Gündem Rahmet ve bereket ayına veda ederken

Rahmet ve bereket ayına veda ederken

14.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

11 Ayın Sultanı ramazanı bugün uğurluyoruz. Yarın Ramazan Bayramı’nı kutlayacağız. Ramazanın ne kadar feyizli, bereketli ve huzurlu bir ay olduğunu yaşayıp gördük. Bu ayda insanların birbirlerine daha çok saygı duyduklarını, birbirlerinin kalplerini kırmamak için daha fazla çaba sarf ettiklerini fark ettik.

Rahmet ve bereket ayına veda ederken

Rahmet ve bereket ayına veda ederken
Evlerimize bereket, günahlarla kirlenmiş gönüllere mağfiret getiren ramazan ayına bugün veda ediyoruz. Bu ay vesilesiyle, hayatın hızlı akışı ve koşuşturması içinde yalnızlaşan, kendine ve başkasına yabancılaşan bizler, bir nebze olsun nefes aldık, kendimizi gözden geçirme ve ruhumuzu dinleme, yanı başımızdaki insanları fark etme imkanı bulduk. Ramazan ayının ne kadar feyizli, bereketli ve huzurlu bir ay olduğunu hepimiz yaşayıp gördük. Bu ayda insanların birbirlerine daha çok saygı duyduklarını, birbirlerinin kalplerini kırmamak için çaba sarf ettiklerini, haram olan şeylere el uzatmaktan çekindiklerini, yalan vb. fiillerden kaçındıklarını farkettik.

Haberin Devamı

En önemlisi de yaratıcının emirlerini yerine getirmenin huzuru içerisinde, dolu dolu bir zaman dilimi geçirmenin hazzını yaşadık. Böylelikle, Allah’a karşı kulluk görevlerimizi yerine getirmenin ve nefsanî arzularımıza gem vurarak manevî bir zafer kazanmanın sevincini yaşadık.

İbadette devamlılık

Artık onu geride bırakıyoruz. Yarın Ramazan Bayramı’nı kutlayacağız. Ancak, ramazan ayının sona ermesi, ramazanda yapıp ettiğimiz o güzelliklerin, iyiliklerin vb. hayırlı amellerin sonlanacağı anlamına gelmez, gelmemelidir. Zira kişi, müslüman olarak kaldığı sürece, Müslüman olmanın gereklerini hiç yüksünmeden yerine getirmekle mükelleftir. Nafile de olsa ibadette esas olan devamlılıktır. Sevgili Peygamberimiz, Allah’ın en çok sevdiği ibadetin, az da olsa devamlı yapılan ibadet olduğunu bildirmiştir.

Haberin Devamı

Bu bakımdan, bu ayda yerine getirmeye özen gösterdiğimiz ibadetlerimizi ve kazandığımız güzellikleri, ramazandan sonra da hayatımızın her anını kuşatacak şekilde devam ettirmeliyiz. Böyle yapmakla hem kendimizde hem evlerimizde hem de toplumumuzda rahatlık ve ferahlığın oluşmasına katkı sağlayacağımızı da unutmayalım.

Hicr Suresi 99. ayetinde Rabbimiz “Ölünceye dek Rabbine ibadet et” buyurmaktadır. Buradan anlıyoruz ki; ibadetler ve diğer dini ödevler, sadece belli bir zaman diliminde yapılmakla tamamlanmış olmaz. İnsan, ölünceye kadar bu yükümlülükleri yerine getirmek mecburiyetindedir. Öyleyse bizler de, son nefesimize kadar, sayısız nimetlerle bizlere ihsanda bulunan Allah Teâlâ’ya karşı kulluk görevlerimizi yerine getirelim. Yüce Kitabımızı okuyarak ve dinleyerek elde ettiğimiz kazanımları, ahlaki güzelliğimizi Ramazandan sonra da devam ettirelim. İbadet, sadaka, güzel davranışlar ve tövbe ile arındırdığımız gönüllerimizi tekrar günahlarla kirletmeyelim. Unutmayalım ki, ramazan ayında yaptığımız ibadetleri ve edindiğimiz güzellikleri devam ettirmemiz, onların makbul olduğunun bir göstergesi olacaktır. Kulluk, süreklilik ister.

Dünyevi işlerde görülen tatil, izin, ara verme, istirahat gibi kavramlar yoktur. Ancak kullukta, insanın fıtrî özelliklerine, sağlık durumuna ve hayat şartlarına göre özel kurallar ve ruhsatlar vardır. İnsan, erginlik çağından, ruhunu teslim edinceye kadar Allah’a kulluk yapmakla mükelleftir.

Haberin Devamı

Ramazan insanı temizler

Kulluk görevi süreklilik arz ettiğine göre, ibadetlerde de devamlılık söz konusudur. Gerek Kuran’da ve gerekse hadislerde insanın bütün ömür dakikalarından hesaba çekileceği, verilen hayat nimetini ne şekilde harcadığının sorulacağı ifade edilmektedir. Kuran’da, ibadetlerin başı olan namaz konusunda “Namazlara devam edin... (el-Bakara, 2/238) buyrulmaktadır. Yine Kuran’da müminlerin özellikleri şöyle anlatılır: “ Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir. Onlar, namazlarında huşu içindedirler. Yine onlar, namazlarına devam ederler” (el-Mü’minûn, 23/1, 2, 9). Görüldüğü gibi ibadetlere devamlılık teşvik edilmiştir. Az da olsa devamlı surette yapılan ibadetlerin ara sıra yapılan ibadetten hayırlı olduğu anlaşılmaktadır. Zira devamlı bir şekilde yerine getirilen ibadet, az bile olsa Allah’a itaati, bağlılığı ve O’nu hatırlamayı ifade eder.

Haberin Devamı

Yağmur nasıl yeryüzünü temizler ve Allah’ın izniyle toprağa bereket verirse, ramazan da insanı kötülüklerden ve günahlardan öylece yıkar ve temizler. Yapılan ibadetlerle Allah’ın sevgisini kazanan müslümanlar, bu güzel durumlarını devam ettirmelidir. Ramazan-ı şerîfte yerine getirilen ibadetler ve ile erişilen müstesna kulluk derecemizin durumu, ekilen bir tohum gibidir. Bu tohumun verimli veya verimsiz olması, yılın her gününde de aynı anlayışla ibadetlerin yapılıp yapılmaması ile doğrudan ilgilidir.

En büyük kayıp, en büyük zarar, ramazanda kazanılan özellikleri ve manevi güzellikleri ramazandan sonra kaybetmektir. Oysa ramazan ayının kazandırdıklarını yeni bir hayatın şekillenmesinde başlangıç noktası yapmak gerekir.

Rahmet ve bereket ayına veda ederken

Ataşehir Mimar Sinan Camii

Mimar Sinan Camii’nin yapımına İstanbul Ataşehir’de 2010 yılının temmuz ayında başlanmış, 2012 temmuz ayında ibadete açılmıştır. Mimar Sinan’ın anısına yaptırılmıştır. Osmanlı ve Türk mimari üslubuna göre tasarlanmıştır. Caminin minareleri dev gökdelenlerin arasında yükselmektedir. Mimar Sinan Camii’nin proje mimarını, Hilmi Şenalp hazırlamıştır.

Haberin Devamı

10 bin kişinin bir arada ibadet yapılabileceği mabettir. Mimar Sinan Camii, Osmanlı mimarisi takip edilerek inşa edilmiştir. Camide, ibadethane ve avlu alanlarının altında konferans salonu bulunmaktadır. Bununla birlikte eğitim odaları, sergi salonları, satış birimleri VIP salonu, cami katına çıkan 4 adet 15 kişilik asansörler ve 270 araç kapasiteli iki katlı otopark bulunmaktadır.

Mimar Sinan Camii, son derece lüks ve günümüz teknolojisine sahip bir camidir. Mimar Sinan Camii’nin ana kubbe yüksekliği 42 metre, çapı 27 metre olarak inşa edilmiştir. Camide 72 metre yüksekliğinde 3 şerefeli 4 minare bulunmaktadır. Caminin dış alan avlusu yaklaşık 6 bin 500 metrekaredir.
Camide bulunan avizelerde bulunan süsler dikkat çekiyor. Ana avizede, ”Ol der ve olur” anlamına gelen ”Kün fe yekün” ayeti, diğer altı avizede ise Allah’ın isimi yazılıdır. Bunlar ”Hu Rahman”, ”Sübhan”, “Bürhan”, ”Deyyan”, ”Mennan” ve ”Hannan”dır.
Mimar Sinan Camii’nin yanında, Mimar Sinan Parkı bulunmaktadır.

Rahmet ve bereket ayına veda ederken

Zikri hayata yaymak

Zikrin manevi haz ve lezzetinden layıkıyla hisse alan bir mümin, onu hayatının her anına yaymanın heyecanı içinde yaşar. Nitekim mümin; Yapacağı her işe “bismillahirrahmanirrahim” (rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla) diyerek başlar. Bütün işlerinin sonunda “elhamdü lillah” (Hamd Allah’a mahsustur) der.

Ağzından bilmeyerek kötü bir söz çıktığında “estağfirullah” (Allah’dan af dilerim) der.

Geleceğe dönük yapmak istediği bir şeyi ifade ederken “inşallah” (Allah dilerse) der.

Birileri tarafından kendisine hile ve tuzak kurulduğu veya kötü bir durumla karşılaştığı zaman “la havle ve la kuvvete illa billah” (Güç ve kuvvet, sadece Allah’ın yardımıyla elde edilir) der.

Kendi nefsine ve malına az veya çok bir musibet eriştiğinde “innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn” (Şüphesiz biz Allah’a aitiz ve O’na döneceğiz) der. Gece veya gündüz her fırsatta “lâ ilâhe illallâh” (Allah’tan başka ilah yoktur) zikrine devam eder.

Mevlana’dan

“Teni fazla besleyip geliştirmeye bakma, çünkü o sonunda toprağa verilecek bir kurbandır. Sen gönlünü beslemeye bak! Yücelere gidecek ve şereflenecek olan, odur. Bedenine yağlı-ballı şeyleri az ver. Çünkü tenini besleyen, nefsani arzulara düşüyor ve sonunda rezil olup gidiyor. Ruha manevi gıdalar ver. Olgun düşünüş, ince anlayış ve rûhî gıdalar doysun da, gideceği yere güçlü-kuvvetli gitsin!”