Gündem ‘Özür dilenmezse yarışmadan çekeriz’

‘Özür dilenmezse yarışmadan çekeriz’

31.08.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Polanski’nin Venedik Film Festivali yarışmasına seçilmesinin yarattığı tartışmalar sürerken yeni filmi ‘J’accuse’ dün izleyiciyle buluştu. Filmin yapımcıları, juri başkanı Martel’in özür dilememesi halinde filmi yarışmadan çekeceklerini açıkladı

‘Özür dilenmezse  yarışmadan çekeriz’

Venedik Film Festivali’nde yarışmaya seçildiği günden beri tartışmaların odağında olan Roman Polanski filmi “J’accuse” dün izleyiciyle buluştu. Tartışma, filmin içeriğinden önce festivalin Polanski kararından kaynaklanıyordu.

Haberin Devamı

‘Özür dilenmezse  yarışmadan çekeriz’

‘Yanlış anlaşıldı’

Polanski’nin 1970’lerden beri süregelen cinsel taciz davası nedeniyle başlayan tartışmalar, jüri başkanı Arjantinli yönetmen Lucrecia Martel’in filmlerle yönetmenleri ayırmanın doğru olmadığını vurgulayan ve cinsel istismar kurbanlarına saygısı nedeniyle filmin dün geceki galasına ve gala yemeğine katılmayacağını belirtmesiyle yeniden gündeme geldi. Filmin yapımcılarından biri Martel’in özür dilememesi halinde filmi yarışmadan çekeceklerini açıkladı. Martel, bunun üzerine yayımladığı basın açıklamasında, sözlerinin filmi izleyip değerlendirmeyeceği şeklinde yanlış anlaşıldığını ifade etti, ancak kurbanlara saygısından galaya katılmama kararını vurguladı. Martel, filmin yarışmada olmaya hakkı olduğunu da belirtip bu durumun açtığı tartışmaları değerli bulduğunu ekledi.

Haberin Devamı

Klasik anlatımlı dönem filmi

Tartışmaların ardından J’accuse dün izleyiciyle buluştu. Başrollerini Louis Garrel, Jean Dujardin, Emmanuelle Seigner’in paylaştığı film, 1800’lerin sonlarında geçen gerçek bir olaya dayanıyor. Orduda casuslukla suçlanıp mahkûm edilen Alfred Dreyfus masum olduğunu iddia eder. Antisemitizmin de etkisiyle davası apar topar görülen Dreyfus, cezasını çekerken ordunun istihbarat birinin başına Kolonel Georges Picquart atanır. Picquart, davadaki haksızlığı fark edince üstlerine gider ancak sesini duyuramaz. Olaylar, yazar Emile Zola’nın filme adını veren aynı başlıklı mektubu yayımlamasına kadar varacaktır. Polanski, dönemin antisemitizmine vurgu yapan ve ayrımcılığın karşısına adalet, dürüstlük ve demokrasiyi savunan filminde en düz ve klasik anlatımlarından birini ortaya koyuyor. Mahkemelere uzanan bir adamın hak arayışı izleğindeki filmde, Polanski büyük bir ciddiyetle davanın detaylarını olabildiğince açık bir şekilde açıklamaya gayret ediyor. Bu klasik anlatımlı dönem filminin yönetmenin sinemasının yaratıcı yönlerinden nasibini aldığı söylenemez. Dolayısıyla seçilmesinin yarattığı haklı tartışmalar bir yana bırakıldığında sinema dili ve yönetmenlik anlamında herhangi bir tartışma yaratmayacak kadar klasik anlatımda bir film karşımızdaki.

Haberin Devamı

‘Özür dilenmezse  yarışmadan çekeriz’