Gündem Tek yaptığım, kadın haklarını savunmak

Tek yaptığım, kadın haklarını savunmak

20.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

İranlı kadınlar yıllardır kendilerine dayatılan politikalar ve giyim konusunda katı kurallar nedeniyle mücadele ediyor. Hak arayışları için mücadele eden kadınların birçoğu hapis cezasına çarptırılırken, birçoğu da sürgün hayatı yaşamak zorunda kalıyor.

Tek yaptığım, kadın haklarını savunmak

“İranlı kadınların tek isteği özgür bir yaşam” diyen İranlı aktivist ve iç mimar Nasibe Şemsai (36) de o kadınlardan biri... Şemsai, İran’da kadınlara yönelik politikaları ve zorunlu başörtüsünü protesto ettiği gerekçesiyle 2019’da yargılandı ve 3 ay 15 gün hapis cezası aldı. Hapis cezasının ardından tahliye olan Şemsai, tekrarlayan yargı süreci sonrası 12 yıl hapis cezasına çarptırılınca, geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye’ye kaçıp İstanbul’a yerleşti. Şemsai, yurtdışında yaşayan ağabeyin yanına gitmek isterken 5 Kasım’da gözaltına alındı ve Edirne’deki bir geri gönderme merkezinde 40 gün gözaltında tutuldu. 15 Aralık’ta serbest bırakılan genç aktivist, Türkiye’ye kaçış hikâyesini ve İranlı kadınların verdiği hak mücadelesini Milliyet’e anlattı...

Haberin Devamı

Eylemi dağa taşıdı

“2017 yılında İranlı insan hakları savunucusu avukat Nesrin Sutude, başörtüsünü çıkaran bir aktivisti savunduğu için tutuklandı. Biz de Nesrin Sutude’ye destek amacıyla Tahran metrosunun kadın yolcularına beyaz çiçekler dağıttık. Başörtümüzü çıkarıp Sutude’nın hikâyesini kadınlara anlattık. Ben bununla da kalmayıp Tahran’ın en büyük meydanında başımı açıp zorunlu başörtüye tepki ve Sutude’nın haksız yere tutuklandığı için eylem yaptım. Eylemlerimi dağlara da taşıdım. İran’ın en yüksek dağı Damavand’a tırmanıp başörtümü açtım. Bu yaptığım eylemleri de sosyal medyada paylaştım. Ancak şimdiye kadar yaptığım eylemlerin hepsi şiddetsiz, sivil, sakin ve kesinlikle yasa dışına çıkmadan yapılan eylemlerdi. Ancak yaptıklarım nedeniyle bir gün evim basılarak gözaltına alındım. 15 gün boyunca bir hücrede tutuldum ve psikolojik şiddete maruz kaldım. 15 gün hücrede tutulduktan sonra da üç ay da normal tutuklu kaldım ve sonrasında serbest bırakıldım. Ancak kısa bir süre sonra hakkımda 12 yıl kesinleşmiş hapis cezasının onandığını öğrendim.”

Haberin Devamı

‘Üç gün yürüdüm’

“Sözde rejim karşıtı faaliyetlerde bulunmuşum, İslama, devrim liderine hakaret etmişim, kadınları fuhuşa özendirmişim, bunlar gibi çok sayıda suçlamayla karşılaştım. İşlemediğim suçlarla karşı karşıyaydım ve boş yere 12 yıl hapis yatacaktım. Oysa tek yaptığım kadın haklarını savunmaktı. Tutuklandığımda pasaportum ve diğer tüm kişisel eşyalarıma da el konulmuştu. Ben de kaçakçılar aracılığıyla, Türkiye’ye gelmek zorunda kaldım. Üç gün boyunca hiç durmadan dağlarda yürüdüm. Türkiye’ye ulaştığımda ayaklarım yara içindeydi.”

‘İran’a dönmek istemiyorum’

Türkiye’ye geldikten sonra da işlerin yolunda gitmediğini belirten Şemsai şöyle devam etti: “İstanbul’da bulduğum kaçakçı aracılığıyla Avrupa’ya gidecektim ancak gözaltına alındım. Gözaltındayken uluslararası korumaya başvurdum ve 40 günün sonunda serbest kaldım. Başvurum Ankara Göç İdaresi’ne gönderildi, onlar tarafından 15 gün içinde bir durum değerlendirilmesi yapılacak ve Türkiye’de kalıp kalmamam konusunda karar verecekler. Ama kesinlikle İran’a dönmek istemiyorum, Bir arkadaşım Türkiye tarafından İran’a iade edildi, şu an hapiste. Dönersem ben de haksız yere hapis yatacağım. Ailem Avrupa’da onların yanına gitmek istiyorum.”

Haberin Devamı

‘İkinci sınıf muamelesi görüyoruz’

“İran’da refah seviyeniz yüksek de olsa, zengin de olsanız mutlu değilsiniz. İran’da kadın olmak zor. Tek istediği özgür bir yaşam ve tüm mücadelemiz bunun için. Devletin özel yaşamımıza, kıyafetimize karşımasını istemiyoruz. İslam devriminden sonra İran’da kadınların statüsünü belirleyen yasaklar ve kurallar sadece erkeklerin işine yarayacak şekilde düzenlendi. Erkek hegemonyası söz konusu ve kadınlar ikinci sınıf insan muamelesi görüp ötekileştiriliyor. Tüm bunlara karşı durduğunuzda ciddi cezalar alıyorsunuz. İranlı kadınlar için verdiğim mücadele bitmiş değil, gittiğim her yerde İranlı kadınların haklarını konuşmaya devam edeceğim.”