Mustafa Demir: Bize yolsuzluk iftirası atanlar darbeye kalkıştı

17 Aralık 2013'te FETÖ/PDY’nin yolsuzluk ve rüşvet suçlamasında bulunduğu Mustafa Demir 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak açıklamalar yaptı. Demir, 7 Şubat MİT krizinde, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık'ta ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimiyle her türlü melaneti yapanların karşısında halkın dimdik durarak darbeyi önlediğini, hain odakların amacına ulaşamadığını söyledi.

15 Temmuz'dan bu yana halk ile meydanlarda demokrasi nöbeti tutan Mustafa Demir'in halka hitaben yaptığı konuşmanın bazı satırbaşları;

“VATAN’A GİREMİYORUZ DİYORLAR”

Bugün artık televizyonlara düştü, ben kaç gündür söylüyordum. Şu meşhur whatsapp yazıları. Dilim varmıyor onlara albay demeye, dilim varmıyor onlara Türk subayı demeye. Cuntacı hainlerin kendi aralarında kurduğu whatsapp grubunda birbirlerine ne diyorlar biliyor musunuz: Vatana giremiyoruz diyorlar. Vatan'a girmek için İstanbul Emniyeti'ne müdahale etmek için desteğe ihtiyacımız var diyorlar. Şu Vatan caddesini gerçek anlamda vatan yapan sizlersiniz. Şu millet caddesini… Bunlar tesadüf değil ha söyleyeyim. Vatan Caddesi'nin isminin o zamanlar İstanbul'un en büyük caddesine isminin verilmesi tesadüf değil onu söyleyeyim. Millet Caddesi'nin, 1950'de rahmetli Adnan Menderes döneminde açılmış ve Türkiye'nin en büyük caddelerinden biri olan Millet Caddesi boşuna denilmemiş. Bunların vatanın ve milletin tarihi yarımadanın buraya fethedilen komutanın adıyla şereflenmiş müsemma yerin tam ortasında bulunması kesinlikle tesadüf değil.

“BİZ ERDOĞAN’IN TARAFINDAYIZ DEDİLER”

Şüphesiz bütün şehitlerimiz kıymetlidir ama vatan için millet için çelikten yapılmış tankların karşısına iman dolu göğüslerini siper eden bu şehitler asla ve asla unutulmayacak. Milletimiz için, vatanımız için, bayrağımız için, geleceğimiz için, çocuklarımız için, onurumuz için, hür yaşadığımız ülkemiz için ve Recep Tayyip Erdoğan’ımız için bu direnç, bu direniş asla unutulmayacaktır. Bu millet, şu anda yaşayan 80 milyon insan değil. Şu anda sınırlarımız içinde yaşayan 80 milyon insan değil. Bugün Katar'dan gelen bir ekiple beraberdik. Normalde bundan 1 ay önce randevu vermiştik. Çiftaş, Fatih Belediyesi ve Katar'la bugün saat 11,30'da toplantı için karar verdik. Toplantıya başladık, biraz sonra Katar'dan gelen bir heyetin başında bir arkadaş oturdu masanın kenarına. Katarlılar 'Bu toplantı olmaz boşuna tatilini bırakıp gitme'. O arkadaş 'Siz Türk milletini tanımazsınız bu toplantı olur, hadi kalkıp gidelim bu toplantıya' demiş. Bir şey daha söylediler, Katar'ın tarihinde gece yarısından sonra sokağa çıkmak diye bir şey yok.

15 Temmuz gecesi sabaha kadar Vatan'da ve Millet'te olduğu gibi Anadolu'nun bütün meydanlarında olduğu gibi Katar'daki insanlar da sabaha kadar bayraklarla namaza durup meydandan öyle çekilmişler. Biz ne diyoruz, "Bu yaptığınız işler, bu direniş milli irade için, hak için, inancımız için, değerlerimiz için yaptığınız bu direniş sadece bizim için değil, nerede bir mağdur var nerede bir mazlum var nerede bir mahsun var, geleceğinden ümidini yitirmiş bütün mazlum ümmete örnek oldunuz". Bundan sonra hiçbir İslam ülkesinde dışarıdan söylenenlerle, kulaklarına üfürülenlerle darbe olacağını sanmasınlar. Burada bir millet olarak siz bunun örneğini gösterdiniz. Hepinize teşekkür ediyor, Allah razı olsun diyorum. Şehitlerimizi ziyarete gittik, şehitlerimizi büyük bir mahsun duygu içerisinde ziyarete gittik. Biz biliriz Bosna'yı, onların da bizimle yaşadıklarını biliyoruz. Ne dediler biliyor musunuz, kim ne derse desin Bosna Cumhurbaşkanı, 'Biz Recep Tayyip Erdoğan'ın tarafıyız' dediler.

Şehitlerimizi ziyaret ettik. Haydar'da şehit olan Ekrem Pala kardeşimizi ziyaret ettik. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. 50 yaşında ömrünü oradaki gençlerin, çocukların eğitimine, kurtuluşuna adamış arkadaş. Oradaki gençleri bu millete faydalı birer insan olmak için çalışan, ümmete birer faydalı insan olmak için çalışan kardeşimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyoruz. Kardeşlerine, ailesine, yakınlarına vakıfta çalışan arkadaşlarına rahmet ve sabır diliyoruz. Ayvansaray'da Tolga Ecebarin kardeşimizi, şehit olan kardeşimizin evini ziyaret ettik. Babası sakallı, baktığınızda konuştuğunuzda başka alemleri de bu alemde yaşayan bir zat. Tarkan kardeşimiz şehidimizin babası. 28 yaşında iki çocuğu olan bir kardeşimiz. Babası "vatan sağolsun, üzülmeyin başkanım" dedi. Yine bir kardeşimiz şehit kardeşimizi o da İbrahim Yılmaz kardeşimiz. Kuran kursu öğrencisi, dışarıdan üniversiteyi okuyan kardeşim. Babası Ünal Yılmaz, Almanya'dan bir müddet önce kesin dönüş yapmış. Uzun yıllar ayrılıktan sonra çocuklarının başına gelmiş bir adam, ama bir adam. Konuştuk, dertleştik, gözünden bir damla yaş bile akmadı. "Feda olsun" dedi "Biz zaten oğlumun gittiği yere gitmek için çalışıyoruz. Onun bizden önce vardığı yere biz neden sıkıntı duyalım". Allah rahmet eylesin, İbrahim kardeşimizin ailesine, kardeşlerine sabırlar diliyoruz. En son İskenderpaşa'da Ömer Cankurt kardeşimize, onun evini ziyaret ettik. Ablamızın üç tane çocuğu var. Kızı evli. Gencecik bir çocuğu var. Kendisine bakan 33 yaşında Ömer kardeşimiz var. Annesi, "Ömer cebinde 1 kuruş olsa muhakkak fakir fukaraya verir, bizim ekmeğimiz aşımız olur hiç düşünmez ama sokakta bir fukara aç görse mutlaka onu doyurur" der. Eşi olmayan bu hanım ablamız "Benim bütün geçimimi Ömer evladım sağlıyordu o benim dostum, sırdaşım, arkadaşım canım yansa hemen ulaşabileceğim tek evladımdı" dedi. Ömer kardeşimize Allah rahmet eylesin.

Bu paralel cuntacılar, silahlarıyla, tanklarıyla, tüfekleriyle, helikopterleriyle geldiklerinde hiçbir şey düşünmeden önce onu ikna etmek için gidenler. Önce "siz ne yapıyorsunuz, siz bizim kardeşlerimizsiniz, siz nasıl bu insanlara silah doğrultusunuz, siz Anadolu çocuklarısınız. Siz nasıl bu insanlara silah doğrultursunuz. Önce bunları söylemeye gittik, oradaki er erbaş, subaylarımızı ikna etmek için gittik, derdimizi anlatmadan kurşunlara hedef olduk" dediler. Şüphesiz tarih yazan, şüphesiz 600 yıl boyunca dünya imparatorluğunun merkezi haline getiren ordularımızı, askerlerimizi, asker kardeşlerimizi bu cunta bozuntularından muhakkak ayırmak gerekir. Bunlar bizim kardeşlerimiz, geleceğimiz, bizi içeride ve dışarıda düşmanlardan hainlerden koruyacak yegane varlıklarımız. Bunları hainlerden kesinlikle ayırmak durumundayız.

Değerli dostlar gazilerimizi ziyaret ettik. Haseki, Bezmialem, Vakıf Gureba hastanesinde. Gazilerimizi ziyarete giderken onların acılarını paylaşmak için gitmiştik. Onların dertlerine şüphesiz derman olamayız, acılarına şüphesiz hemen derman olamayız ama hiç olmazsa onların durumlarını görmek, bu yaptıklarını onlarla paylaşmak varsa sıkıntılarını paylaşmak için gittik. Haseki'de benimle beraber dolaşan müdürü, başhemşiresi, hastabakıcıları, doktorları ile dolaştıktan sonra ortak kanaati paylaşıyorum. Ben onlara dedim ki, "Ben gazi kardeşlerimizin acılarını paylaşmaya geldim" Ama onlar bizi cesaretlendirdiler, gururlandırdılar. Onları hakikatten alkışlayın. Onlar bizi heyecanlandırdılar. Onlar "Başkanım kalkalım ayağa yine gideceğimiz yer Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi ikinci bir talimata kadar ne derse onu yaparız. Biz gelemiyoruz ama kardeşlerimize selam söyleyin onlar bizim için de dursunlar" dediler.

NEREDEYSE AĞIT YAKACAKLAR

En son bir şeyi paylaşacağım CNN International, ABD'den yayın yapan, bu darbe teşebbüsü yaparken neredeyse 'niye bunlar başarılı olamadı' diye söylüyorlar neredeyse ağıt yakacaklar. Açın okuyun, tercüme ettirin, bu mücadele devam edecek arkadaşlar. Burası herhangi bir yer değil, bu Anadolu toprakları tesadüfen bize vatan olmuş yer değil. Bu can bu tendeyken mücadelemiz 1 hafta, 1 ay, 1 yıl mücadelemiz ilanihaye devam edecek, onu söyleyeyim.

MUSTAFA DEMİR KİMDİR?

2004 yerel seçimlerinden beri Fatih Belediye başkanlığı yapan Mustafa Demir 1959 Diyarbakır doğumludur. Asıl mesleği diş hekimliği olan Mustafa Demir yaklaşık 12 yıldır Fatih ilçesinin belediye başkanlığını sürdürmektedir. Sporcu kişiliğiyle de tanınan Demir "Boğazı yüzerek geçen ilk belediye başkanı" unvanına da sahiptir.

FETÖ/PDY'nin 17 Aralık 2013 yılında AK Parti hükümetini yıkma amacıyla kurduğu kumpasların hedefinde olan Mustafa Demir, yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla gözaltına alınmış kısa süre sonra ise kumpasçıların planı deşifre olunca suçsuz bulunarak serbest bırakılmıştır.

Evli ve iki çocuk babası olan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, İngilizce bilmektedir.