07.10.2025 - 18:58 | Son Güncellenme:
AA
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan 15 Türk vatandaşı aktivisti getiren Türk Hava Yolları (THY) uçağı İstanbul Havalimanı'na indi. Ürdün'ün başkenti Amman'daki Kraliçe Aliye Uluslararası Havalimanı'na 16.35'te hareket eden THY uçağı, saat 18.50'de havalimanına ulaştı. Aktivistler, İstanbul Havalimanı VIP Salonu'nda aileleri, bazı yetkililer ve çok sayıda vatandaş tarafından karşılandı.
İsrail'in saldırdığı Küresel Sumud Filosu'nda yasa dışı şekilde alıkoyduğu 131 aktivist bu sabah işgal altındaki Batı Şeria'dan Ürdün'e geçiş yapmıştı. Ürdün'e geçiş yapan aktivistler arasında 15 Türk vatandaşı da bulunuyordu.
İSRAİL'İN ALIKOYDUĞU AKTİVİST SÜMEYYE SENA POLAT ANNESİNE KAVUŞTU
Apronda TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ve THY yetkilileri tarafından çiçeklerle karşılanan aktivistler, otobüsle havalimanı önüne götürüldü.

Aktivistlerden Sümeyye Sena Polat, otobüsten iner inmez karşısında gördüğü annesi eski AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ile kucaklaştı.
Annesiyle kavuşmasının ardından gazetecilere açıklamada bulunan Polat, Türk ailelerine çocuklarını Filistin türküleriyle, Filistin tarihini öğreterek büyüttükleri için teşekkür etti.
Polat, "Ailelerimizin desteği olmasaydı biz hiçbir şekilde gidemezdik. En önemlisi bütün gözler Gazze'de, ateşkes olana kadar durmak yok. Gazze'deki ablukayı kırana kadar, Gazze özgür olana kadar durmak yok. Gazze'yi yüz kere de yıksalar, yüz birinci kez inşa edeceğiz. Karadan, sudan, havadan nereden olursa olsun, Gazze'yi savunmaya temsil etmeye devam edeceğiz. O filolarda milyonlarca insan olmak istiyordu ama orada olmanın önemi yok, hepimiz Gazze'yi düşünüyoruz." diye konuştu.

Mücadelenin bugün başlamadığını belirten Polat, bütün gözlerin Gazze'de olması gerektiğini kaydetti.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in ziyaretinde "Özgür Filistin" sloganı atıldığında hemen kenara çekildiğini anlatan Polat, "Onlar Gazzelilerden korkuyor. 4-5 yaşındaki Gazzeli çocuklardan bile korkuyorlar ve onlar bu korkuyla ömür boyu yaşamak zorunda. O toprakların onlara ait olmadığını biliyorlar. Hep bu huzursuzlukla yaşamlarını geçirecekler. İnşallah günün sonunda silahlara karşı sapan taşları, Gazze kazanacak. Filistin kazanacak. Gazze dünyayı özgürleştirecek." ifadelerini kullandı.
Polat, Gazze'nin "sabır ve direnç" olduğunu belirterek, hücrede kıblenin kolay bulunması için Gazzeliler tarafından kafes içinde kuş simgesiyle belli edildiğini anlattı.
"BEDEL ÖDEMEDEN HİÇBİR ZAFER KAZANILAMIYOR"
Anne İffet Polat ise kızıyla kavuşmanın heyecanını yaşadığını belirterek, Gazze'deki zulmün bir an evvel durması için yıllardır mücadele eden Türkiye'deki milyonlardan biri olduğunu kaydetti.
Sumud Filosu'nun Gazze'deki ablukayı yıkmak için bütün dünyanın vicdanı olarak yola çıktığını belirten Polat, "Onlar gerçekten birer kahraman, insanlık tarihine geçtiler, vicdanlarının sesini dinlediler. Dinleri, dilleri, etnik yapıları farklı olabilir ama tek bir hedef vardı Gazze'ydi, Gazze'ye ulaşıp o ablukayı kırmaktı." diye konuştu.
Polat, İsrail'in alıkoyduğu aktivistleri kötü koşullarda tuttuğunu anımsatarak, "Hiç kimse vazgeçmiyor, tekrar filolar hazırlanıyor, şu anda yolda olanlar var. Bu iş büyüyerek devam edecek." dedi.
Kızını, tekrar bir filoya katılmak istese tutamayacağını belirten Polat, "Haklı bir davada günün sonunda fedakarlık yapmadan, bedel ödemeden hiçbir zafer kazanılamıyor. Gazze'de hayale sığmayacak işkenceler ve kayıplar var. Öyle bir dava için yola çıktığı için kızımla da açıkçası iftihar ediyorum. Benim kızım olduğu için değil, böyle bir insan olduğu için, böyle bir insanla yaşadığım için, bir araya geldiğim için... İmrendiğim bir insan, keşke ben de orada olsaydım, o gemide gitseydim." şeklinde konuştu.
Polat, kızı ve filodakiler için endişe ettiğini kaydederek, şunları söyledi:
"Şair, 'Anne olmak, bir demir dağı boynunda taşımak gibidir.' diyor. Şimdi o dağı hem taşıdık, hem merak ettik hem hedefine vasıl olsun dedik. Hem de ekibiyle beraber sağlıklı dönsünler istedik. Allah'a şükürler olsun hepsi gerçekleşti. Ablukayı belki fiziksel olarak kıramadık ama dünyada İsrail'in milletler ve devletler üzerinde kurduğu ablukayı kırdık. Bu yapı Allah'ın izniyle büyüyecek. Milletler çığ gibi bu gerçeğin de artık farkına vardılar. Kendi yöneticilerini, devletlerini bu konuda baskılayacaklarına inanıyorum. Bir çığır açıldı, surda bir gedik açıldı, inşallah arkası gelecek."
TÜRKİYE'YE DÖNEN SUMUD FİLOSU AKTİVİSTLERİ GAZETECİLERE KONUŞTU
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye'ye dönüşleri sağlanan Küresel Sumud Filosunda yer alan aktivistlerden Muhammed Fatih Sinan, "Herkesin ortak paydası Gazze'ydi. O kadar güzel bir birliktelik vardı ki bize İsrail zindanlarını, zindan yerine bir eğlence merkezine dönüştürdü. Allah'a hamd ediyorum, bu kardeşlik bizi Gazze'nin kurtuluşuna taşıyacaktır." dedi.
Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan 15 Türk aktivist, THY uçağıyla geldikleri İstanbul Havalimanı'ndaki karşılamanın ardından basın mensuplarına açıklama yaptı.
Delegasyon adına basın açıklamasını okuyan Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu Koordinatör Yardımcısı Muhammed Raşit Sancar, Gazzeli kardeşlerini geride bırakmanın hüznünü, arkadaşlarını karşılamanın sevinç ve mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Sancar, sürecin en başından itibaren mücadelenin merkezinde olmaktan gurur duyduklarını belirterek, "Bugün son gelen aktivist arkadaşımızın da işlemleri tamamlanarak, ailesine teslim edilecek. Bu umut, Gazze'deki ablukanın tamamen ortadan kalkması ve soykırımın durmasına kadar sürecek bir yolun başlangıcıdır. Bundan sonra da tüm mazlum coğrafyalarda zulme uğrayan herkes için insanlık olarak bir araya gelip ortak stratejiler, veriler ve yapılar geliştirmeyi, bu dayanışmayı tüm dünyaya bir insanlık mirası olarak sunmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Gazze halkının direniş ve fedakarlığı vesilesiyle yepyeni coğrafyalara, ufuklara ve vizyonlara açıldıklarını kaydeden Sancar, "Sumud'u dünya tarihine bir umut ve direniş simgesi olarak armağan ederken yeni süreçler ve yeni fikirlerle yolculuğumuza kararlılıkla devam edeceğimizi ifade ediyoruz." dedi.
Sancar, Özgürlük Filosu'nun da Gazze yolunda olduğunu hatırlatarak, artık onlara odaklandıklarını belirtti.
"O insanların artık zulümden kurtulması lazım"
Aktivist Turgay Turan da hapishanedeyken Gazze'nin 18 kez bombalandığını duyduğunu anlattı.
Turan, "Kafamıza silah dayayıp da bir adımımızla korkup geri kaçan kavime karşı Gazze'deki insanlar öldürülüyor. Bu akıl ötesi bir şey." dedi.
Aktivistlerin yolda gelirken hazırladığı "Gazze'ye selam" metnini de aktivistlerden Sümeyye Sena Polat okuyarak, metinde yer alan isimleri tekrar etti.
Aktivist Muhammed Fatih Sinan, "Herkesin ortak paydası Gazze'ydi. O kadar güzel bir birliktelik vardı ki bize İsrail zindanlarını, zindan yerine bir eğlence merkezine dönüştürdü. Allah'a hamd ediyorum, bu kardeşlik bizi Gazze'nin kurtuluşuna taşıyacaktır." diye konuştu.
Yaşadıkları bir olayı aktaran Sinan, "İsrail askerleri bize bir zulüm ederken Türkçe konuşan, bu pasaporttan bende de var diyen, çifte vatandaş İsrail üniformalı kişiler bizi yerde tekmelediler. Lütfen bu aşağılıkları tespit edin ve bunları Türk vatandaşlığından defedin, bu ülkede onları istemiyoruz." dedi.
Sinan, mücadeleye devam ettiklerini, bütün ülkelerin barış gücü kurması gerektiğini kaydederek, "Biz o hapishanede gerimizde binlerce mazlum Filistinliyi bırakarak dönmenin burukluğunu yaşıyoruz. O insanların artık zulümden kurtulması lazım çünkü İsrail kimseyi tanımıyor." ifadelerini kullandı.
"Filistinlilerle aynı ortamı paylaşmaktan dolayı onur duyuyoruz"
Açıklamanın ardından AA muhabirine değerlendirmede bulunan Sinan, denizin ortasında İsrail donanmasıyla köşe kapmaca oynadıklarını ve 9 saat boyunca İsrail askerlerinin kendilerini yakalayamadığını belirtti.
Gazze'deki ablukayı kırıp, insani koridoru oluşturacaklarını aktaran Sinan, İsrail askerlerinin kendilerine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını anlattı.
Saatlerce güneşin altında ters kelepçe secde pozisyonunda bekletildiklerini anlatan Sinan, şunları söyledi:
"Bize içme suyu vermediler. Tuvaletten su içtik, bir gün yemek vermediler. Avlu izni vermediler, hücre hapsi yattık ama o kadar eğlenceli, mutlu ve gururlu bir hapishaneydi ki, bunu nasıl anlatırım bilmiyorum. Orası panayır gibiydi çünkü bütün Avrupalılar, Asyalılar, Türkler, herkes müthiş bir özveriyle orada bir kardeşlik, birliktelik sağladı. Bize orası zindandan ziyade tabiri caizse Medrese-i Yusufiye'ye dönüştü. Filistinlilerle aynı ortamı paylaşmaktan dolayı onur duyuyoruz."
Ağabeyini karşılamak için Ankara'dan İstanbul'a gelen Muttaki Sinan da tüm aktivistlerin görevini başarıyla yerine getirdiğini belirtti.
Aktivist Abdullah Gündem de ağır bir hüznü yaşadıklarını belirterek, "Gazze'ye ulaşamadık ama bütün gücümüzü harcadık, çaba gösterdik. Aynı zamanda memleketimize kavuştuğumuz için farklı bir sevinç yaşıyoruz. Esas kahraman, Gazzeliler ve Filistinliler... Onların sabrı sebatı olmasaydı, bizler ve dünya harekete geçemezdi. Onlar bizleri de dünyayı da harekete geçirdiler, onlar öğretmenimiz, biz talebeyiz." diye konuştu.
Aktivist Emine Güneş de Filistin'in özgürlüğü için mücadele eden insanların bir erdemliler birliği oluşturduğunu ve İsrail'in yalnızlaştırılması için çok net adımların atılması gerektiğini vurguladı.
"Eziyet etmekten zevk aldıklarını gözlerimle gördüm"
Filoya Tunus'tan dahil olduğunu belirten aktivist Mecit Bağcivan, sürecin çok uzun olduğunu aktararak, "Bu kadar yakınlaşmamıza rağmen içimizde Gazze'ye ulaşamamanın burukluğu var." dedi.
Vicdan Gemisiyle bu hikayeyi başlattıklarını belirten Bağcivan, "Dünyaya ablukanın denizden kırılma fikrini aşılamış olduk. Biz 1, 2, 3 tekne derken 50 tekneyle yola çıktık hamd olsun. İnşallah önümüzdeki süreçte de 50'yi 100'e, 100'ü 150'ye katlayacağız. İnancım o ki 2027-2028'i bulmadan biz Gazze'ye inşa çalışmaları için gideceğiz." ifadelerini kullandı.
Bağcivan'ın babası Ahmet Bağcivan da oğluyla gurur duyduğunu dile getirerek, "Bu koca yürekli insanlar ablukayı kırdıklarını tüm dünyaya gösterdi. Gazze'de katliam devam ediyor, hüznümüz devam ediyor." diye konuştu.
Aktivist Sümeyye Sena Polat ise sürecin zorlu ama çok da mutlu geçtiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Gazze'ye nasıl gidersen git en güzel yolculuk oluyor. Biz Gazze'ye çok yakındık ve beni en mutlu eden şey oydu. Her uyuduğumda biliyordum ki 50 kilometre ötemde Gazze var. Bunun duygusu benim için apayrı bir şey. Hücrem Filistinli tutsaklara ait bir hücreydi ve bırakmak benim için çok zor oldu. Her yerinde Gazze'den, Gazzeli tutsaklardan bir anı vardı. Önemli olan Filistinli tutsaklar ve Gazzeliler. Bize davrandıkları buysa Gazze'ye davrandıkları nasıldır düşünün. Gazzelilere nasıl davranıyorlarsa kimse duymuyor. Eziyet etmekten zevk aldıklarını gözlerimle gördüm. Bize yemek vermediler, zorla 7 Ekim belgeseli izletmeye çalışıp, küfürler ettiler. Gecenin yarısı uyandırmak için gelip, bizleri sayıyorlardı. Bunlar herkese her şeyi yapabilir, bizi uyandıran da Gazze. Yarın öbür gün bizim ülkemize bunları yaptıklarında dünyanın sesi çıkmayacak, Gazze resmen bu emperyalist ve siyonistlere karşı bizi uyandırdı."

'SUMUD FİLOSU’YLA İSRAİL’İN ZORBALIĞINA BÜYÜK BİR DARBE VURULDU'
İSRAİL güçleri tarafından uluslararası sularda el konulan Küresel Sumud Filosu’nda yer alan aktivist Zeynel Abidin Özkan, Türkiye’ye döndü. Ankara Esenboğa Havalimanında vatandaşlar tarafından karşılanan aktivist Özkan, “Bu ablukaya, Siyonist İsrail’in her türlü zorbalığına rağmen, Sumud Filosu’yla birlikte büyük bir darbe vuruldu” dedi.
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukasına karşı Filistinlilere yardım götürmek ve kamuoyu yaratmak üzere yola çıkan Küresel Sumud Filosu teknelerinde alıkonulan aktivistlerden Zeynel Abidin Özkan, yurda döndü. Özkan, Ankara Esenboğa Havalimanında vatandaşlar tarafından karşılandı. Karşılamanın ardından açıklamalarda bulunan Özkan, Global Sumud Filosu’yla bugüne kadar, Gazze ablukası sonrasında şanlı bir vicdan buluşmasının içinde olunduğunu söyledi.
Filonun tüm engellemelere rağmen rotasından çıkmadığını belirten aktivist Özkan, “Türkiye’nin hemen hemen tüm kesimlerinin temsil edildiği, tamamen sivil bir inisiyatifle; siyasetçilerin, yazarların, aktivistlerin, sinema sanatçılarının, hukukçuların ve farklı din ile dillerden insanların yer aldığı bu yolculuk yaklaşık kırk gündür devam ediyor. Normalde bir araya gelmesi güç olan bu insanlar, Gazze çatısı altında birleşmiş durumda. Tüm engellemelere rağmen filo, ilk gemiye yapılan müdahaleden saatler sonrasına kadar rotasını Gazze’den çevirmedi ve hamdolsun 30 mil altına kadar yanaşmayı başardı. Aramızda Gazze’ye 10 milden daha az mesafeye kadar yaklaşan gemilerimiz de var.” dedi. Zeynel Abidin Özkan, “Bu ablukaya, Siyonist İsrail’in her türlü zorbalığına rağmen, Sumud Filosu’yla birlikte büyük bir darbe vuruldu” ifadelerini kullandı.
KÜRESEL SUMUD FİLOSU AKTİVİSTLERİNİN ADLİ TIP KURUMUNDAKİ İŞLEMLERİ TAMAMLANDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Bahçelievler'deki Adli Tıp Kurumu Başkanlığına otobüsle getirilen aktivistler, burada sağlık kontrolünden geçirildikten sonra bilgi sahibi olarak ifade verdi. Aktivistler, işlemlerinin tamamlanmasının ardından Adli Tıp Kurumu Başkanlığından ayrıldı. Evleri İstanbul'da olan aktivistlerin ailelerinin yanına döndüğü, burada kalacak yeri olmayanların da otellerde konaklayacağı öğrenildi.
Adli Tıp Kurumu çıkışında gazetecilere açıklamada bulunan aktivistlerden Ömer Faruk Narlı, yolculuğuna 13 Eylül'de Tunus'tan başladığını ve alıkonulduklarında Gazze'ye yaklaşık 30 mil mesafede olduklarını belirtti.
Narlı, zorlu bir süreç geçirdiklerini vurgulayarak, "Tüm bu süre zarfında 11 kilo verdim. Ben Sumud Filosu'nun başarıya ulaştığını düşünüyorum. Buradaki amacımız ablukayı delmek ve dünya hükümetlerine sinyal göndermekti. Çünkü sivil inisiyatifin limitleri ve sınırları vardır, her şeyi yapabilmesi mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını aktaran Narlı, "Burada bizim ismimizin çok önemi yok. Şunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor, Gazze'de katliam, soykırım devam ediyor. Bu saatten sonra soykırım romantizmi yapmanın gereği yok, fiziksel adımlar atılması gerekiyor. Mutlaka ve mutlaka tüm devletlerin katılımıyla bir barış gücü oluşturulmalı. İsrail'in anladığı dil silah, başka bir şeyden anlamıyor." diye konuştu.
Narlı, bu sürecin bir başlangıç olduğunu ve diğer gemilerin başarıya ulaşmasını temenni etti.
Savcılara da kendilerine uygulanan şiddet hakkında bilgi verdiklerini belirten Narlı, avukatların gerekli değerlendirmeyi yapıp haklarını uluslararası mahkemelerde savunacaklarını kaydetti.
KÜRESEL SUMUD FİLOSU
İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yol alan Küresel Sumud Filosu, 1 Ekim akşamı Gazze sularına yaklaşmıştı.
Filoya saldıran İsrail ordusu, Küresel Sumud Filosu'na ait 42 gemiye yasa dışı şekilde el koymuş ve gemilerde bulunan yüzlerce uluslararası aktivisti de alıkoyarak ülkenin güneyindeki Ketziot Hapishanesi'ne nakletmişti.
Küresel Sumud Filosu, bugüne kadar Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için toplu şekilde yola çıkan en büyük filo olma özelliğini taşıyor.