13.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Arif Balkan / Burak Dursun - İstanbul
Adı kömürle özdeşleşmiş Manisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden kazasının üzerinden 2 yıl geçti. Türkiye’nin yaşadığı en büyük iş kazası olarak tarihe geçen facianın geride kalanlara bıraktığı travma ise ilk günkü tazeliğini koruyor. İlçede hemen her evde aile fertleri arasında maden şehidi bulunuyor. Gerek ilçe sakinleri için gerekse de çevre ilçe ve köyler için bölgenin tek geçim kaynağı ise maden. Tarlalarını ürünler para etmediği için kaderine terk eden Somalılar, hayvanlıktan ise çoktan ümidi kesti.
O gün, ocaktan sağ kurtulan 486 işçinin büyük kısmı ilk günlerde tekrar ocağa inmek istemedi. Ancak, işçilerin çok büyük kısmı “Bir daha asla” dese de yine madenin yolunu tutmak zorunda kaldı. O isimlerden biri de, ocaktan mucizevi şekilde kurtulan Fatih Öcay. Ocakta 3,5 saat boyunca yardım bekleyen madencilerden Fatih Öcay, oksijen dolu boruları dele dele zehirli gazın arasından yaşama uzanmış, yüzlerce madenciye mezar olan ocaktan kurtulan madencilerden biri olmuştu.
Her mesaide aynı sahne
Evli ve 2 çocuk babası olan Öcay, o anları “Resmen ölümü bekliyordum. Birden aklıma istim boruları geldi. İstim borularında temiz hava vardır. Bende madende borucu olarak çalışıyorum. Bu boruları dele dele ilerleyebileceğimi düşündüm. Borucu olduğum için gerekli ekipmanlarım da yanımdaydı. İlk boruyu delip temiz havayı soluyarak tahliye edilen monoksitli dumanı takip ederek ilerlemeye başladım” sözleriyle anlatıyordu. Facianın ardından bir daha madene inmeyeceğini söyleyen Öcay, yalnızca 3 ay madencilik yapmamış. Kazadan 3 ay sonra tekrar ocağa inmek zorunda kaldığını söylüyor. “Her gün mesai başladığında gözümün önünden o gün geçiyor. İlk günler oldukça zor olmuştu. Ancak soğukkanlılıkla artık bu duruma alıştım” diyen Öcay, kazanın ardından geçen 2 yılı şöyle anlatıyor:
‘Madene mecburuz’
“Doğma büyüme Somalıyım. Burası maden diyarı. Başka bir iş bulmak sanıldığı kadar kolay değil. 2 yıl geçti ama sanki üzerinden 2 dakika bile geçmemiş kadar taze yaşadıklarımız. Kurtulduktan sonra madene bir daha inmeyi düşünmüyordum. Madeni bırakmayı düşünürken meğer mecburmuşuz. Kazadan sonra mesleği bırakan arkadaşlarımın sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Arkadaşlarımıza mezar olan ocak kapalı. Ben de burada başka bir ocakta çalışıyorum. Değişen tek şey maaşımız ve çalışma koşullarımız oldu.”
‘Kardeşim için yerin altına iniyorum’