratejik açıdan da önemli. Olası afet durumunda gıda takviyesi ürünleri üzerine gereken hammaddeyi sağlamış olacağız. Böylelikle pahalı ithal ürün dönemi sona erecek. Derdimiz yerli üretim. Hollanda’da ve benzer ülkelerde üretilen balık yağları ile aynı kalitede üretim yapabiliyoruz.

‘Protein ihtiyacımızı yosundan elde edeceğiz’

- Yosun hapları hayatımıza girecek mi?

Faydalı yağ asitleri dışında doğal gıda boyalarını mikro yosun sentezlerinden tedarik edebiliyoruz. Sentetik yerine bitkisel tabanlı doğal gıda boyası bizim uzmanlık alanlarımızdan. Bunun dışında kırmızı etten kaynaklanan sorunlar artıyor, alternatif protein kaynağı olarak yosunları değerlendiriyoruz. Mevcut hayvancılık tüm dünyada iklim değişikliğine olumsuz etki ediyor ve doğal kaynaklar kısıtlı. Sürdürülebilir şekilde üretilemeyen kırmızı et bir zaman sonra hayatımızdan çıkacak ve protein ihtiyacımızı, yani hayvansal proteinden aldığınız ne varsa yosunlardan elde edeceğiz.

Haberin Devamı

Mikro yosun bir nevi İsviçre çakısı gibi
- Yosun üretimi nasıl gerçekleştiriliyor?

Aşı kültürlerimizi 1, 10, 100 litre ve 1 tonluk havuzlara aktarıyoruz. Yosunun büyümesi 2 haftalık süreci kapsıyor. Sonrasında, susuzlaştırma evresine geçiliyor. Bu evrede mikro yosunu, sudan ayırıyoruz. Sudan ayrılan kısım diş macunu kıvamına geliyor. Bu kıvama gelen ürünlerin içindeki yağı çıkartıp, üretilecek türe göre farklı kimyasal reaksiyonlarla yakıta döndürüyoruz. 1 ton yakıt için 100 litre aşı kültürü gerekiyor.

Haberin Devamı

- Önümüzdeki dönemde çalışmalarınız nasıl şekillenecek?

Şu an ki kapasitemiz 3.5 ton ancak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Avrupa Komisyonu tarafından ortak fonlanan yeni bir proje ile 2019 yılında bu kapasite 110 tona çıkacak. Burası tüm Avrupa’ya örnek bir merkez olacak zira karbon negatif biyorafineri üretim modeli ile gıda, ilaç, enerji sektörlerine yönelik ürün ve teknoloji sağlayacağız. Türkiye’de yakın zamanda büyük yosun çiftlikleri kurulabilir. Bu tarz yatırımlar için kapımızı çalan her kurum, kuruluş ve vatandaşımıza bilgi birikimlerimizi aktaracağız.

TÜBİTAK’IN programıyla yurda döndü

2003 yılında ODTÜ Biyoloji Bölümü’nden mezun olan Haznedaroğlu, Villanova Üniversitesi (ABD) Çevre Mühendisliği bölümünde yüksek lisansını tamamladıktan sonra Kaliforniya Üniversitesi’nde doktorasını, Yale Üniversitesi’nde ise doktora sonrası eğitimini tamamladı. “TÜBİTAK Yurda Dönüş Programı” tarafından projesi kabul edilen Haznedaroğlu, 4 yıl önce Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışmaya başladı.